Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Türkiye'deki üniversitelerin güncel akademik ve öğrenci verilerini kamuoyuyla paylaştı. Açıklanan rakamlar, ülkedeki yükseköğretim sisteminin ne denli devasa bir yapıya dönüştüğünü bir kez daha gösterdi. Örgün, açık ve uzaktan öğretim dahil edildiğinde, Türkiye'nin üniversitelerinde eğitim gören toplam öğrenci sayısı 6 milyon 715 bin 761'e ulaştı. Bu devasa öğrenci nüfusuna eğitim veren akademik personel sayısı ise 186 bin 942 olarak kayıtlara geçti. Bu veriler, Türkiye'nin geleceğini şekillendirecek genç nüfusun eğitim eğilimlerini ve akademik dünyanın demografik yapısındaki değişimi net bir biçimde resmediyor.
Neredeyse 2 milyon kişi ikinci diplomasının peşinde
YÖK'ün paylaştığı istatistiklerde en dikkat çekici verilerden biri, ikinci üniversite okuyan öğrencilerin sayısı oldu. Hayat boyu öğrenme felsefesinin ve kariyer değiştirme arzusunun bir yansıması olarak, toplamda 1 milyon 961 bin 195 kişi, mevcut diplomalarına ek olarak ikinci bir üniversite programına kayıtlı bulunuyor. Bu rakam, toplam öğrenci sayısının neredeyse üçte birine tekabül ediyor ve Türkiye'de eğitimin sadece genç yaşta alınan bir diploma olmaktan çıktığını kanıtlıyor. İkinci diplomasını almak için çabalayan bu kitlenin 631 bin 542'si lisans programlarını tercih ederken, ezici bir çoğunluk olan 1 milyon 329 bin 653'ü ise ön lisans programlarında eğitim görüyor. Bu durum, bireylerin mesleki becerilerini hızlıca geliştirmeye yönelik pratik programlara olan ilgisini de ortaya koyuyor. Bu grup dışarıda bırakıldığında ise Türkiye’nin ana öğrenci kitlesi 4 milyon 754 bin 566 kişiden oluşuyor. Bu öğrencilerin 3 milyon 20 bin 35'i lisans, 1 milyon 734 bin 531'i ise ön lisans düzeyinde eğitim alıyor.
Üniversitelerde direksiyon uygulamalı eğitime kırıldı
Modern iş dünyasının talepleri ve sektörlerin ihtiyaçları, üniversite tercihlerini de doğrudan etkiliyor. YÖK verilerine göre, teorik bilgiden çok pratik beceri kazandırmayı hedefleyen uygulamalı eğitim programları, öğrenciler arasında popülerliğini giderek artırıyor. Bu programlarda öğrenim gören öğrenci sayısı 2 milyonu aşarak 2 milyon 9 bin 572'ye yükseldi. Bu öğrencilerin 1 milyon 179 bin 435'i lisans, 830 bin 137'si ise ön lisans programlarında yer alıyor. Lisans düzeyindeki uygulamalı programlar incelendiğinde, zirvede 132 bin 1 öğrenci ile her zaman gözde olan Tıp fakülteleri yer alıyor. Tıp fakültelerini, sağlık sektörünün vazgeçilmez bir diğer kolu olan Hemşirelik 89 bin 570 öğrenci ile takip ederken, teknoloji çağının bir gereği olarak Bilgisayar Mühendisliği 87 bin 788 öğrenciyle üçüncü sırada kendine yer buldu. Ön lisans düzeyinde ise 56 bin 615 öğrenci ile Bilgisayar Programcılığı en çok tercih edilen bölüm oldu. Özellikle kadın adayların sağlık alanındaki uygulamalı programlara olan yoğun ilgisi de dikkat çekiyor. 2025 YKS sonuçlarına göre kadınların en çok tercih ettiği lisans programı Ebelik olurken, ön lisansta ise Tıbbi Sekreterlik öne çıktı.
Akademide kadınların ağırlığı artıyor, kürsüler gençleşiyor
Türkiye'deki akademik dünya, hem demografik yapı hem de cinsiyet dağılımı açısından önemli bir değişim sürecinden geçiyor. Ülke genelindeki 186 bin 942 akademisyen arasında kadınların oranı giderek artıyor. Verilere göre, 87 bin 770 kadın akademisyen görev yaparken, bu rakam toplam akademik personelin yüzde 47'sine denk geliyor. 2018 yılında yüzde 43,6 olan kadın akademisyen oranı, son yıllarda yaşanan artışla birlikte neredeyse erkek akademisyen sayısıyla eşitlenme yolunda ilerliyor. Bu durum, kadınların bilimsel üretim ve yükseköğretimdeki rolünün ne kadar güçlendiğini gösteren önemli bir gösterge. Akademinin demografik yapısındaki bir diğer önemli trend ise gençleşme. Toplam akademik personelin 82 bin 579'u 40 yaşın altında bulunuyor; bu da akademisyenlerin yüzde 44,2'sinin genç ve dinamik bir profilden oluştuğunu ortaya koyuyor. Daha geniş bir perspektiften bakıldığında ise 45 yaş altındaki akademisyenlerin oranı yüzde 61,1'e ulaşarak akademik kadroların önemli ölçüde gençleştiğini teyit ediyor. Bu gençleşme, üniversitelerdeki araştırma ve eğitim faaliyetlerine yeni bir enerji ve dinamizm katma potansiyeli taşıyor.




