Bugün 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü’nün 61’inci yaşını kutluyoruz. Bu özel gün, tiyatro sanatının gücünü ve toplumdaki önemini hatırlatmak için önemli. 1961 yılında Uluslararası Tiyatro Enstitüsü'nce ilan edilen ve 1962 yılında bildiriler okunarak kutlanan bugün, dünya çapında tiyatroseverleri bir araya getiriyor.

***

Usta tiyatro sanatçısı, yönetmen, oyuncu, yapımcı ve çevirmen Muhsin Ertuğrul, 1978 yılında, bundan tam 46 yıl önce Türkiye'nin ilk Dünya Tiyatrolar Günü bildirisini kaleme alarak okudu.

Ertuğrul, Dünya Tiyatrolar Günü için yazdığı bildiri ile Türkiye'nin sesini tüm dünyaya duyurmuştur. Bu bildiride, tiyatronun sadece bir eğlence aracı olmadığını, aynı zamanda toplumu sorgulamaya ve çözümler üretmeye teşvik eden bir araç olduğu vurgulanıyordu. Günümüzde hala güncelliğini koruyan bir bildiri, Muhsin Ertuğrul’un kaleme aldığı bildiri. Zamanın ruhunu her dönemde yakalayan bir nitelikte. Ertuğrul'un bildiride değindiği sorunlar, günümüzde de hala geçerliliğini koruyor.

Bildiride sorulan, gençlerin neden birbirini öldürdüğü, barışın neden sağlanamadığı ve tiyatronun bu sorunlara çözüm üretmek için nasıl kullanılabileceği gibi konular, hala cevabını aradığımız sorular arasında yer alıyor.

***

Bildiriden önemli satır başları şöyle:

•      Tiyatro insanlığın en büyük öğretmenidir. Tiyatrosuz bir ulus, ruhsuz bir bedene benzer.

•      Tiyatro üçüz doğmuş bir sanat koludur: Yazar, oyuncu ve seyirci. Bunlar birbirinden ayrılırsa ortada tiyatro kalmaz.

•      Bugün Dünya Tiyatro Günü’dür, şu dakikada yüzlerce sahnede her ulusun kendi dramı oynanıyor.

•      Büyük kurtarıcı Atatürk, yurtta, dünyada barış, diye temel bir ilke atmıştır. Nerde yurttaki barış?

•      Gençler gençleri neden öldürüyor? Kardeş kardeşi neden öldürüyor? Gençler kendilerini neden öldürtüyorlar?

•      Tiyatro, sahnede sorunları yalnız sergilemekle yetiniyor. Bu sorunları düşünerek çözmek seyircinin sağduyusuna bırakılmıştır.

***

Muhsin Ertuğrul'un nerdeyse çeyrek asırlık bildirisi, tiyatronun sadece bir sanat dalı olmadığını, aynı zamanda bir sorgulama ve değişim aracı olduğunu hatırlatıyor. Ve ‘bunu Unutmayın!’ diyor. Tiyatro sanatının gücüyle, daha adil ve barışçıl bir dünya inşa etmenin mümkünlüğüne dikkat çekiyor.