Değerli okurlarım, uzun süredir sizlerin istekleriniz doğrultusunda siyasetin nabzını tutmak için çarşı-pazar dolaşıp enflasyon, açlık ve yoksulluk sınırı üzerine yazmaya çalıştım. Tabii ki, güncel konuları da ertelemedim. Örneğin, eğitim-öğretim yılının ailelere yüklediği ağır faturaları, öğrencilerin öğün atlayarak aç karınla derslere girmelerini en ince detayları ile yazdım.
Hemen belirteyim ki, dünyanın en popüler sporu olan futboldan, lig maçlarından ve de milli maç arasında yaşadığımız milli yaradan neden bahsetmediğimi de sordunuz. İşte bugün bu konuyu ele aldım. Türk futbolunun benim tabirimle “ikiz kuleleri” TÜFAD ve TÜRFAD’ın değerli yöneticileri ile konuyu masaya yatırdım. Türkiye Futbol Adamları Derneği’nin (TÜRFAD) İzmir Şube Başkanı değerli kardeşim Bahri Vreskala’yı yurtdışı seyahatinden döner dönmez, yani “yorgunu yokuşa sürerek” yakalayıp konuştum.
Bahri Vreskala’ya sordum; milli maçlar arası takımlar dinlendi. Milli takımımız şeklen C’den B’ye geçti. Ama yabancı hoca nezaretinde, hepsi yerli olan takımımız millet olarak hiç de olumlu not alamadı! Federasyondaki tutum ve davranışlar hala konuşuluyor. Buna ne dersiniz?
VRESKLA- “Milli Takımımızın hepimizi üzen başarısızlığı tüm spor camiamızı etkiledi. Ben uzun yıllar yabancı sporcu, futbolcu ve teknik direktörlere karşıyım. Son iki karşılaşmada aldığımız Lüksenburg beraberliği ve Faroe Adaları mağlubiyeti yabancı sporcu, futbolcu, teknik direktörlere karşı verdiğim mücadelemde haklı olduğumu gösterdi. Öyle ki; 2020 nüfus sayımına göre, Lüksemburg’un nüfusu 632.275, Faroe Adaları nüfusu 48.865 olan iki küçük ülkeye, çoğu genç olan 85 milyon nüfusa sahip ve Uluslararası Futbol Federasyonu Birliği (FİFA) sıralamasına göre 43. sırada olan ülkemiz son iki karşılamada, (Lüksemburg 94. sırada, Faroe Adaları 124. sırada) maalesef çok kötü sonuçlar aldılar. Bana göre büyük bir hezimet.’’
Sayın Vreskala, peki sizce nasıl olmalıydı?
“Bana göre yabancı futbolcu ve teknik direktör fazlalığının ekonomik açıdan da mahsurları vardır. Şöyle ki; yapılan sözleşmelerdeki eksiklikler nedeniyle bu kişilere fazladan tazminat ödemeleri yapılmaktadır. Bu da hem kulüpler bütçesine zarar vermekte, hem de boş yere ülkemizin döviz kaybına sebep olmaktadır.”
Bu konuda Vreskala sözlerini şöyle tamamladı: “Önemli bir konu da Fair Play anlayışıdır. Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) Üyesi ve Fair Play Komisyonu Başkanı, duayen basın mensubu sayın Erdoğan Arıpınar’ın, uzun yıllardan beri ülkemizde yürüttüğü Fair Play çalışmaları meyvelerini vermekte, sporda centilmenliğin önemini vurgulamakta ve tüm spor kamuoyuna örnek olmaktadır. Ve nihayet yıllar sonra, yeni TFF Başkanı sayın Mehmet Büyükekşi, futbolumuzda da “Fair Play’’ Komisyonu kurmuştur. Ama ne yazık konuşmaları, davranışları ile sporculara ve tüm kamuoyuna örnek olması gereken TFF yöneticileri de buna uymamaktadır. Son olarak 2-1 mağlup olduğumuz Faroe Adaları karşılaşması sonrasında basına açıklama yapan TFF Yönetim Kurulu Üyesi Hamit Altıntop agresif davranışlar sergilemiş, elini masaya vurarak Fair Play’e aykırı kötü örnekler sergilemiştir. Bu zihniyet devam ettiği süre başarı beklemek hayaldir. Yazık futbolumuza, yazık hayalleri yıkılan gençlerimize.”
* **
Değerli okurlarım, takdir edersiniz ki, futbol sezonu hızlı bir açılışla başladı. Özellikle Fenerbahçe’nin yeni hocası ile lige ve Avrupa’da iz bırakan, konuşulan sonuçlar alması gündemin üst sıralarına geçti. Göztepe’nin hisselerinin satışı, Altay’ın hala kendisine gelememesi çok konuşulan konular arasında… TÜFAD’da Dr. Şaban Acarbay dostumuzun birden frene basıp veda yazısını göndermesi çok konuşuldu ve konuşulmaya devam ediyor. Gelecek yazılarımda bu konulara da değineceğim. Selam ve sevgilerimle.