“Milli Görüş gömleğimizi çıkardık” söylemiyle 1950’den bu yana Türkiye’yi yöneten sağ iktidarların devamı olarak iktidara gelen AKP, “gömlek” çıkartmadığı gibi, ajandalarındaki rejim değişikliğini gerçekleştirmek için bürokratik, ekonomik, yargı ve medyayı kontrol altına alacak yasal değişiklikleri adım adım yapmaktadır.
Bunun gerçekleşmemesi, Cumhuriyet’in kurucu üyesi olan CHP’nin temel görevidir. Bugün CHP’deki değişim istemlerinin arkasındaki gerçek budur. Genç neslin bunun hayata geçirilmesi için önerdiği iki yol vardır.Sosyal demokrasi ve fırsat eşitliği.
Sosyal demokrasi, toplumları eşitliğe, adalete, demokrasiye, bağımsızlığa, refahın yaygınlaştırılmasına doğru değiştirme mücadelesidir. Bunlar yüksek üretim düzeyi ile sağlanır. Sosyal demokrasi toplumcu düşüncedir. Bunu besleyen iki kaynak vardır. Birincisi solun evrensel ilkeleri, ikincisi Türkiye’nin kendine özgü değerleri. Bu iki kaynağı iyi değerlendirmek gerekir. Devlet kurumlarında ve üniversitelerde “Yandaş” kayırmacılığına son vermek için mülakat, özerk üniversite için YÖK kaldırılmalıdır. Emek bir bütündür. Kafa-kol emeği, işçi memur ayrımı doğru değildir. Emek üretimin özü, temelidir. Devletin birey, bireyin toplum için var olduğu ilkesinden hareketle özü sürekli yenilenmeye, değişime dayanan anlayışın, gelişmeler çerçevesinde değişmesi doğaldır.
Yeni bir anayasa, insan hakları, adalet, adil gelir dağılımı, sanayileşme, çağdaş üretim, köylünün “efendiliğe” kavuşması, gençlik ve kadınların öncülüğü, çevre duyarlılığı, bağımsız dış politika, toprak reformu gibi olguların toplum katmanlarında kabul görmesi radikal değişimleri gerektirmektedir.
Türkiye’nin küresel bir aktör olması, rejim değişikliğinin önüne geçilmesi böyle bir dönüşümle olasıdır. Değişim ve dönüşümün reçetesi sosyal demokrasi ve fırsat eşitliğidir. Bu ayna zamanda CHP’de değişim isteyen genç neslin de hedefidir.
Reçete budur.