Montrö Sözleşmesi'nin Türkiye'ye güvenlik açısından neler sağladığını ve feshedilmesi (sona erdirilmesi) halinde neler kaybettireceğini, Emekli Büyükelçi Şükrü Elekdağ bakın usta haberci Uğur Dündar’a nasıl anlatmış:
“Sözleşme, Boğazlar'dan geçişte Karadeniz'e sahildar olmayan devletlere birçok kısıtlamalar getirmek suretiyle, Türkiye'nin güvenliği için gerekli koşulları yaratacak ve Rusya'nın güvenlik ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde dizayn edilmiştir. Karadeniz'de kıyısı olmayan devletler barış zamanında en az 8 gün önceden Karadeniz'e gidecek savaş gemilerinin sayısını, tipini ve geçiş tarihini Türk yetkili makamlarına bildirmeye mecburdurlar. Bu devletlerin boğazlardan aynı anda transit geçecek gemilerinin sayısı 9'u ve tonajı da 15 bin tonu geçemez. Keza, kıyıdaş olmayan devletlerin Karadeniz'de bulunduracakları gemilerinin toplam tonajı 30 bin tonla sınırlıdır. Tek bir devlet için bu tonaj 20 bin tonu geçemez. Ancak, Karadeniz'deki en güçlü donanmanın tonajı, sözleşmenin imzalandığı tarihteki en güçlü donamanın tonajını 10 bin ton aşarsa 30 bin tonluk limit 45 bin tona çıkarılabilir.Bu durumda bugünün koşullarında söz konusu limit 45 bin tondur. Boğazlardan uçak gemileri ve denizaltılar geçemez. Karadeniz'e kıyıdaş devletlerin barış zamanındaki hakları çok daha geniştir. Sözleşmeye göre savaş halinde, Türkiye tarafsız ise, muharip devletlerin gemileri Boğazlardan geçemez. Türkiye muharip ise savaş gemilerinin Boğazlardan geçişini istediği gibi düzenler.”

***

NATO-Rusya kavgasıdır Ukrayna’nın işgali.

Böylelikle bir kez daha boğazlarımızdan geçiş rejimini ve boğazlar bölgesinin güvenliğini sağlayan Montrö’nün önemi ortaya çıktı.

Montrö Boğazlar Sözleşmesi, şimdi resmen kurtarıcı oldu.

86 yıl önce “geleceğe değer veren” Büyük Önder Atatürk ve yol arkadaşlarının attığı imza, hala ülkemizi koruyor.

Montrö ve Lozan antlaşmaları, Türkiye Cumhuriyeti’nin yapı taşlarıdır.

Peki Kanal İstanbul şimdi olsaydı, geçecekler miydi savaş gemileri?

Düşünmek bile istemem.

“Montrö, Türkiye’nin herhangi bir savaşta, savaşan taraflardan  birinin yanında istemeden savaşa girmesini önleyen bir sözleşmedir. Montrö, Türkiye’nin 2. Dünya Savaşı’nda tarafsızlığını korumasına imkan yaratmıştır” diye imzaladıkları metinle Montrö’yü savunan 104 amiral hakim karşısına çıkıyor (!)

Aklıma TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un “Hak ve hukukumuzu  antlaşmalar korumaz. Cumhurbaşkanı isterse İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiği gibi Montrö’den de çekilebilir- 29 Mart 2021”, 2 gün önce de, “Türkiye, Montrö Antlaşması hükümlerine harfiyen riayet ediyor ve edecek” sözleri geliverdi. Hariciye Vekili Çavuşoğlu’nun da “Montrö’yü uygulayacağız” ifadesi de!..

***

“Yolunda yürüyen bir yolcunun yalnız ufku görmesi kafi değildir. Muhakk ufkun ötesini de görmesi ve bilmesi lazımdır!..”

Ne bilgece bir söz değil mi?

Ne büyük bir lidermiş Mustafa Kemal Atatürk?

Vefat ettikten sonra bile ülkesini yönetiyor!

Bugün yaşadığımız olayları, yıllar öncesinden gören ve Montrö Sözleşmesi’ni hazırlayan “tarihin kıskandığı dehaya” minnetle, saygıyla...