Tam 5 ay oldu... Sözcü Gazetesi'nin acar muhabiri Gökmen Ulu, 26 Mayıs tarihinden bu yana cezaevinde. Aslında tutuklu kalmasını gerektirecek hiçbir sebep yok. İddianame tamamen çöktü. Konuyla ilgili olarak öne sürülen kanıtların tamamı çürütüldü.
Gökmen'in tutuklanmasına neden olan "15 Temmuz günü Erdoğan'ın Marmaris'te olduğunu darbecilere bildirdi" şeklindeki iddia artık yok hükmünde. Akıncı Üssü İddianamesi'nin ek klasöründe darbeci alçakların, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı oteli 12-13 Temmuz'da tesbit ettikleri fotoğraflarla yer aldı. Artık suçlamalar gerçeklerle örtüşmüyor. Vicdanların daha fazla kanamaması lazım.
Gökmen'in 7 Kasım tarihinde duruşması var. Ancak eski iddianamenin çökmesi ve delillerin çürütülmesi nedeniyle hemen, hiç zaman kaybetmeden tahliye edilmesi, mağduriyetine son verilmesi gerekiyor.
Gökmen'in avukatlarıyla görüşme yasağının kaldırılması ve mektuplaşmasının serbest bırakılması küçük de olsa bir umut ışığı.7 Kasım'a kadar avukatlarıyla dilediği gün, dilediği sürede görüşebilecek.
Sözcü Gazetesi'nin bu Atatürkçü, Cumhuriyet sevdalısı, demokrat muhabirine mektup yazmak isteyenler; Silivri Kapalı Ceza İnfaz Kurumu, 9 No'lu cezaevi, C 9- 65 adresine mektuplarını gönderebilirler.
Yargı da bir umut ışığı küçük de olsa, KHK ile görevlerinden uzaklaştırılan Semih Özakça-Nuriye Gülmen davasından geldi. Öğretmen Semih Özakça'nın (elektronik kelepçeyle de olsa) tahliyesi yüreklere biraz su serpti. Ancak akademisyen Nuriye Gülmen'in tutukluluğunun devamı hala kanayan bir yara...
CHP Milletvekili Enis Berberoğlu hakkında verilen 25 yıl hapis cezasının "Eksik Gerekçe" nedeniyle bozulması da yine yargıda bir umut ışığı. Ancak Berberoğlu'nun buna rağmen tutukluluğunun devamını anlamak mümkün değil.
Bunlar küçük umut kırıntıları. Elbette ki yeterli değil. Ancak gelecek için yeni umutlar beslememize yol açıyor.
Bu toptaklarda umut hiçbir zaman bitmedi. Eğer bitseydi 15 Mayıs 1919'un o karanlık günlerinde Bandırma Vapuru yola çıkar mıydı?