Türkiye'de ekonomik göstergelerde kırılgan bir dönem yaşanıyor. 11 ay boyunca sınırlı da olsa yükseliş trendinde olan Tüketici Güven Endeksi, Nisan ayında yeniden düşüşe geçti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) işbirliğiyle hazırlanan son rapora göre, ekonomiye güven gösteren endeks Mart ayındaki 85,9 seviyesinden %2,3 oranında azalarak 83,9'a geriledi.
Ekonomi çevrelerince yakından takip edilen göstergedeki düşüşün zamanlaması, özellikle dikkat çekiyor. 19 Mart'ta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na yönelik gerçekleştirilen siyasi operasyonun ardından faiz indirim sürecinin durması ve piyasalarda artan belirsizlik, vatandaşların ekonomiye olan güvenini de olumsuz etkiledi.
Hanelerin maddi durumunda bozulma
Rapora göre, endeksin alt kalemleri incelendiğinde, vatandaşların cüzdanlarında hissettikleri daralma net şekilde görülüyor. "Mevcut dönemde hanenin maddi durumu" alt endeksi, Mart ayında 70,9 iken, Nisan'da %2,5 oranında azalarak 69,1'e geriledi. Bu düşüş, hanelerin şu anki ekonomik durumlarını bir önceki aya göre daha kötü algıladıklarını gösteriyor.
Benzer şekilde, "Gelecek 12 aylık dönemde hanenin maddi durum beklentisi" endeksi de 84,7'den 84,3'e düşerek, vatandaşların önümüzdeki bir yıllık süreçte maddi durumlarının iyileşeceğine dair umutlarının azaldığını ortaya koyuyor.
Geleceğe dair kaygılar artıyor
Tüketici beklentileri açısından daha da çarpıcı olan, vatandaşların genel ekonomik görünüme ilişkin kaygılarının artması oldu. "Gelecekteki genel ekonomik duruma ilişkin beklentiler" endeksi, Mart ayındaki 84,6 seviyesinden Nisan'da 82,8'e gerileyerek, ekonominin geleceğine yönelik endişelerin arttığını gösterdi.
Ekonomist Dr. Ahmet Yılmaz, konuyla ilgili değerlendirmesinde, "Son dönemde yaşanan siyasi gerginlikler, doğrudan ekonomik güven üzerinde olumsuz etki yarattı. Özellikle İstanbul gibi ekonominin kalbi konumundaki bir şehirde yaşanan siyasi kriz, yatırımcılar ve tüketiciler açısından belirsizlik yaratıyor" ifadelerini kullandı.
Dayanıklı tüketim mallarında alarm veren düşüş
Endeksin alt kalemlerinde en dikkat çekici azalma, dayanıklı tüketim malları harcamalarına ilişkin düşünceler bölümünde yaşandı. "Gelecek 12 aylık dönemde dayanıklı tüketim mallarına harcama yapma düşüncesi" alt endeksi, Mart ayında 103,2 seviyesindeyken, Nisan'da %3,8 oranında sert bir düşüşle 99,3'e geriledi.
Bu düşüş, vatandaşların beyaz eşya, elektronik, mobilya gibi uzun ömürlü ve görece pahalı ürünlere yönelik harcama eğilimlerinin belirgin şekilde azaldığını gösteriyor. Daha da önemlisi, bu alt endeksin 100'ün altına inmesi, tüketicilerin bu alanda kötümser bir bakış açısına sahip olduğunun göstergesi olarak yorumlanıyor.
Siyaset-ekonomi ilişkisi belirginleşiyor
Ekonomistler, son dönemde yaşanan siyasi gelişmelerin doğrudan ekonomik göstergelere yansımasına dikkat çekiyor. Uzmanlar, özellikle İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na yönelik siyasi operasyonun ardından piyasalarda hissedilen gerginliğin, tüketici güvenine de yansıdığını belirtiyor.
Ekonomi gazetecisi Selin Demir, "Faizlerde başlayan sınırlı düşüş sürecinin, siyasi belirsizliklerle kesintiye uğraması, ekonomi yönetiminin elini zayıflattı. Bu durum, tüketicilerin hem mevcut duruma hem de geleceğe ilişkin algılarını doğrudan etkiledi" değerlendirmesinde bulundu.
Endeks nedir, nasıl yorumlanır?
Tüketici Güven Endeksi, bireylerin mevcut ekonomik koşullar ve gelecek beklentileri hakkındaki değerlendirmelerini yansıtan önemli bir ekonomik gösterge olarak kabul ediliyor. 0 ile 200 arasında değer alabilen endekste, 100'ün üzerindeki seviyeler iyimserliği, altındaki değerler ise kötümserliği gösteriyor.
Endeksin Nisan ayında 83,9 seviyesine gerilemesi, tüketicilerin ekonomiye ilişkin kaygılarının devam ettiğini ortaya koyuyor. Nisan ayındaki düşüşün ardından, 11 aydır devam eden sınırlı yükseliş trendinin de sona erdiği gözlemleniyor.
Merkez Bankası yetkilileri, tüketici güvenindeki düşüşün enflasyonla mücadele sürecini olumsuz etkileyebileceğini, tüketim harcamalarındaki olası yavaşlamanın ise ekonomik büyümeyi baskılayabileceğini belirtiyor.
Analistler, Mayıs ayı verilerinin, tüketici güvenindeki düşüşün geçici mi yoksa kalıcı bir eğilimin başlangıcı mı olduğunu göstermesi açısından kritik öneme sahip olacağını vurguluyor.