Türk siyasetinde son dönemin en önemli gelişmelerinden biri olan PKK'nın silah bırakma süreci, AKP Genel Merkezi'nden yapılan açıklamalarla resmi boyut kazandı. Parti Sözcüsü Ömer Çelik, X platformu üzerinden yaptığı kapsamlı paylaşımda, "Terörsüz Türkiye hedefine ulaşılması için kritik bir eşik geçilmiştir" ifadesiyle, sürecin önemli bir noktaya geldiğini duyurdu.

Çelik'in açıklamaları, sadece mevcut durumu değerlendirmekle kalmayıp, önümüzdeki süreçte atılması gereken adımları da net bir şekilde ortaya koyuyor. PKK'nın silahları imha/teslim süreciyle ilgili "ilk adım"ın gerçekleştiğini belirten AKP Sözcüsü, bundan sonraki aşamada terör örgütünün "tüm şubeleri ve illegal yapılarıyla feshi" ile "silahların yakılması/teslim edilmesi sürecinin kısa zaman içinde tamamlanması" gerektiğini vurguladı.

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nde başkan vekilliği seçim günü belli oldu
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nde başkan vekilliği seçim günü belli oldu
İçeriği Görüntüle

Bu açıklamalar, Türkiye'nin 40 yıldır süren terör sorununun çözümü için atılan adımların, artık somut sonuçlar vermeye başladığını gösteriyor. Özellikle "kritik eşik" vurgusunun kullanılması, sürecin geri döndürülemez bir noktaya geldiği mesajını veriyor.

Bahçeli'nin çağrısından Erdoğan'ın iradesine: Devlet projesi

Ömer Çelik'in açıklamalarında dikkat çeken bir diğer husus, bu sürecin "devlet projesi" olarak tanımlanması ve arkasındaki siyasi irade vurgusu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "tarihi çağrısı" ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "ortaya koyduğu devlet iradesi"nin, sürecin itici gücü olduğu özellikle belirtiliyor.

Bu yaklaşım, terör sorununun çözümünün sadece güvenlik güçlerinin operasyonlarıyla değil, siyasi irade ve diplomatik çabalarla da desteklendiğini gösteriyor. Çelik, "Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla devlet kurumları diplomasi, istihbarat ve güvenlik başta olmak üzere tüm alanlarda terörsüz Türkiye hedefine ulaşılması için kapsamlı çalışmalar yürütmeye devam etmektedir" diyerek, konunun devletin tüm kurumları tarafından koordineli şekilde ele alındığını vurguluyor.

Bu ifadeler, sürecin sadece tek bir kurumun inisiyatifinde olmadığını, devletin tüm kapasitesinin terörsüz Türkiye hedefi için seferber edildiğini ortaya koyuyor. Aynı zamanda, Cumhurbaşkanı'nın doğrudan talimatları ve takibiyle yürütülen bu sürecin, hükümetin en üst düzey önceliği olduğunu da gösteriyor.

DEM parti faktörü ve TBMM'nin rolü

Sürecin başarıya ulaşmasında DEM Parti'nin oynadığı rol de Çelik'in açıklamalarında özel olarak vurgulanıyor. "DEM Parti'nin partiler arasındaki ziyaret trafiği ve istişare süreci, sürecin hedeflerine ulaşması için gösterilen hassasiyetler büyük katkı sağlamaktadır" ifadesi, terör sorununun çözümünde siyasi partiler arası diyalogun önemini ortaya koyuyor.

Bu yaklaşım, terör sorununun sadece güvenlik sorunu olarak değil, siyasi ve toplumsal boyutları olan kapsamlı bir mesele olarak ele alındığını gösteriyor. DEM Parti'nin sürece yapıcı katkısının takdir edilmesi, çözüm odaklı yaklaşımın bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.

TBMM'nin rolü konusunda da net bir duruş sergileyen Çelik, "Yüce Meclis'in sürece dayanak sağlayacak iradesinin devreye girmesiyle Meclis'teki tüm siyasi partilerin katkıları somutlaşacaktır" diyerek, sürecin meşruiyetinin parlamenter desteğe dayanması gerektiğini vurguluyor. Bu, terör sorununun çözümünün sadece icrai değil, aynı zamanda yasal ve meşru zeminlerde yürütülmesi gerektiğini gösteriyor.

Şehitler ve gaziler vurgusu: Fedakarlık unutulmuyor

Ömer Çelik'in açıklamalarında, sürecin gerekçelendirilmesi ve meşruiyetinin güçlendirilmesi açısından şehit ve gazi vurgusu özel bir yer tutuyor. "Aziz şehitlerimizin ve kahraman gazilerimizin eşsiz fedakarlıklarıyla ülkemize ve milli egemenliğimize dönük uzun yıllardır devam eden her türlü saldırı başarısız kılınmıştır" ifadesi, bu fedakarlıkların boşa gitmediğini gösteriyor.

