Alzheimer hastalığına dikkat çekmek amacıyla açıklamalarda bulunan Güven Hastanesi Nöroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Aslıhan Taşkıran Sağ, hastalığın yalnızca yaşlılarla sınırlı olmadığını, tüm toplumu ilgilendiren ciddi bir sağlık sorunu olduğunu belirtti. Sağ, Alzheimer’dan korunmanın mümkün olduğunu vurgulayarak, “Küçük ama düzenli adımlar, hem bireysel hem toplumsal düzeyde yaşam kalitesini yükseltebilir” ifadelerini kullandı.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) verilerine işaret eden Sağ, 2021 yılında dünya genelinde 57 milyon kişinin demansla yaşadığını, bu vakaların yüzde 60–70’inin Alzheimer kaynaklı olduğunu aktardı. Her yıl yaklaşık 10 milyon yeni demans vakası ortaya çıktığını belirten Sağ, “Demans halen yedi en önemli ölüm nedeni arasında. Yaşlı bireylerde bağımlılığın başlıca nedenlerinden biri” dedi.
“Vaka oranının yüzde 45’i önlenebilir”
Yaşam tarzı değişikliklerinin önemine dikkat çeken Sağ, Alzheimer vakalarının yaklaşık yüzde 45’inin önlenebilir ya da geciktirilebilir olduğuna dikkat çekti. “Eğitim eksikliği, yüksek tansiyon, işitme kaybı, sigara, obezite, depresyon, hareketsizlik, diyabet, sosyal izolasyon, alkol tüketimi, hava kirliliği, beyin travmaları, sağlıksız beslenme ve uyku bozuklukları en önemli risk faktörleri arasında. Buna görme kayıplarını da eklemek gerekir” dedi.
Düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme ve özellikle Akdeniz tipi diyetin Alzheimer riskini düşürdüğünü söyleyen Sağ, “Günlük küçük miktarlarda zeytinyağı tüketimi bile demansa bağlı ölüm riskini azaltabiliyor. Ayrıca tansiyon, diyabet, kolesterol ve işitme kaybı gibi sağlık sorunlarının kontrol altında tutulması çok önemli” diye konuştu.
Toplumsal bilincin güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Sağ, “Alzheimer’dan korunmak yalnızca bireylerin değil, toplumların da görevidir. Her bireyin küçük değişiklikler yapması, kurumların farkındalık projeleri geliştirmesi, beslenme eğitimi verilmesi ve önleyici politikalar uygulanması, gelecekte daha sağlıklı nesillerin yetişmesine katkı sağlar. Biz bu ayı sadece farkındalık dönemi değil, harekete geçme zamanı olarak görüyoruz” dedi.
