Sesimizi duyun! Sesimize ses verin. Acele edin ölüyoruz! Kilis saldırı altında. Vatan saldırı altında.”

Böyle feryat ediyor Kilis Barosu ve diğer Kilis sivil toplum örgütleri verdikleri ilanda. Evlerine roketlerin düştüğü, şarapnellerin yağdığı, masum insanların sokaklarda öldüğü Kilis'ten sesleniyorlar.

Haberlerde altyazı, iki haber arasında bir kare değiliz. Magazin programlarının arasına sıkıştırılmayı kabul etmiyoruz” diyorlar.

Bağımsız, demokratik ülkelerde insanlar öncelikle devletinden ne ister? Can güvenliği ister, yaşama hakkının sağlanmasını ister. İşte Kilisliler de yalnızca bunu istiyor.

Ocak ayından beri 22 masum insan, kanlı cinayet örgütü IŞİD'in, hadi bazı çevreler rahatsız olacak ama adını açık açık yazalım; Irak-Şam İslam Devleti'nin roket ateşi altında can verdi.

Bombalanan kent bu ülkenin bir kenti. Bütün ülkenin ayağa kalkması gerekiyor. Yetkililerden ne bir ses çıkıyor, ne de kente bir nefes veriliyor. İktidar susuyor, ordu susuyor, medya susuyor, sivil toplum örgütleri susuyor. Ama yine de haksızlık etmeyelim. Devletin kentteki temsilcisi Vali Süleyman Tapsız susmuyor, konuşuyor;

Benim de can güvenliğim yok. Süpermen değilim. Roketleri havada yakalayamam” diyor hiç sıkılmadan. İlave ediyor;

Abdestsiz sokağa çıkmayın.”

Geçen yıl Kilis'i gezme olanağı bulmuştum. Şimdilerde televizyondan izlediğimiz kente hiç benzemiyordu. Son derece canlı, hareketli, gelişme atılımları açık-açık görülen cıvıl cıvıl bir bir kentti. Nasıl bu hale geldi anlamak mümkün değil. Şehir yoğun bir göç altında. Nüfusun neredeyse üçte biri şehri terk etmiş. Şehirde kalanlar çocuklarını okula göndermek istemiyor, eğitim felç olmuş. Ticaret bitme noktasında. Esnaf dükkanını açamıyor. Kente büyük bir panik ve korku hakim. Vatandaş soruyor; Nerede bu devlet?

Bombalanan topraklar vatan toprakları, ölenler bizim insanlarımız. Tedbir alınmazsa bu gerilimli ortam ve acı sürecin bitmesi mümkün değil. Vatan hainliğini ağızlarına sakız yapanlara sormak gerekiyor; vatan toprakları bombalanırken, masum insanlarımız öldürülürken, bu şehri kaderine terk etmek vatan hainliği değil midir?

Her şey rezil Suriye politikasıyla başladı. Bu politikanın çöktüğünü, iflas ettiğini hala göremiyorlar. Üzerine bir de saçma-sapan Rus uçağının düşürülmesini monte ettiler. Şimdi hava kuvvetlerimiz sınırı bir milim bile geçemiyor, bombardımanı seyrediyor. Tüm ümidimiz insansız hava araçları ve koalisyon güçlerinin himmetinde. Nedense sorunun Rusya ile çözülebileceğini, bu ülkeyle masaya oturmanın yollarını aramaları gerektiğini bir türlü görmek istemiyorlar.

Olan güzel sınır kentimiz Kilis'e ve orada yaşayan insanlarımıza oluyor.