Bir gün başıma bir iş gelecek, karakolluk olacağım, işim hukuka kalacak ve hakim önüne çıkacağım diye ödüm kopuyor.
Bir ülkede hukuk sistemine de güvenin kalmadıysa; git, insansız bir mağarada yaşa.
Zaten az kaldı onu da yapmama...
Bırakalım bu 'Adalete güvenimiz sonsuz' palavralarını. Ne iki yüzlüyüz ama!
Türkiye'de hukuk sisteminin; çoğu davada bariz bir şekilde haksızdan, barbardan ve vandaldan yana olduğuna ve özellikle de şiddet mağduru kadınlardan yana olmadığına tanık oluyoruz.
***
Size Ankara'da yaşanan bir olayı anlatayım: Sokak ortasında bir adam, karısına tekme tokat girişir. Türkiye için alışıldık bir sahne. O sırada yoldan geçen vicdan sahibi iki iyi adam, duruma müdahil olur ve kadını gözü dönmüş kocanın elinden kurtarır. Vay sen misin buna cesaret eden? Dayakçı koca ve olaya sonradan katılan kocanın yeğeni, öfkelerini bu kez bu iki iyi adama yönlendirir ve adamcağızları eşek sudan gelinceye kadar döverler. Taraflar, işin sonunda kendilerini karakolda bulur. Herkes birbirinden şikayetçi olur, davalar açılır vs... Sadede gelip size sonucu bildireyim.
Dayakçı koca: Karısını dövdüğü için beş ay, iki iyi adamı dövdüğü için 1.5 yıl hapisle cezalandırılır. Ancak bu suçları 'tahrik' altında ve 'haksız bir eyleme karşı işlediği' ve iyi halli olduğu gerekçesiyle indirim alır. Sonuç olarak iki davada da aldığı cezalar ertelenir, adam elini kolunu sallaya sallaya evine döner. Dayağa dışarıdan takviye kuvvet olarak katılan yeğen: İyi adamlardan birinin burnunu kırdığı için önce bir yıl iki ay hapis cezası alır. Sonra bu ceza da; haksız tahrik ve iyi hal indiriminden önce beş ay 25 güne düşer, sonra da ertelenir. Yeğen de güle oynaya evine döner.
Dayak yiyen kadın: Kimse şikayetçi olmamasına rağmen can havliyle amcasının oğlunu arayarak, "Burada olay çıktı, yetiş!" dediği gerekçesiyle 'azmettirme' suçundan bir yıl hapse mahkum edilir. Bu ceza ertelenir. Şiddet mağduru kadın da 'İkinci saldırı ne zaman nereden gelecek?' korkusuyla evine döner. Ve pişmiş tavuktan hallice iki iyi adam: Hayatlarında hiç görmedikleri, tanımadıkları bir insanı dayak yemekten kurtarmaya çalıştıkları için 'müessir fiil' suçundan dört ay hapis cezası verilir. Bu ceza, iyi halden üç ay 10 güne düşürülür. Öyle meşru müdafaa indirimi falan yapılmaz, ceza ertelenmez. Temyiz yolu kapatılır. Ve iki iyi adam, iyiliklerinin cezasını çekmek üzere paşa paşa cezaevine gönderilir. Şimdi bunu okuyup da yarın yolda karısını döven bir adam gördüğünüzde ne yaparsınız?
'Dur kardeşim, ayıptır' deyip kavgayı ayırmaya mı çalışırsınız, yoksa topuklamak suretiyle olay yerinden hızla uzaklaşır mısınız?
Efendim? Hıı, ben de öyle tahmin etmiştim.