Mucizenin anlamı:
1. İnsanları hayran bırakan, tabiatüstü sayılan olay
2. İnsan aklının alamayacağı olay
Şimdi buna bakarsak doğum için ancak kısmi mucize diyebiliriz.
Tabiat üstü değil çünkü. Tam da tabiat gereği, tabiatın ta kendisi hatta.
Ama insanın aklının almadığı doğru.
Biyolojik açıdan safha safha ne kadar açıklanırsa açıkansın şahsen benim aklım hala bir canlının karnında başka bir canlının oluşup, büyüyüp, zamanı gelince dışarı çıkmasını aklım almıyor.
Gerçi benim aklım hala uçağı, telefonu, televizyonu bile tam almıyor ya neyse.
***
emojivin02Her memeli canlı illaki aynı yöntemlerle üreyip doğuruyor.
Yani insan ırkının doğum yapmasının ve insan yavrusunun ne bileyim bir küçükbaş hayvandan, bir yunustan, bir filden hiç farkı yok.
Farkı şöyle var, insanoğlu şanslı.
Bunun epidurali var, sezaryeni var, doğum sonrası süslü hastane odasında şımartılması var, var da var.
Ama hayvancıklar kar kış soğukta, sancılı acılı çatır çatır doğuruyorlar işte. Biz o yavruların bazılarını kesip yiyelim, bazılarının derisini yüzüp üzerimize giyelim, ayakkabı çanta, dişlerinden süs eşyası yapalım diye.
***
O yüzden dünyada üreyip doğum yapan tek mucizevi canlı sizmişçesine şu yeni doğmuş bebeciklerinizin yüzüne nal gibi gülen surat koymanıza hiç gerek yok.
Amaç nazar değmesin imiş.
Yahu niye değsin? Tek doğum yapan canlı sen misin?
Doğanın bir gereği işte. Bir de kuzguna yavrusu anka görünürmüş hani... Genelde o kadar da nazardan korkacak bir durum olmuyor yani, rahat olun.
Tut ki gerçekten dünya güzeli bir bebiş çıktı ortaya. Eh ne güzel işte, tuhaf çabalarla yüzünü saklayacağınıza gururla 'bunu ben yaptım' diye gösterin cümle aleme.
Biz de bir maşallah diyelim güzel enerjiler gönderelim, fena mı?
Ayrıca çocuğunuzu nazardan korumak yerine özellikle bu ülkede endişeleneceğiniz çok daha önemli parametreler var.
Şu yeni nesil ebeveyn görgüsüzlükleriyle ilgili yazacak daha çok şey var da!
Onu da artık başka zaman...
***
Çünkü başka çaresi yok


Onun yıllardır bu piyasada var olma şekli bu...
Birkaç tane iyi filmde çok iyi oyunculuk sergiledi, hala onun ekmeğini yiyor.
Hülya Avşar'dan söz ediyorum. Oynadığı film sayısı çok da, içlerinden elle tutulur olanı az onu demek istiyorum.
Aslında çok iyi bir oyunculuk kariyeri olabilecek iken kendini düşük kalite işlerde heder etmiş gitmiş biri işte. Yazık oldu.
Yaptığı işlerle değil, abuk sabuk polemiklerle gündemde kalmak onun için yeterli.
Yıllardır trolleye trolleye doymadı.
Yine aynı taktik.
Saçmasapan bir tez at ortaya ve geri çekilip herkesin üzerine atlamasını keyifle izle.
Bazıları bunu çok zekice bulsa da artık 90'larda kalması gereken bir yöntem bu. Ve hiç de akıllıca değil.
Evliliğin devam etmesi için her erkek arada karısını aldatmalı dedi, millet de delirdi.
Gelmeyin bu oltalara artık gelmeyin.
Atıyor işte... Sizi delirtsin, konuşulsun, gündemde kalsın diye. Gerçekten doymadınız mı trollenmeye?

***

Tam zamanı

Yedi yıldır yaz kış Çeşme'de yaşıyorum, ben böyle şerbet gibi Eylül-Ekim görmedim.
Evet bu iki ay her zaman en güzel dönemdir ama bu sene gerçekten daha da ballı kaymaklı bir hava var.
Hala deniz-güneş keyfi devam ediyor.
Temmuz-Ağustos isimli o korkunç iki ayda dünyanın en keyifsiz tatilini yapmak yerine bu ayları tercih etmemenizi hiç anlamadım, anlamayacağım.
Hem artık Alaçatı'yı rezil eden o avam sözde meyhaneler de yok şimdi. (Gerçi bir tanesi duruyor. Onun da en kısa zamanda yaptığı yanlışı fark edip özüne dönmesini bekliyoruz ısrarla.)
Hani şu sokaklarda avaz avaz Arap müziği çalan, canlı müzik adı altında pespaye çığlıkların atıldığı Z kalite mekanlar...
Alaçatı sokaklarında, Çeşme plajlarında limonata gibi bir hava, huzur, kaliteli müzik, neşe ve kasabanın gerçek sevdalıları var.
Gelecekseniz asıl şimdi gelin işte.