Sosyal medyanın parıltılı dünyasından trajik bir sonla ayrılan Nihal Candan için bugün İstanbul Levent'teki Barbaros Hayrettin Paşa Camii'nde hüzünlü bir veda töreni düzenlendi. Uzun süredir mücadele ettiği anoreksiya nervoza hastalığına yenik düşerek hayatını kaybeden genç fenomenin cenazesi, öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazıyla son yolculuğuna uğurlandı. Törene, Candan'ın ailesi, yakın dostları ve sevenlerinden oluşan kalabalık bir grup katıldı. Cenaze boyunca ayakta durmakta zorlanan aile üyelerinin metaneti, görenlerin içini parçaladı. Özellikle kardeşinin kaybıyla sarsılan Bahar Candan'ın bitkin hali ve ailenin diğer fertlerinin yaşadığı derin keder, cami avlusunda ağır bir atmosfer oluşturdu.

Törene katılanlar, genç yaşta hayatını kaybeden Nihal Candan'a karşı son görevlerini yerine getirirken, gözyaşları bir an olsun dinmedi. Tabutun başında dualar edilirken, Candan'ın kısa yaşamı boyunca geride bıraktığı anılar ve son dönemde çektiği acılar, sevenlerinin zihninde yeniden canlandı. Bu acı dolu veda, sosyal medyanın yarattığı sahte mutlulukların arkasındaki gerçek hayat dramlarını bir kez daha gözler önüne serdi.

"Bir lokma niye yediremediniz"

Cenaze töreninin en sarsıcı anı, şüphesiz acılı anne Umut Candan'ın yürekleri dağlayan feryatları oldu. Kızının tabutuna sarılarak gözyaşlarına boğulan anne Candan, yaşadığı çaresizliği ve isyanı dile getiren sözleriyle herkesi derinden etkiledi. Evladını kaybetmenin verdiği tarifsiz acıyla sinir krizi geçiren annenin, "Çırpındım ben, neden duymadınız? Benim çocuğum gitti, şimdi ben ne yapacağım? Ben nasıl yaşayacağım?" şeklindeki haykırışları, bir annenin en büyük kabusunu yaşadığının kanıtıydı.

Ancak anne Umut Candan'ın en çok yürek yakan sözleri, kızının amansız hastalığına yaptığı göndermeydi. Umut Candan'ın, "Bir lokma niye yediremediniz?" şeklindeki feryadı, anoreksiya ile verilen mücadelenin ne kadar zorlu ve çaresiz olduğunu acı bir şekilde özetledi. Yoğun bakım sürecine de atıfta bulunan acılı anne, "Ben yoğun bakımda bakım yapılacak, iyileşecek, odasına dönecek sandım. Çocuklarım suçsuz diye bağırdım, kimse duymadı. Aç diye bağırdım, kimse duymadı," diyerek hem adalet arayışını hem de evladını kurtarma çabasında yalnız bırakıldığını hissettiği anları dile getirdi. Bu sözler, törene katılanların gözyaşlarına boğulmasına neden oldu.

Yüsra Geyik’ten Katar sahillerinde bikinili dans performansı
Yüsra Geyik’ten Katar sahillerinde bikinili dans performansı
İçeriği Görüntüle

Anoreksiyaya yenik düşen bir hayat

Nihal Candan'ın trajik sonu, cezaevinde başlayan sağlık sorunlarıyla hızlandı. Kardeşi Bahar Candan ile birlikte "dolandırıcılık ve kara para aklama" suçlamalarıyla tutuklanarak cezaevine gönderilen Nihal, burada anoreksiya nervoza teşhisi aldı. Yeme bozukluğu nedeniyle hızla kilo kaybeden ve sağlığı kritik bir seviyeye gerileyen fenomen, 23 kiloya kadar düştü. Durumunun ciddiyeti üzerine sağlık sorunları gerekçesiyle cezaevinden tahliye edilerek hastanede tedavi altına alındı.

Yoğun bakımda verdiği yaşam mücadelesi sırasında kalbi ilk kez duran Candan, doktorların yoğun çabasıyla hayata döndürülmüştü. Ancak takip eden kritik saatlerde vücudu daha fazla dayanamadı ve kalbi ikinci kez durdu. Yapılan tüm tıbbi müdahalelere rağmen genç fenomen kurtarılamayarak hayata gözlerini yumdu. Onun bu trajik ölümü, yeme bozukluklarının ne denli ölümcül olabileceğini ve acil müdahalenin hayati önemini bir kez daha gündeme getirdi.

Kaynak: haber merkezi