Bu vurgu, aynı zamanda sürecin şehit ve gazi ailelerinin onurunun korunması çerçevesinde yürütüldüğü mesajını da veriyor. "Her zaman rahmetle ve şükranla andığımız şehitlerimizin ve kahraman gazilerimizin vatan savunmasını eşsiz fedakarlıklarla yerine getirmesi sayesinde, 'Tek vatan, tek millet, tek devlet, tek bayrak' ilkesi her şart altında korunmuştur" açıklaması, sürecin milli değerlere zarar vermeyeceğinin garantisini oluşturuyor.

Bu yaklaşım, terör sorununun çözümünün, geçmişte verilen fedakarlıkları küçümsemek veya görmezden gelmek anlamına gelmediğini, aksine bu fedakarlıkların esas gayesine ulaşmak için atılan adımlar olduğunu gösteriyor.

Provokasyon uyarısı ve teyakkuz hali

Sürecin hassasiyetinin bilincinde olan AKP yönetimi, olası provokasyonlara karşı da hazırlıklı olduğunu gösteriyor. Çelik, "Cumhurbaşkanımızın iradesiyle bir devlet projesi olarak yürüyen bu sürecin amaçlarına ulaşması için, her türlü provokasyona karşı teyakkuz hali devam etmektedir" diyerek, sürecin sabote edilmesine izin verilmeyeceğini net bir şekilde ortaya koyuyor.

Bu uyarı, sürecin kritik doğası ve kolayca bozulabilir hassasiyeti göz önüne alındığında önem taşıyor. Terör sorununun çözümüne yönelik girişimlerin geçmişte çeşitli sebeplerle sekteye uğradığı göz önüne alınırsa, bu kez alınan tedbirlerin ve gösterilen teyakkuzun önemi daha iyi anlaşılıyor.

Aynı zamanda, "Terörü vekâlet savaşlarının aracı olarak kullanan ve bölgemize emperyalist amaçlarla yaklaşanların habis siyasi projelerini bozacak olan irade terörsüz Türkiye iradesi ve bunun terörsüz bölge anlayışına ilham kaynağı olmasıdır" ifadesiyle, sürecin sadece ulusal değil, bölgesel boyutunun da olduğu vurgulanıyor.

Çelik'in X hesabından yaptığı paylaşım şöyle:

"Terörsüz Türkiye” hedefi doğrultusunda PKK’nın silahları imha/teslim süreciyle ilgili ilk adım gerçekleşti. Sn Devlet Bahçeli’nin tarihi çağrısı ve Sn Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu devlet iradesiyle, Türkiye’nin terör yükünden kurtulması için tarihi bir sayfa açma kararlılığı güçlenerek ilerlemektedir. “Terörsüz Türkiye” hedefine ulaşılması, ülkemizin terör yükünden kurtulmasını ve yakın bölgemizin “terörsüz bölge” hedefine ulaşmasını sağlayacaktır. DEM Parti’nin partiler arasındaki ziyaret trafiği ve istişare süreci, sürecin hedeflerine ulaşması için gösterilen hassasiyetler büyük katkı sağlamaktadır. Yüce Meclis’in sürece dayanak sağlayacak iradesinin devreye girmesiyle Meclis’teki tüm siyasi partilerin katkıları somutlaşacaktır. Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla devlet kurumları diplomasi, istihbarat ve güvenlik başta olmak üzere tüm alanlarda “terörsüz Türkiye” hedefine ulaşılması için kapsamlı çalışmalar yürütmeye devam etmektedir. Aziz şehitlerimizin ve kahraman gazilerimizin eşsiz fedakarlıklarıyla ülkemize ve milli egemenliğimize dönük uzun yıllardır devam eden her türlü saldırı başarısız kılınmıştır. Bölücü terörün ülkemize dönük emellerine geçit verilmemiştir. Her zaman rahmetle ve şükranla andığımız şehitlerimizin ve kahraman gazilerimizin vatan savunmasını eşsiz fedakarlıklarla yerine getirmesi sayesinde, “Tek vatan, tek millet, tek devlet, tek bayrak” ilkesi her şart altında korunmuştur. Gelinen aşamada “terörsüz Türkiye” hedefine ulaşılması için kritik bir eşik geçilmiştir. Bundan sonrasında PKK’nın tüm şubeleri ve illegal yapılarıyla feshi ve silahların yakılması/teslim edilmesi süreci kısa zaman içinde tamamlanmalıdır. Cumhurbaşkanımızın iradesiyle bir devlet projesi olarak yürüyen bu sürecin amaçlarına ulaşması için, her türlü provokasyona karşı teyakkuz hali devam etmektedir. Terörü “vekâlet savaşları”nın aracı olarak kullanan ve bölgemize emperyalist amaçlarla yaklaşanların habis siyasi projelerini bozacak olan irade “terörsüz Türkiye” iradesi ve bunun “terörsüz bölge” anlayışına ilham kaynağı olmasıdır."

Kaynak: HABER MERKEZİ