Adana'da gıda güvenliğini sağlamak amacıyla denetimlerini sıklaştıran ekipler, bu kez kentin sanayi bölgelerinden birinde, dışarıdan bakıldığında ne iş yaptığı belli olmayan bir adrese odaklandı. Gelen istihbaratlar ve rutin kontroller kapsamında mercek altına alınan işletmenin kapıları açıldığında, içeriden yayılan ağır koku ve karşılaşılan manzara, operasyonun ne kadar isabetli olduğunu kanıtlar nitelikteydi. Adana İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne bağlı gıda kontrol görevlileri, polis ekiplerinin de desteğiyle girdikleri ruhsatsız işletmede, adeta bir halk sağlığı skandalıyla karşı karşıya kaldı. Her köşesi pislik içinde olan, temel hijyen kurallarının hiçe sayıldığı bu depoda, tonlarca hayvansal ürünün insan tüketimine sunulmak üzere hazırlandığı tespit edildi.
Tonlarca hastalık yuvası ürüne el konuldu
Yapılan detaylı incelemeler, durumun vahametini rakamlarla ortaya koydu. Ekipler, yerlere serilmiş, kirli kazanlarda bekletilen ve hiçbir soğuk zincir kuralına uyulmadan istiflenmiş tam 5 bin 140 kilogram paça ele geçirdi. Kış aylarının vazgeçilmez lezzetlerinden biri olan paça çorbasının ham maddesi olan bu ürünlerin saklama koşulları, tek kelimeyle mide bulandırıcıydı. Operasyonun bir diğer şok edici bulgusu ise sevilen sokak lezzeti kokoreç yapımında kullanılan bağırsaklardı. Depoda, işlenmeye hazır halde tutulan 100 kilogram bağırsak ile duvarlara ve kirli iplere asılarak kurutulmaya bırakılmış 50 metre uzunluğunda kurutulmuş bağırsak bulundu. Bu ürünlerin tamamının, hiçbir veteriner kontrolünden geçmediği, kesim ve saklama koşullarının ise gıda güvenliği mevzuatına tamamen aykırı olduğu belirlendi.
Sofralara uzanan zehirli yolculuk engellendi
Ele geçirilen bu devasa miktardaki sağlıksız gıda ürününün, Adana başta olmak üzere çevre illerdeki birçok lokanta, çorbacı, sokak satıcısı ve restorana dağıtılmak üzere pazarlandığı tahmin ediliyor. Özellikle maliyetini düşürmek isteyen bazı işletmelerin tercih ettiği bu merdiven altı üretim merkezleri, kâr hırsıyla milyonlarca insanın sağlığını tehlikeye atıyor. Uzmanlar, bu tür sağlıksız koşullarda hazırlanan et ve sakatat ürünlerinin, E. coli, Salmonella gibi tehlikeli bakterileri barındırabileceğini, gıda zehirlenmelerinden ölümcül enfeksiyonlara kadar pek çok ciddi sağlık sorununa yol açabileceğini belirtiyor. Ekiplerin başarılı operasyonu sayesinde, tonlarca potansiyel hastalık kaynağı ürün, vatandaşın tabağına ulaşmadan imha edilmek üzere resmi yediemine teslim edildi.
İşletmeye kilit, sorumlulara yasal işlem
Halk sağlığına karşı işlenen bu büyük suç karşısında yetkililer, anında harekete geçti. Ruhsatsız işletme, derhal mühürlenerek faaliyetten men edildi. İşletme sahibi ve sorumluları hakkında ise Türk Ceza Kanunu ve Gıda Kanunu’nun ilgili maddeleri uyarınca idari para cezasının yanı sıra adli soruşturma başlatıldı. Adana İl Tarım ve Orman Müdürlüğü yetkilileri tarafından yapılan açıklamada, “Halkımızın sağlığı bizim kırmızı çizgimizdir. Gıda terörüne asla geçit vermeyeceğiz. Kent genelinde bu tür yasa dışı faaliyet yürüten işletmelere yönelik denetimlerimiz aralıksız ve kararlılıkla devam edecektir. Vatandaşlarımızdan da bu konuda duyarlı olmalarını, şüphelendikleri durumları ALO 174 Gıda Hattı’na bildirmelerini rica ediyoruz” denildi.
Merdiven altı üretim neden bir türlü bitmiyor?
Adana’da ortaya çıkarılan bu imalathane, Türkiye genelinde kanayan bir yara olan merdiven altı üretim sorununu bir kez daha gündeme taşıdı. Peki, bu tür işletmeler tüm denetimlere rağmen neden varlıklarını sürdürebiliyor? Bu sorunun temelinde, ekonomik ve yasal boşluklar yatıyor. Kayıt dışı faaliyet gösteren bu işletmeler; vergi, sigorta, ruhsat harcı, hijyen standartları için gerekli yatırım maliyetleri ve personel giderleri gibi yasal zorunluluklardan kaçınarak, ürünlerini piyasanın çok altında fiyatlara satabiliyor. Bu durum, kurallara uygun şekilde çalışan dürüst esnafa karşı haksız bir rekabet ortamı yaratıyor. Özellikle ekonomik kriz dönemlerinde, hem işletmelerin hem de tüketicilerin ucuz ürüne yönelme eğilimi, bu yasa dışı üreticiler için bir fırsat kapısı aralıyor.
Tüketici kendini nasıl koruyabilir?
Gıda güvenliği uzmanları, tüketicilerin bu tür tehlikelere karşı kendilerini korumak için daha bilinçli olması gerektiğini vurguluyor. İşte dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar:
-
Güvenilir Yerlerden Alışveriş: Et ve sakatat gibi riskli ürünleri, Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan ruhsatlı, veteriner hekim kontrolü yapılan, hijyenik ve kurumsal işletmelerden veya kasaplardan satın alın.
-
Fiyata Dikkat: Piyasa ortalamasının anormal derecede altında satılan ürünlere şüpheyle yaklaşın. Unutmayın ki hiçbir yasal işletme, maliyetinin altında ürün satamaz. Bu tür ucuz ürünlerin arkasında genellikle sağlıksız gıda veya hileli üretim yöntemleri bulunur.
-
İşletmenin Hijyeni: Dışarıda yemek yediğiniz restoran, lokanta veya çorbacının genel temizliğine, mutfağının görünürlüğüne ve personelinin hijyenine dikkat edin. İşletmenin duvarında asılı olması gereken ruhsat ve denetim belgelerini kontrol etmekten çekinmeyin.
-
Etiketi Olmayan Ürünü Almayın: Paketli ürünlerde mutlaka etiket bilgilerini, üretim ve son kullanma tarihlerini, bakanlık onay numarasını kontrol edin.
-
Şikayet Edin: Şüpheli gördüğünüz, hijyenik bulmadığınız veya size sağlıksız görünen bir gıda işletmesini ALO 174 Gıda Hattı’nı arayarak veya e-Devlet üzerinden şikayet ederek bir vatandaşlık görevini yerine getirin. Sizin yapacağınız tek bir ihbar, Adana’daki gibi bir operasyonun fitilini ateşleyebilir ve toplum sağlığını koruyabilir.