Selin Yıldırım-Henüz dünyaya gözlerini açtığında ailesine söylenen sözler, bir ömür boyu sürecek mücadelenin fitilini ateşledi. Doktorların ve çevrenin "Okuyamaz, yapamaz, boşuna uğraşmayın" şeklindeki yıkıcı söylemlerini kulaklarını tıkayan baba Erdoğan Durgut, kızı Selin için bambaşka bir yol haritası çizdi. O günlerde duydukları acı sözleri bir motivasyon kaynağına dönüştüren Durgut ailesi, kızlarına duydukları inançla engelleri tek tek aştı. Bugün gelinen noktada Selin, sadece okuma yazmayı öğrenmekle kalmadı; Manisa Spor Lisesi’ni okul birincisi olarak tamamlayan Türkiye’deki ilk Down sendromlu kız öğrenci unvanını kazandı. Ancak Selin’in azmi lise sıralarıyla sınırlı kalmadı. Ege Üniversitesi Emel Akın Meslek Yüksekokulu Moda Tasarım Bölümü’nden "Üstün Onur Belgesi" ile mezun olarak, akademik başarının engel tanımadığını tüm Türkiye’ye kanıtladı.

Geceleri direksiyon başında, gündüzleri okul kapısında

Selin’in bu tarihi başarılarının perde arkasında ise bir babanın tarifsiz fedakarlığı yatıyor. Kızının eğitim hayatı boyunca yaşadığı zorlukları anlatırken sesi titreyen Erdoğan Durgut, o günleri "dikenli yollar" olarak tanımlıyor. Kızını okula götürebilmek ve eğitim masraflarını karşılayabilmek için geceleri sabaha kadar taksi şoförlüğü yapan baba Durgut, sadece birkaç saatlik uykuyla güne başlayıp, okul kapısında kızını beklediği yılları şöyle anlatıyor: "Sabahın kör karanlığında yola çıkardık. Kışın soğukta, yazın sıcakta arabanın içinde kızımın okuldan çıkmasını bekledim. Uykusuzdum, yorgundum ama asla vazgeçmedim. Bize 'uğraşmayın' diyenlere inat, kızımın o diplomayı aldığı günü görebilmek için direndim. Şimdi geriye dönüp baktığımda, o uykusuz gecelerin her bir dakikasına değdiğini görüyorum. Selin bizim evimizin balı, Allah’ın bize en büyük lütfu."

I M G 7134 V S C O

Buz pistinde başlayan özgüven devrimi

Selin’in hayatındaki asıl kırılma noktası ise 12 yaşında tanıştığı buz pateni oldu. Ailesinin "Acaba yapabilir mi?" endişesiyle götürdüğü buz pisti, Selin’in içindeki potansiyeli ortaya çıkaran bir sahneye dönüştü. İlk başta ayakta durmakta zorlanacağı düşünülen Selin, kısa sürede buzun üzerinde süzülen bir kuğuya dönüştü. Sporun, özel gereksinimli bireylerin fiziksel ve zihinsel gelişimindeki mucizevi etkisine dikkat çeken Erdoğan Durgut, buz pateniyle başlayan serüvenin ritmik jimnastiğe evrildiğini belirtiyor. Geçtiğimiz yıl Antalya’da düzenlenen Trisome Oyunları’nda (Down Sendromlular Spor Oyunları) üç ayrı dalda yarışarak bronz madalya kazanan Selin, milli sporcu unvanıyla ay yıldızlı bayrağımızı gururla dalgalandırdı. Şimdi ise hedefte, 2025 yılında Bulgaristan’da düzenlenecek dünya şampiyonası ve olimpiyatlar var.

"Ben kuvvetli Selin’im"

Röportaj sırasında heyecanını gizleyemeyen ancak kendine güvenen duruşuyla hayranlık uyandıran Selin, kendini tanıtırken kullandığı ifadelerle yüreklere dokunuyor. "Ben Selin. Azimli, kuvvetli, pozitif ve enerji doluyum" diyen genç şampiyon, başarısının sırrını "Asla pes etmemek" olarak özetliyor. Babasının "dünyanın 8. harikası" olarak nitelendirdiği bal sendromlusu sadece sporda değil, moda tasarımında da yeteneklerini konuşturuyor. Ünlü modacı Hakan Akkaya ile podyuma çıkan, kendi tasarımlarını hayata geçiren Selin, "Süslü olmayı, bakımlı olmayı seviyorum" diyerek renkli dünyasının kapılarını aralıyor.

