ÜLKEMİZİ TALAN EDEN FRANSIZ MÜHENDİS
Türkiye, Osmanlı döneminde demiryolu yapımı için ülkemize gelen yol mühendisi görünümlü hırsızların çaldığı tarihi mirasları geri alabilmek için büyük uğraş veriyor. Ülkemize o dönemde gelen en kötü şöhretlisi Fransız Paul Gaudin’di. Anadolu’daki birçok tarihi yeri talan eden Paul, 1904 yılında Aydın’da görevliyken, adını Afrodit’ten alan, Afrodisyas Antik Kenti'nde de bir sürü yapıt kaçırdı.
BAŞ KISMI AFRODİSYAS’TA BULUNDU AMA
Osmanlı’nın içinde bulunduğu durumdan yararlanan Gaudin ülkemizden birçok eseri kaşla göz arasında ülkesine götürdü. Götüremediklerini de Bornova’da akrabasının evinin bahçesine gömdü. Gaudin ülkesine döndükten sonra 1921'de öldü. Kaçırılan eserlerden biri de İhtiyar Balıkçı Heykeli'nin gövdesiydi. Bu heykelin baş bölgesi ise Afrodisias antik kentinde bulundu.
KENAN ERİM GÖVDE İÇİN ÇOK UĞRAŞTI
Afrodisyay’ın ortaya çıkmasında en önemli role sahip olan Kenan Erim,1989 yılında, Tiberius Portikosundaki bir havuzda mermer bir heykele ait 33 santim boyutunda ve 5 kiloğram ağırlığında "baş" kısmı bulur. Erim yaptığı araştırmalarda, bu baş kısmı Almanya-Berlin şehri Pergamon (Bergama) Müzesi’nde sergilenen "İhtiyar Balıkçı" isimli heykele ait olduğunu belirler.
ALMANLAR HIRSIZDAN ESER ALDI
Kenan Erim'in ömrü ihtiyar balıkçı ile ilgili mücadelesine yetmez. Berlin Müzesi Türkiye'deki orijinal başın "İhtiyar Balıkçı Heykeli"ne ait olduğunu ve gövde ile ayak kısımlarının çalıntı olduğu onaylar. Türkiye Anadolu’ya ait heykeli geri ister ama Almanya, “75 yıllık zaman aşımına uğradığı için uluslararası hukuk gereği gövde kısmı bizimdir” der. Türkiye ise savunmasında, “Bu eser çalınmıştır ve Alman hükümetinin bir hırsızdan eser alması yasal değildir” tezi ile heykeli geri almak için uğraş veriyor.