CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında sosyal medya hesabından güçlü bir açıklama paylaştı. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için caydırıcı, kapsayıcı ve etkili bir politikaya ihtiyaç olduğunu belirten Özel, mevcut yönetimin tercihlerinin kadınları güvencesiz bıraktığını söyledi.

Image 335

Özel, paylaşımında şu ifadeleri kullandı:

“Kadınların güvende ve özgürce yaşayabilmesi için; şiddetin caydırıcı düzenlemelerle önleneceği güçlü bir sistemi inşa etmek gerekir. Bunu yapmak siyasi bir tercihtir. Birileri güvende tutulurken, kadınlar başta olmak üzere milyonlar güvencesiz bırakılıyorsa, bu siyasi tercihin sonucudur.”

Bu açıklamalar, son yıllarda kadın cinayetlerinin artması ve hukuki düzenlemelere ilişkin tartışmalar sürerken büyük yankı uyandırdı.

İzmir’de 25 Kasım için 'boş koltuklu' çarpıcı mesaj!
İzmir’de 25 Kasım için 'boş koltuklu' çarpıcı mesaj!
İçeriği Görüntüle

“Milletin takdiriyle iktidara geldiğimizde…”

Özgür Özel, mesajının devamında CHP’nin iktidara gelmesi halinde atacakları en önemli adımlardan birinin İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe alınması olduğunu belirtti.

Özel’in açıklaması şöyle devam etti:

“Milletin takdiriyle iktidara geldiğimizde, İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden yürürlüğe koyacak, kadına yönelik şiddetle mücadelede gereken tüm adımları cesaretle atacağız.”

Bu sözler, kadın hakları savunucuları, sivil toplum örgütleri ve muhalefet cephesinde olumlu karşılandı.

İstanbul Sözleşmesi’nin önemi yeniden gündemde

2011 yılında İstanbul’da imzaya açılan ve kadınlara yönelik şiddetin önlenmesine dair en kapsamlı uluslararası metinlerden biri olan İstanbul Sözleşmesi, Türkiye’de uzun süredir tartışmaların odağında.

Sözleşme:

  • 1 Ağustos 2014’te yürürlüğe girdi.

  • Kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddeti hedef alan ilk Avrupa sözleşmesi olma özelliğini taşıyor.

  • Şiddetle mücadelede devletlere kapsamlı yükümlülükler getiriyor.

Türkiye, 2021 yılında Cumhurbaşkanlığı kararıyla sözleşmeden çekildi. Bu karar hem yurt içinde hem uluslararası arenada büyük tepki aldı. Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği dahil birçok kurum, Türkiye’yi kararı gözden geçirmeye çağırdı.

Sözleşmeden çekilme gerekçesi olarak “aile yapısına zarar verdiği” iddiası öne sürülse de, kadın örgütleri ve hukukçular bu savunmanın gerçeği yansıtmadığını belirtiyor. Kararın iptali için yapılan başvurular ise yargı tarafından reddedilmişti.

AKP hükümeti, kadınların Türk iç hukukuyla korunabileceğini savunurken, muhalefet temsilcileri ve sivil toplum örgütleri, sözleşmenin şiddetin önlenmesinde son derece kritik bir rol oynadığını vurgulamaya devam ediyor.

Kaynak: haber merkezi