Büyükşehir’den üniversitelilere tarih ve doğa dolu rota
Büyükşehir’den üniversitelilere tarih ve doğa dolu rota
İçeriği Görüntüle

Eve kapanan değil, hayata karışan çocuklar

Erdoğan Durgut, kızının hikayesi üzerinden benzer durumdaki tüm ailelere hayati bir çağrıda bulunuyor. "Lütfen çocuklarınızı eve kapatmayın, onları zincirlere vurmayın" diyen baba Durgut, sporun ve sosyalleşmenin önemini şu sözlerle vurguluyor: "Bizim yaşadığımız zorlukları yaşayan binlerce aile var biliyorum. Ama Selin’e bakın ve umudunuzu kaybetmeyin. Spor, bu çocukların hayatındaki en büyük mucize. İzmir Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü’nün ücretsiz kursları var, imkanlar var. Yeter ki çocuklarınıza inanın, onlara fırsat verin. Selin başardıysa, sizin çocuğunuz da başarabilir. Önyargıları yıkın, duvarları aşın."

9Cc7B9Bc 7A54 44Ab A35D D978Ac3257E5 V S C O

Bir babanın "Bal Sendromu" tanımı

Down sendromunu bir hastalık değil, bir farklılık olarak gören Erdoğan Durgut, literatüre geçebilecek güzellikte bir tanım yapıyor: "Herkes Down sendromu diyor ama ben kızıma 'Bal Sendromlu' diyorum. Çünkü o kadar tatlı, o kadar sevgi dolu ki... Neşet Ertaş’ın dediği gibi; tatlı dilli, güler yüzlü. Onlar bizden bir kromozom fazla değil, onlar bizden çok daha fazla sevgiye ve merhamete sahip." Selin ve babasının bu ilham veren yolculuğu, sevgi, inanç ve azmin aşamayacağı hiçbir engel olmadığının en somut kanıtı olarak karşımızda duruyor. "Yapamaz" denilenlerin neler yapabileceğini, "imkânsız" denilenlerin nasıl gerçeğe dönüşebileceğini gösteren Durgut ailesi, Türkiye’nin dört bir yanındaki özel çocuklara ve ailelerine umut ışığı olmaya devam ediyor.

Her başarının arkasında aile, sabır ve saygı var

Selin’in hikâyesini dinlerken en sık vurgulanan kavram, spor ya da eğitimden önce aile sevgisi oluyor. Erdoğan Durgut’a göre Selin’in yolunu değiştiren en kritik eşik, hiçbir zaman tek başına bir branş ya da diploma olmadı. “Her şeyden önce aile sevgisi” diyen baba Durgut, anne ve babanın birlikte durmasının Selin’in hayatındaki belirleyici güç olduğunu özellikle vurguluyor. Buz pateni antrenmanlarında yaşanan bir anıyı anlatırken bu durumu somut bir örnekle açıklıyor. Aynı günlerde antrenmanlara gelen başka bir özel çocuğun ailesinin zamanla geri çekildiğini, Selin’in ise hiçbir zaman tek başına bırakılmadığını anlatıyor. Bir yabancı antrenörün kendisine söylediği sözler, bu farkı net biçimde ortaya koyuyor: Selin’in başarısının ardındaki en büyük güç, her an yanında olan anne ve babanın oluşturduğu sevgi çemberi.

09682A7A 6B7A 47Fb 968B A4967796F1Bc

Hedefler büyük, hayaller gerçekçi

Selin için hedefler yalnızca bugünü değil, yarını da kapsıyor. Dünya şampiyonluğu, olimpiyatlar, Avrupa kürsüleri… Spor alanındaki hayallerinin yanında, sanat dünyasında da yer almak istiyor. Dizi, film ve reklamlarda rol almayı, üretken ve kadrolu bir işte çalışmayı hedefliyor. Kazandığı ilk parayla ailesine ev ve araba almak istemesi ise Selin’in hayata bakışını özetliyor. Bu hedefler, yalnızca kişisel bir başarı isteği değil; emeğin karşılığını alma ve ailesine duyduğu minnetin bir ifadesi.

Ödüllerle taçlanan bir emek yolculuğu

Selin Durgut’un başarıları yalnızca madalyalarla sınırlı değil. Uluslararası müsabakalarda elde ettiği dereceler, İzmir’in enleri ödülü, Türkiye’nin en başarılı 10 genci arasına girerek aldığı özel ödüller, kadınlar günü onurlandırmaları ve spor alanındaki plaketler, bu uzun yolculuğun durakları oldu. Ailesinin evinde duvarları süsleyen kupalar ve belgeler, sadece kazanılmış ödülleri değil; verilen emeği, gösterilen sabrı ve kurulan hayalleri temsil ediyor. Erdoğan Durgut’un ifadesiyle, “Başarı asla tesadüf değildir.” Selin’in hikâyesi de bunun en güçlü kanıtı olarak duruyor.

Ae9E0B93 7Cde 4A47 9E3F 2B6B76C1Dc89 V S C O

Kaynak: SELİN YILDIRIM