Cezve’yi hatırlar mısınız?

Hani, 1 Ağustos’ta İstanbul Başakşehir’de bir sitede inşaat işçisi tarafından dakikalarca işkence edilerek öldürülen kedi.

İşte Cezve için adalet yerini buldu.

Onu bu dünyadan acılar içinde koparan inşaat işçisi Burak Alan iyi hal indirimi uygulanmadan 3 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırıldı!

*

Cezve’nin ölümünün ardından sahibi Serpil Daşçı Pilavcı, kedisi için büyük bir adalet mücadelesine girişmişti. Gözyaşları içinde herkesten destek istemiş; ““O sadece bir kedi değildi, ben tek başıma yapamam, lütfen peşini bırakmayın” demişti. STK’lar, avukatlar, hayvan severler Cezve için seferber oldu.

Ülkemizde artık nadir gerçekleşse de sonunda bir can için adalet yerini bulabildi.

*

Sosyal medya günlerdir Cezve’yi konuşuyor.

Mahkeme hakiminin amasız fakatsız, indirimsiz, verilebilecek en üst cezayı vermesi, vicdanlı insanların yüreğine su serpti. Umutları biraz olsun yeşertti. Bak işte adalet ölmemiş, dedirtti.

Cezve için verilen bu karar benzer davalar için de emsal teşkil edecek.

Cezve geri gelmeyecek ama en azından onu öldüren katil yaptığının cezasını çekecek. Umalım ki, hapiste geçirdiği her gün vicdanıyla baş başa kalarak yaptığı kötülüğün idrakine varsın ve ömrü boyunca bir daha karıncayı bile incitmeye cüret edemesin.

*

Bazıları “bir kedi için ortalığı bu kadar ayağa kaldırıyorsunuz, insanlar için olsa yapmazsınız” gibi son derece yanlış, gereksiz ve haksız yorumlar da yapıyor.

Şundan emin olun ki, kedi için ortalığı ayağa kaldıranlar zaten insanlar için de aynı duyarlılığı gösterenlerdir.

Ve ayrıca, bir kedi için bile adaletin sağlanabildiği ülkeler, insan haklarının zaten çoktan zirveye çıktığı ülkelerdir. Yani mesele bir kedi, bir ağaç, bir orman meselesi değildir.

Adalet bir ülkede herkes ve her şey için eşit ve doğru şekilde uygulanırsa o ülkede gerçek anlamda bir adaletten bahsedilebilir.

Yani adalet bir kedi, bir ağaç, bir insan diye ayırmaksızın, hakkı, hukuku sağlamakla yükümlüdür.

İşte bizler bir kedinin hakkını aslında bütünün hakkı için de savunuyoruz. Diyoruz ki, bir kediiçin bile hak geçmeyen, bir kedi için bile adalet mekanizmasının hakkıyla çalıştığı bir ortamda zaten insanlar için adalet her zaman yerini bulur.

Candostlar H A Y T A P Dunyadan

HAYTAP’tan “kuyruk ödülü” tepkisi

HAYTAP (Hayvan Hakları Federasyonu) Muğla Valiliği’nin yaban domuzu kuyruğu getirenlere ödül vermesine tepki gösterdi. Tarım ve Orman Bakanlığı’na yazılı bir şikayet dilekçesiyle başvuran Federasyon Muğla Valiliği’nin “domuz kuyruğu getirene 5 kurşun ödül” uygulamasının ekolojik denge, hayvan refahı ve yaban hayatı yönetimi açısından ciddi endişeler doğurduğunu belirtti. Federasyon Temsilcisi Evrim Caner Kaplan imzalı şikayetdilekçesinde şu ifadeler yer aldı:

