Uzun süredir sosyal medya paylaşımlarını yoruma kapattığını belirten Tunç Soyer, bu kararının ardında artan trol saldırılarının olduğunu ifade etti. Soyer, “İyiler çok daha fazla ama örgütsüz ve savunmasız. Kötüler çok daha az ama örgütlü ve mütecaviz” diyerek, kötülüğün kolay ve maddi çıkarlarla beslenen bir yapı olduğunu, iyiliğin ise bedeli ağır bir direniş gerektirdiğini vurguladı.
“Masumlarla aynı davadayım”
Soyer, birlikte yargılandığı arkadaşlarının tümünün masum ve pırıl pırıl insanlar olduğunu söyleyerek, “Hiç hak etmedikleri bir tabloyla karşılaştılar. Geçmiş ve bugün, iyilere çok bedel ödetti” ifadelerini kullandı. Bu sözlerle hem yaşadığı hukuki sürece hem de yakın çevresine sahip çıkan bir duruş sergiledi.
“Gelecek tepside sunulmaz, inşa edilir”
Cezaevindeki günlüğünden yazdığı mektubunda Tunç Soyer, umut vurgusunu sıkça yineleyerek şunları söyledi:
“Hayalini kurduğumuz aydınlık geleceği kimse bize tepsilerde sunmayacak. Onu biz inşa edeceğiz. Menzilin yaklaştığını görüyorum.”
Soyer, bugünün geçmişten gelen deneyimlerle bir milat olabileceğini vurgulayarak, “28 Temmuz 2025 yeterince özel bir tarih. Bugün başlayalım, el birliğiyle, omuz omuza, yan yana olmaya” çağrısında bulundu.
Topluma açık davet: “Geleceğe dair her şeyi yazın”
Tunç Soyer, mektubunun sonunda toplumun her kesiminden vatandaşa çağrı yaparak, “[email protected]” adresine hayalleri, umutları, eleştirileri ve çözüm önerilerini göndermelerini istedi. “Kötülüğe göz açtırmamaya, hakaret dolu trollere yer bırakmamaya” davet ettiği halkı, yeni bir başlangıç için birlikte hareket etmeye çağırdı.
“Bugün geleceğin ilk günü olsun”
Mektubunu “Geçmiş, geçmişte kaldı, geçmiş oldu. Bugün geleceğin ilk günü” sözleriyle noktalayan Soyer, hem bireysel hem de toplumsal hafızaya umut ve dayanışma mesajı bıraktı. “O nedenle bir an evvel gelecek olsun… Çünkü gelecek bizim” sözleriyle de kararlılığını ve inancını bir kez daha ortaya koydu.