İlköğretim ve ortaöğretim kurumlarında eğitim gören yaklaşık 20 milyon öğrenci ve 1 milyonu aşkın öğretmen için 9 Eylül 2024'te başlayan zorlu ve yeniliklerle dolu eğitim-öğretim maratonu, 20 Haziran Cuma günü çalacak son ders ziliyle birlikte tamamlanıyor. Öğrenciler, bir yılın yorgunluğunu üzerlerinden atacakları üç aylık yaz tatilinin heyecanını yaşarken, bu yıl aynı zamanda Türk eğitim sisteminde köklü bir değişimin yaşandığı, tarihi bir dönemin de ilk tanıkları oldular. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli'nin ilk kez uygulandığı, yeni okul türlerinin kapılarını açtığı ve pek çok yeni uygulamanın hayata geçtiği 2024-2025 eğitim-öğretim yılı, sadece bir karne döneminin değil, eğitimde yeni bir paradigmanın da başlangıcı olarak kayıtlara geçiyor.
Sadece tatil değil, yeni bir dönemin ilk perdesi kapandı
Bu yılki eğitim-öğretim yılını öncekilerden ayıran en temel ve en devrimci yenilik, şüphesiz ki Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından uzun bir hazırlık sürecinin ardından hayata geçirilen Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli oldu. Bu yeni model, sadece ders kitaplarının içeriğini değiştirmekle kalmadı, aynı zamanda eğitimin felsefesini, hedeflerini ve uygulama yöntemlerini de temelden dönüştürmeyi amaçladı. Ezbere dayalı, bilgi aktarımını önceleyen eski sistemin yerine; öğrencinin aktif olduğu, sorguladığı, eleştirel düşündüğü ve becerilerini geliştirdiği bir yaklaşım benimsendi.
Bu kapsamda, yeni müfredat ile ders içeriklerinde yaklaşık yüzde 35 oranında bir sadeleştirmeye gidilerek, öğrencilerin derinlemesine öğrenmesine ve konular arasında bağlantı kurmasına olanak tanındı. 2024-2025 eğitim öğretim yılının başlamasıyla birlikte, okul öncesi, ilkokul 1. sınıf, ortaokul 5. sınıf ve lise 9. sınıflarda kademeli olarak uygulanmaya başlanan yeni modelde, ders kitapları da bu yeni felsefeye uygun olarak, "beceri örgüsü" temelli bir yapıda hazırlandı. Bu kitaplarda, öğrencilerin yardımcı kaynaklara veya ek derslere ihtiyaç duymadan konuları tam olarak kavrayabilmeleri hedeflendi. Kitaplardaki karekodlar aracılığıyla öğrenciler; konu anlatım videoları, interaktif etkinlikler, animasyonlar, simülasyonlar, dijital tarih içerikleri, artırılmış gerçeklik uygulamaları ve hatta yapay zeka ile desteklenmiş öğrenme araçlarına kolayca erişim sağladı. Bu yıl, bu yeni modelle tanışan ilk kademelerdeki öğrenciler, aslında eğitimde bir devrimin ilk adımlarına tanıklık etmiş oldular.
