İzmir’de yaşayan dört şairin kitaplarına gidelim bugün. Gülçin Sahilli’nin, Dizdar Karaduman’ın, Neslihan Perşembe’nin, Ahmet Cengiz’in şiir kabul günlerine…

YAĞMUR SAYMA MAKİNESİ


“Sen al makineyi git, / Saydığın yağmurlara benden selam söyle / Ebemkuşağının kızı dersin onlar unutmaz.”
Gülçin Sahilli, ironik diliyle aklından uçurtma yapan, gülümsemenin rengini duyumsatan, “gereksizse italik konuşmayan”, deliliğini seven, ebemkuşağının şiir kızı.
Daha önce “Mavi Esme Boran” (2014), “Gül Kedisi” (2015) adlı kitapları yayımlanmıştı. Bu kez Yasak Meyve yayınlarından “Yağmurları Sayma Makinesi” ile esenledi okurlarını.
Bu kitap dosya olarak 2015 Attilâ İlhan Şiir Özendirme Ödülü’ne değer görülmüştü. 23 şiirin yer aldığı kitapta özgün, şaşırtıcı imgelerle de karşılaşıyoruz. Erkek egemen davranışa, söyleme de sözünü sakınmıyor: “Erkek din sahibi, dün sahibi, gün hâkimi/ Kadın sonuçta merdiven altı üretimdi/ Ellerinizle yazdığınız dört kitap söyleyince/ Türün güçlü olanı hayvanına yenildi.”
“Yağmur Sayma Makinesi” Gülçin Sahilli’nin şiirindeki gelişmeyi duyumsatan bir kitap.

SENDEKİ YARA BENDE KANIYOR


Dizdar Karaduman, Türkçe ve Türk Dili Edebiyatı öğretmeni olarak 28 yıl görev yaptı. Emekli olduktan sonra Veysel Çolak Şiir Atölyesi çalışmalarına katıldı. Karşıyaka Belediyesi’nin yayımladığı “Şiir Benim Vatanım” adlı ortak kitapta yer aldı.
“Sendeki Yara Bende Kanıyor” Karaduman’ın ilk şiir kitabı.
Toplumsal olaylara karşı duyarlı bir şair. İnsanı acıtan olaylar Karaduman’ın şiirlerinde de yer bulabiliyor. Örneğin Van’daki depremde bir otelin yıkıntısı altında kalan Japon Miyazaki (s.39), Sivas yangını, Ankara’da, Paris’te, Diyarbakır’da insana yönelik bombalı saldırılar, içacıtan olaylar onun şiir dünyasını etkiliyor, dizelerinde can buluyor.
Etki Yayınları’ndan çıkan Sendeki Yara Bende Kanıyor’da Karaduman “hayatı ve insanı gözet”iyor; “şiirin insanı onarıcı ve iyileştirici gücüne” inanıyor.

ZAMANSIZ DOSTLAR KERVANI


Dokuz Eylül Gazetesi’nde başarılı yazılarını, söyleşilerini izlediğim Neslihan Perşembe, ilk şiir kitabı “Zamansız Dostlar Kervanı”yla kitaplı yaşama katıldı. “Silahlar sana doğrulsa siperdir/ yetmese düşlerini verir/ her düş, kurşunları bir bir eritir/ ateş suya dönüşür, umutların dirilir/ zamansız dostlar kervanı/ hiç beklemediğin anda gelir” dizeleriyle başladığı ve kitaba adını verdiği zamansız dostlar kervanında birikmiş özlemlerini duyumsatıyor bize.
Temren Yayınları’ndan çıkan kitabında şiirlerinin büyük bölümünü, “yaşamın varsıllığı saydığı”, değer verdiği, sevdiği dostlarına adamış Neslihan Perşembe.
Şiiri, yaşama tutunmanın, dayanmanın, dayatmanın yolu olarak görüyor, toplumsal sorunlara duyarlı penceresinden yaklaşıyor.
“Yaşanan sorunlardan, acılardan, yıkımlardan” soyutlamıyor kendini. “bir parktan koca bir ülke çıktı / gezdikçe büyüdüğümüz / hepimizin bestesi ümidin senfonisi”

DİLALTI


Ahmet Cengiz’in beşinci şiir kitabı Dilaltı. Özgeçmişinde “devletin çeşitli okullarında öğretmen olarak çalıştı. Siyasi görüşleri nedeniyle iki görevden alındı” diye yazıyor. Şimdilerde Veysel Çolak Şiir Atölyesi’nde şiir işçiliğini sürdürüyor. Resim yapıyor, kişisel ve karma sergilere katılıyor.
Sesi barışa açık, “acilen bana iki doz/ dilaltı barış verin” diye yırtınıyor!
Dilaltı’nda “yılkı imgeler” dediği şiirlerinin tadına bakalım biraz da:
“sayrılanmışsın belli/ İzmir dökmüş için dışın/ yaşama tutkun iflah olmaz”
“yağmur /kalabalıkları değil/ yalnız insanları ıslatır”