“Ülkemizde son yıllarda yaşanan orman yangınları, doğal yaşam alanlarının büyük ölçüde tahrip olmasına neden olmuştur. Aynı dönemde sokak köpeklerinin sistematik biçimde toplanması da kent ekosisteminin dengesini bozmuştur. Bu zincirleme etkiler sonucunda, yiyecek bulmakta zorlanan ve doğal düşmanlarını kaybeden yaban domuzları, yaşam alanlarını terk ederek şehir merkezlerine kadar inmek zorunda kalmıştır. Bu süreçlerin ardından, çözüm olarak yaban domuzlarının öldürülmesi ve kuyruklarının ödül karşılığında toplanması, bilimsel temelden uzak, çağ dışı ve ekolojik açıdan tehlikeli bir yaklaşımdır. Bu tür uygulamalar yalnızca geçici bir ‘görünmezlik’ sağlar; doğanın kendi dengesiyle oynandığında sorun, farklı biçimlerde yeniden ortaya çıkar.

Bir devlet kurumunun, 21. yüzyılda öldürme ve parça getirme mantığıyla sorun çözmeye çalışması; sadece hayvanların değil, bilimin, vicdanın ve kamu sağlığının da göz ardı edildiğini göstermektedir.

Bu uygulamanın dayandığı bilimsel gerekçe ve ekolojik etki analizi nedir?

Bakanlığınız, doğal dengenin bozulmasında rol oynayan orman tahribatı ve kontrolsüz köpek toplama süreçleri hakkında herhangi bir ön değerlendirme yapmış mıdır?

Yaban hayatı yönetimi politikalarınızda, öldürme yöntemleri yerine rehabilitasyon ve habitat onarımı gibi bilimsel temelli çözümlerin uygulanmamasının gerekçesi nedir?

Bakanlığınızdan, toplum vicdanını ve bilimi esas alan bir açıklama bekliyoruz.”

Candostlar A V R U P A Y E Ş İ L A L A N Bizimgezegen

Avrupa’nın en çok yeşil alan kaybeden ülkesi: Türkiye

Avrupa genelinde yürütülen yeni bir araştırma Türkiye’nin, kıtanın en çok yeşil alan kaybeden ülkesi olduğunu ortaya koydu. Green to Grey araştırmasına göre Türkiye, 2018-2024 yılları arasında yaklaşık 1.860 km² doğal ve tarımsal alanını inşaat projeleri nedeniyle yitirdi.

Avrupa'nın giderek yok olan doğasıyla ilgili verileri ortaya koyarak bu yok oluşun önüne geçilmesi için farkındalık yaratan proje, Avrupa Gazetecilik Arenası (Arena for Journalism in Europe) ve Norveç kamu yayın kuruluşu NRK tarafından başlatıldı. Norveç Doğa Araştırmaları Enstitüsü (NINA) de projeye bilimsel uzmanlık sağlıyor.

Araştırma sonuçlarını değerlendiren Greenpeace Türkiye, ülkemizin kaybettiği 1.860 km² doğal ve tarımsal alanın İstanbul’un Anadolu yakasından daha büyük bir alana tekabül ettiğine dikkat çekerek “Türkiye, tek başına Avrupa’daki toplam doğa kaybının beşte birinden fazlasından sorumlu. Avrupa genelinde her gün 600 futbol sahası büyüklüğünde yeşil alan yok oluyor. Bu kayıplar gıda güvenliğimizi, sağlığımızı ve geleceğimizi de tehdit ediyor” ifadelerini kullandı.

İZMİR ÇALTILIDERE’DE EKOLOJİK FACİA

Projede Türkiye’ye dair en çarpıcı vakalardan birinin İzmir Çaltılıdere ile ilgili olduğunu da belirten Greenpeace Türkiye şunları vurguladı: “Çaltılıdere sulak alanı lüks yat yapım ve bakım tesisi için betona gömüldü. Bu alan, flamingolar, pelikanlar ve birçok kuş türü için önemli bir durak noktasıydı. Resmi koruma statüsü kaldırıldıktan sonra, yerel yönetim ve kurum raporları manipüle edilerek bölgenin ekolojik işlevselliği yok sayıldı.”

Candostlar Kulagimizakupe (1)-3

KULAĞIMIZA KÜPE OLSUN

“Merhametin ve acımanın erdemi toplumu birbirine kenetleyen en önemli unsurdur.”

- Victor Hugo (Sefiller)