"Asılacak Kadın", "Yarın Yarın", "Bitmeyen Aşk", "Akışı Olmayan Sular", "Cinayet Fakültesi" ve unutulmaz hikayelerinden "Taksim-Maçka"yı anımsarım hemen...
Edebiyat eleştirmenleri
onu şöyle tarif eder;
"Benzemek yerine farklı olmaya cesaret etmiş, edebiyatta derinlikli bir yeniliği kovalamıştır
Pınar Kür...
Modern edebiyatımızdaki yeri hep özgündür.
Kadına, hayata, edebiyata karşı vicdanları diri tutan bir yazardır..."
****
Çok güçlü bir kalemdi...
İlkeli entelektüeldi...
Türkçe'yi kullanmaktaki ustalığı kadar cesurdu da...
Toplumsal sorunlardan uzak tutmazdı romanlarını...
Üretkenliği imrenilecek düzeydeydi.
Tarzını anlatır şu ifadeleri
“Ancak aşk mektubu dışında hiçbir yazı bir oturuşta tamamlanmaz. Hele de öykü gibi kırıldı kırılacak ana kuzusu bir tür…
Bir öykü içimde doğduğunda, gözlerimi kapar ve son cümlesini bulmaya çalışırım.
Ve son cümleyi kurmadan ilk cümleyi kurmam.
O arada öykü kendisini yazar, ben yazım hatalarını sonradan düzeltirim,”
(Defne Suman’a verdiği röportajdan -Milliyet Sanat, 2021)
****
Kür'ün 1979’da yayınlanan ve 12 Mart 1971 darbesi dönemini anlatan “Yarın Yarın” romanıyla birlikte ilk dört romanı için toplatma ve imha kararı çıkmıştır. Mahkeme kararıyla beraat etmiştir...
Kadının toplumsal ve cinsel olarak ezilmesi sorununu anlattığı “Asılacak Kadın” film oldu...
Başrolünde Müjde Ar oynamıştır o filmde...
****
82 yaşında göç etti Pınar Kür de...
Dünya yolculuğunu tamamladı...
Türk Edebiyatının Unutulmazları arasında yerini çoktan almıştır...
Anılarıyla yaşasın...