Yeni yıla ayağımızın tozuyla ilk adımı attık. Adetten olduğu için yeni yıldan herkesin ister istemez beklentileri ve dilekleri oluyor.
2024’ten aşk, evlilik, ev, araba isteyen de var tabii ki ama benim genel tespitim şu ki, en çok istediğimiz ve özlemini çektiğimiz şeyler: Mutluluk, sağlık, bir de huzur.
*
Mutluluğun herkesin yılbaşı istek listesinde başı çekmesi şaşırtıcı değil. Dünya Mutluluk Endeksi’nde 137 ülke içinde 106. sırada yer alıyoruz. Bizden aşağıda Afganistan, Ruanda, Güney Sudan, Yemen ve Botsvana gibi ülkeler var… 2012’de bu endekste 77. sıradaymışız. 11 yılda 29 basamak birden düşmüşüz.
Ülkece mutsuzuz yani. Ve bu mutsuzluk ruh sağlığımıza hiç ama hiç iyi gelmiyor.
Öyle ki her geçen gün ülkemizde antidepresan kullanımı artıyor. Sağlık Bakanlığı verilerine göre 2009 yılında 1000 kişi başına günlük 29 antideprasan ilacı düşüyordu; 2020’de bu oran 49’a çıktı. 2017-2021 arasında satılan antidepresan kutu sayısı 11,5 milyon arttı. Hatta 2020’de 55 milyon kutu antidepresan satılırken 2021’de 5 milyon kutuluk artışla bu sayı 60 milyona çıktı.
Uzun lafın kısası; toplumumuzun psikolojisi pek de iyi değil…
*
Peki, Can Dostlar sayfasında ben neden ruh sağlığından bahsediyorum?
Hemen açıklayayım…
ABD’de Ulusal Sağlık Araştırmaları Merkezi (The National Center for Health Research) geçtiğimiz ay açıkladığı yeni raporunda hayvan destekli terapinin hem çocuklarda hem de yetişkinlerde depresyon ve anksiyete semptomlarını azaltabileceğini açıkladı. Hayvanların ruh sağlığı tedavisinde tamamlayıcı bir terapi olarak kullanılma potansiyelini vurgulayan rapor aslında bu alandaki ilk çalışma değil. Son 20 yılda yapılan birçok bilimsel araştırma hayvanlarla ve özellikle kedi-köpek gibi empati duygusu olan evcil hayvanlarla birarada olmanın, onlarla vakit geçirmenin insan psikolojisini olumlu yönde etkilediğini, stresi azalttığını, çocukların davranış gelişimine katkı koyduğunu, yaşlılarda bilişsel ve fiziksel sağlığa destek olduğunu ortaya koyuyor.
Ülkemizde pilot bölgelerde merkezler kurulduğunu; sahipsiz hayvanların bir kısmının bu merkezlerde terapi amaçlı eğitildiğini ve ardından sahiplendirildiğini düşünün.
Dünyada bunun birçok başarılı örneği var. Ülkemizde de bu eğitimleri gerçekleştirebilecek çok sayıda profesyonel var.
Bu, hem insanlara hem hayvanlara yarar sağlayabilecek harika bir proje olmaz mıydı?
Kediler neden kutuları çok sever?
Kedilerin kutuları çok sevdiğini bilmeyen yoktur. Üstelik sadece evcil kediler değil büyük kediler de kutu gördüklerinde kendilerini tutamayıp içine atlarlar. PetMD platformu kedilerin kutulara olan bu düşkünlüğünün nedenlerini şöyle sıralıyor:
· Kutunun içinde kendilerini güvende hissederler.
· Güvende hissettiklerinde stresleri azalır.
· Kutular atlama, saklanma gibi avlanma yeteneklerini geliştirmelerine yardımcı olur.
· Kutular sıcaktır; kediler sıcak ve korunaklı alanları sever.
· Kutular özellikle yavru kediler için oyun alanıdır.
· Karton kutuların materyali kediler için eğlencelidir. Tırnaklamaya, dişlemeye ve delik kısımlarından dışarı bakmaya bayılırlar.
