Çok zor bir yazı, benim için.

Tek kardeşim, ağabeyim Ali Hasan Ok, 58 yaşında hiçbir rahatsızlığı yokken, geçirdiği ilk ve ani kalp krizi sonucu hayata gözlerini yumdu. Kendisini hiç düşünmeyen, hep başkaları için çaba sarf eden, sevgi dolu, samimi, yardımsever ve vericiydi; karıncayı bile incitmemeye çalışırdı. Yıllardır vejetaryenliği seçmişti, bu yüzden. Müthiş bir hafıza, ezber ve yönetim yeteneği vardı.

Çok genç yaşta ticarete atılmış, Ayvalık’ta açtığı Yeni Karamürsel Mağazası’nın ardından Edremit, Balıkesir, Manisa’da da şubeler açmış, Bursa’ya kadar uzanmıştı. Bu arada vergilerini ödemiş, Balıkesir Vergi Rekortmenliğini yıllarca kimseye bırakmamıştı.

Sağlığına, yediklerine, kilosuna dikkat ederdi ama sigaradan bir türlü vazgeçmedi. “Sigarayı bırakmanın yaratacağı stres, sigaradan daha zararlı” bahanesini öne sürüyordu, bırakmasını önerdiğimizde. Buna gerçekten inanıyordu. “İzmir’e gel, sağlık kontrollerini yapalım o zaman” dediğimizde hep geçiştirdi, hiç hoşlanmazdı, bu tür şeylerden. Hiçbir belirtisi olmadığı için fazla ısrar edemiyorduk. Oysa basit bir eforlu EKG ile her şey ortaya çıkabilir, basit bir girişimle uzun yıllarca sağlıklı biçimde yaşayabilirdi.

Başta çok sevdiği eşi sevgili Jale’yi, bizleri, dost ve akrabalarını, çok sevdiği, oyunlar oynadığı, ATV’si ile gezdirdiği çocukları, her gün mamayla beslediği kedileri, köpekleri yalnız bıraktı.

Geçen haftaki yazımda keşke yazmasaydım şu satırları:

“Dünyada 35-69 yaş arası görülen ölümlerinin %30'u sigaraya bağlı. Sigara beklenen yaşam süresini bütün yaş gruplarında 16 yıl, 35-69 yaş grubunda ise 22 yıl kısaltıyor.”

Keşke bu bilgiler gerçek olmasaydı…

Keşke ikna edebilseydim Ali’yi; sigarayı bırakmaya veya basit birkaç test uygulamaya…

Keşke…