62 yıldan beri sağ iktidarlar ve bunların uyguladığı sağ politikalarla yönetilen Türkiye bu süreç içerisinde 6 darbe girişimi, 3 darbe yaşamış uygulanan ekonomik ve sosyal politikalar Türkiye'nin başta demokratikleşme, vergi adaleti, gelir dağılımı, çağdaş hukuk, insan hakları, sosyal güvenlik, onurlu dış politika, terör, sanayileşme gibi temel sorunların çözümünü daha grift hale getirmiştir.

"Milli görüş gömleğimizi çıkardık" söylemiyle bu iktidarların bir uzantısı olarak iktidara gelen AKP'nin arada geçen sürede "gömlek" çıkarmadığı ortaya çıkmıştır. Gizli ajandalarındaki rejim değişikliğini sağlayacak yasal, bürokratik, ekonomik, yargı ve medyayı kontrol altına alacak değişiklikleri süratle gündeme taşımış ve uygulamalarına hız vermiştir. Meclis'teki çoğunluğuna, her iki kişiden biri bize oy verdi anlayışı üzerine oturtulan bu totaliter anlayışına dur demek, Arap ülkelerinde benimsenen bir İslami cumhuriyetin kurulmasına geçit vermemek, bu ülkenin ana kurucularından biri olan CHP'nin temel görevidir.

"Büyük ağabey" sizi gözetliyor anlayışı ile özel yaşantıları kontrol etmek isteyen, telekulak dinlemeleri ile her sektör ve halk kitlelerinin iktidara biat etmesini isteyen bu yaklaşıma karşı CHP'nin toplumun karşısına bu yeni önerileri ile çıkması gerekir.

TOPLUMUN BENİMSEYECEĞİ PLATFORM

Bunun için CHP'nin temel ilkeleri ışığında başta yeni bir sivil anayasa ile hukuk ve adalet reformu, işsizlik, vergi adaleti, kalkınma-sanayileşme, küçük orta işletmeler, özelleştirme, güneydoğu sorunu ve terör, parlamento reformu, yerel yönetimler ve yetki, milli eğitim, çevre gibi ana politikaları toplumun kabul edebileceği bir platform oluşturmak gerekir.

Benim bakanım, benim valim, benim savcım, benim sermayem anlayışının yıkılması, Uludere'de yapılan katliamın sorumluların bulunması, Deniz Feneri davasının sonuçlandırılması, mezhepsel ayrıştırmayı Suriye'de olduğu gibi dış politikaya taşınması, YÖK'ün kaldırılması, demokratik üniversite oluşturulması, nedensiz tutuklanmaların önlenmesi, özelleştirme adı altında ulusal birikimlerimizin yandaşlara peşkeş çekilmesine dur denmesi, gerçek bir sosyal demokrasi anlayışını hayata geçirmekle mümkündür. Türkiye'nin küresel bir aktör olması, rejim değişikliğinin önüne geçilmesi böyle bir dönüşümle olasıdır. Bunun için CHP'nin devrimcilik ilkesinden hareketle sol, sosyal demokrasi anlayışını yenilemesi gerekmektedir. Dünyadaki ve ülkedeki gelişmeleri izlemek öncülük yapmak solun ana eksenidir. Özü sürekli yenilenmeye, değişime dayanan anlayışın gelişmeler doğrultusunda değişmesi doğaldır.

YENİ BİR ANLAYIŞ

Sol bu yaklaşım ile evrenselliği reddeden ulusal sol anlayış ve bu yaklaşımları iktidara taşıyamayan, uygulayamayan sosyal demokrat anlayış farklı yerlerdedir. Çağdaş sol ve sosyal demokrasi ise, bilgi çağına girilen bu dönemde bilgiyi, üretimi, manevi değerleri bireyselleştirme, emek, yenilik, organizasyon, sistem organizasyonu, alt yapıyı oluşturma yaklaşımı ile yeni bir Türkiye anlayışını ortaya koymaktır.

Benimsenen bu sosyal demokrasi anlayışı ile bilgi ağının oluşturduğu bu alt yapı üzerinde demokrasi, dürüst yönetim, insan hakları, bağımsız yargı, sosyal güvenlik, çağdaş eğitim, demokratik bir çalışma hayatı, hızlı adalet, adil gelir dağılımı, sanayileşme, yeni vergi düzeni, esnaf ve çiftçiye yönelik politikalar, gençlik ve kadınların öncülüğü, sivil anayasa ve sivil toplum politikaları ile gerçek "SOSYAL DEMOKRASİ ve FIRSAT EŞİTLİĞİ" önermelidir.

SOSYAL DEMOKRAT OLMAK

Solu besleyen iki kaynak vardır. Bunlardan ilki solun evrensel ilkeleri, ikincisi ise Türkiye'nin kendine özgü değerleridir. Bu iki kaynağı iyi değerlendirmek gerekir. Daha yüksek üretime, daha adil paylaşıma gerek vardır. Sosyal demokrasi, insanların devletçe baskı altına alınmasına karşı çıkmaktır. Solcu, sosyal demokrat olmak, bu uğurda uğraş vermek, insan onurunun güvence altına alınmasına, temel hak ve özgürlükten yararlanmasına ve ürettiği ölçüde toplumsal refahtan pay almasına katkı yapmaktır.

CHP bu çerçevede, iktidarların birincil sorumluluğunda olan can güvenliği ve terörü nasıl önleyeceğini, yeşil sermayeyi gözeten ekonomik çarkı tüm topluma nasıl yönlendireceğini, bağımsız yargıyı nasıl oluşturacağını, üreticiye mazotu nasıl 1 liraya vereceğini, kısacası sevgi ve saygı içeren sosyal demokrat ilkeler doğrultusunda, eylem ve söylem birliği içerisinde halkın beklentilerini karşılayacak politikaları net bir şekilde ortaya koymalıdır.

CHP ancak o zaman "umut" olacaktır.

CHP seçim bildirgesi ile bunu ortaya koymuştur.

Bu bildirge ile;

Sosyal alanda bilgi toplumu, fırsat eşitliği ve adil gelir dağılımı,

Siyaset alanında sosyal demokrasi,

Ekonomik alanda üretim, büyümeyi öngören "silikon" vadili çağdaş bir vizyon önermektedir.

Halkın beklediği "UMUT" budur.

Bu yazı 27 Nisan 2015'te 9 Eylül Gazetesi'nde yayınlanmıştır. Günün gelişmeleri ve CHP tüzük kurultayı öncesinde bir hatırlatayım dedim.