DÜNYADAN BİHABER
HAYTAP’tan sokak canları için mektup kampanyası
Hayvan Hakları Federasyonu-HAYTAP, sokak hayvanlarının toplanması tartışmalarının gündeme gelmesinin ardından bir mektup kampanyası başlattı. Kampanya ile ilgili daha detaylı bilgiler haytap.org üzerinden paylaşılırken HAYTAP sosyal medyadan şu mesajı yayınladı:
“Mahallemizin hayvanlarının ölüme gönderilmesine karşı çıkıyoruz ve Tarım ve Orman Bakanlığı’na Mektup Kampanyası başlatıyoruz: Ne yaptığınızı biliyoruz!
Son zamanlarda mahallemizin kısırlaştırılmış sosyal köpeklerinin toplatılıp bakımevi denen ölüm kamplarına götürülmesi için bakanlıklar ve belediyeler işbirliği içinde çalışmalar yapmakta, komisyonlar kurmakta, ko-medyada ise hep bir ağızdan büyük bir algı operasyonu yürütülmektedir. Yetkililer her ne kadar bakımevlerinde hayvanların misafir edileceğini belirtse de işin iç yüzünün hiç de öyle olmayacağını ve aslında ne yapacaklarını biliyoruz. Tek çaremiz, onların sesini, çözüm önerilerimizi bu komisyonlara ve Cumhurbaşkanlığı’na duyurmaktır. Bu kapsamda, bir mektup kampanyası başlatıyor ve bütün yurttaşları bu kampanyaya destek olmaya davet ediyoruz.
Öncelikli hedefimiz binlerce mektubun posta yoluyla Tarım Bakanlığı’na yollanması. Sizden, maliyeti en fazla 60 TL olacak bir mektubu Tarım ve Orman Bakanlığı’nın adresine PTT ya da kargo yoluyla postalamanızı istiyoruz. O kadar çok samimi mektup gitmeli ki dünyada bile ses getiren bir kamuoyu oluşturmalıyız.”
**************************************************************
BİZİM GEZEGEN
2023 yılına damgayı aşırı sıcaklar vurdu
2023 yılında aşırı kuraklıktan mega yangınlara kadar birçok çevre olayı gerçekleşti. Sıcaklıklardaki artış ise yıla damga vurdu. 2023,tarihteki en sıcak yıl olarak kayıtlara geçti. Amerika’nın Death Valley bölgesinde termometreler 53’ü gösterdi; Tunus’ta 55 derece, Çin’de ise 52 derece görüldü. Eylül- Ekim-Kasım’da da sıcaklıklar mevsim normallerinin üzerinde gerçekleşti.
Ocak'tan Kasım'a kadar olan dönemde ortalama küresel yüzey sıcaklığı sanayi öncesi dönemin 1,46°C üzerinde gerçekleşti. Bu aynı zamanda bir önceki en sıcak yıl olan 2016'nın ortalamasının da 0,13°C üzerindeydi.
2023 yılında okyanuslar da aşırı sıcaktan etkilendi. Mart, Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül ve Ekim ayları şimdiye kadarki en yüksek deniz sıcaklıklarını kaydetti. Şubat ayında, güney yarımkürede yazın sonuna doğru, Antarktika buz tabakası endişe verici derecede düşük bir seviyeye ulaştı ve ardından kış boyunca alışılmadık derecede yavaş bir hızla yeniden büyüdü. Dünyanın diğer ucundaki Kuzey Kutbu, ortalama 6,4°C sıcaklıkla tarihteki en sıcak yazı yaşadı. Her iki bölge de, kısmen buz tabakasının erimesi ve okyanusun ısınması nedeniyle, alt enlemlere göre daha hızlı ısındıkları anlamına gelen “kutupsal genişleme” olgusundan etkilendi.
KULAĞIMIZA KÜPE OLSUN
“Çevreye iyi davranın. Hayvanlara iyi davranın. İnsanlara iyi davranın. Bunu yaparsanız dünyada bir iz bırakırsınız.”
Enock Maregesi