Kavgalar, dövüşler, vurmalar, kırmalar… Ne çok haberlere konu oluyor, farkında mıyız? Eskiyi hayal ediyorum da, Lig TV’nin, hatta şifreli kanalların olmadığı zamanları… En üst ligimize, daha Süper adının konmadığı zamanları… Sadece 3 adet profesyonel ligimizin olduğu ve yerelde de 2 adet amatör ligimizin olduğu zamanları… En büyük derbi maçlarında bile taraftarların karışık ya da yarı yarıya oturabildikleri, üstelik ne kavgası, tartışma bile yaşamadıkları zamanları… El ele, kol kola statlara girilip, çıkılan zamanları… Stat ya da maç kavgalarının sadece İngiltere’de ya da başka ülkelerde olduğunu bildiğimiz zamanları…
Sonra yavaş yavaş, iklim değişircesine bize de bulaşmaya başladı bu kavga illeti! Önceleri sadece derbi maçlarında ortaya çıktı. Dedim ya, yavaş yavaş… Sanki alıştırılmaya çalışılıyorduk ahali olarak… Sonra saha içine yansımalar… Maç sonrasına düşen ateşler… Derken normal müsabakalarda da görmeye başladık zerk edilen zehri… Damarlarımıza öylesine şırıngalanıyordu ki yerimizde duramaz olduk! Heyecanımızdan değil tabii!
Ve bu zehirli hal amatörlere kadar yürüdü. A takım müsabakaları ile başlayan spor terörü illeti, alt yaş gruplarına kadar sıçradı. Ne elim ve ne vahim bir hastalıktı ki bu? Durdurulamaz bir hal aldı.
Spor terörüne, en son kurbanımızı, İstanbul Amatör Süper Liginde karşılaşacak olan Yıldırım Bosna ile Küçükköy takımlarının taraftarları arasındaki kavgada verdik. Üstelik maç daha başlamamıştı. Sakın yanlış değerlendirmeyin! Olaylar maç ile başlar genellikle ve maç içerisindeki bir hadise tribüne yansır ve kavga çıkar. Kavganın hiçbir şeklini kabul etmiyorum ama bu olayda sebep yok!
Tek sebep kendinin maça gittiğini zanneden ki aslında savaşa gidiyormuş, birilerinin ortalığı kan gölüne çevirmek istemesi… Terör benzeri bir kargaşaya meydan vermek, yaratmak istemesi…
Sonuç; aramızdan ayrılan gencecik bir hayat… Şampiyon olabilecekken oynadığı ligden çekilen Yıldırım Bosna… Farkındalık olsun diye ülkemizdeki tüm amatör müsabakaların TFF tarafından birer maç ötelenmesi…
Sonra? Mesela, haftaya düzelecek mi her şey? Bitecek mi tribündeki hadiseler? Maç önleri ve sonları değişecek mi olaylar?
Sorunların kolluk kuvvetiyle çözülmesine şiddetle karşıyım. Çünkü bireyler eğitilmeli… Öyle bir eğitilmeli ki, saygı, sevgi ve hoşgörü tavan yapabilmeli… Kolluğa da gerek kalmamalı… Ama güzel ülkem öyle bir hale getirildi ki, uygulayın kardeşim 6222 sayılı sporda şiddet yasasını! Amatör, A Takım, alt yaş kategorisi dinlemeyin!
Dipnot; “Zekâdan çok saygı ve kibarlığa ihtiyacımız var. Bunlar olmadan yaşam şiddet dolu olur ve yaşamı kaybederiz.” Charlie Chaplin.