İzmir'in köklü kulübü Altınordu, Bornova Aziz Kocaoğlu Stadyumu'nda ağırladığı Elazığspor karşısına mutlak galibiyet parolasıyla çıktı. Ancak, evdeki hesap çarşıya uymadı. Maçın henüz ilk yarısında yaşanan bir an, tüm oyunun seyrini değiştirdi. Dakikalar 34'ü gösterdiğinde, Altınordu savunmasının önemli isimlerinden Burak Gültekin, ceza sahası içinde rakibine yaptığı müdahale sonrası hem penaltıya sebebiyet verdi hem de direkt kırmızı kart görerek takımını 10 kişi bıraktı. Bu, zaten zorlu geçen maçta İzmir ekibi için adeta bir yıkım oldu.
Rakibin penaltıyı gole çevirmesiyle 1-0 geriye düşen ve sahada bir kişi eksik mücadele etmek zorunda kalan kırmızı-lacivertliler, bu şoku üzerinden atamadı. İkinci yarıda da kalesinde bir gol daha gören Altınordu, 2-0'lık mağlup duruma düştü. Maçın sonlarına doğru bir gol bularak umutlansa da, kalan dakikalarda skoru değiştirecek gücü kendinde bulamadı ve sahadan 2-1'lik mağlubiyet ile ayrıldı. Bu sonuçla birlikte Altınordu, bu sezonki üçüncü yenilgisini alırken, taraftarlarını bir kez daha hayal kırıklığına uğrattı. Maç boyunca sergilenen disiplinsiz oyun ve basit hatalar, takımın içinde bulunduğu krizin ne denli derin olduğunu gözler önüne serdi.
5 maç, 0 galibiyet: Tehlike çanları çalıyor
Sezona büyük umutlarla başlayan, ancak geride kalan 5 haftada adeta kâbusu yaşayan Altınordu'da tablo endişe verici boyutlara ulaştı. Ligde oynadığı 5 karşılaşmada henüz galibiyet ile tanışamayan İzmir temsilcisi, bu süreçte sadece 2 beraberlik alabildi ve sahadan 3 kez de boynu bükük ayrıldı. Topladığı vỏn vẹn 2 puanla, 19 takımlı 2. Lig Beyaz Grup'ta 18. sırada, yani düşme hattı içerisinde yer aldı. Bu performans, kulübün yakın tarihindeki en kötü sezon başlangıçlarından biri olarak kayıtlara geçti.
Sadece sonuçlar değil, takımın oyun içindeki istatistikleri de tehlikenin boyutunu gösteriyor. Özellikle gol yollarında yaşanan kısırlık, en büyük sorun olarak göze çarpıyor. Elazığspor maçı öncesi oynadığı son 3 maçta rakip fileleri havalandırmayı başaramayan Altınordu'nun bu suskunluğu, taraftarları çileden çıkarıyor. Yönetim ve teknik heyetin bu kötü gidişata nasıl bir çözüm bulacağı merak konusu. Eğer acil önlemler alınmazsa, Türk futbolunun "fabrika"sı olarak anılan kulübün bir alt lige düşme tehlikesiyle karşı karşıya kalması işten bile değil.
Teselli golü suskunluğu bozdu
Takımın içinde bulunduğu karamsar havaya rağmen, Elazığspor karşısında kaydedilen tek bir gol, küçük de olsa bir teselli oldu. Maçlar boyunca gol atamama stresi yaşayan Altınordu'da, bu şanssızlığı kıran isim, ikinci yarıda oyuna dahil olan genç forvet Keni Var Uzun oldu. Genç oyuncunun attığı gol, takıma puan getirmeye yetmese de, en azından 3 maçlık gol orucunu sonlandırmış oldu. Bu gol, hem Keni Var Uzun'a moral olurken hem de takımın üzerindeki psikolojik baskıyı bir nebze olsun hafifletti.
Ayrıca, Elazığspor maçı, bazı yeni transferlerin de ilk kez sahne aldığı bir karşılaşma oldu. Sezon başında kadroya katılan tecrübeli isimlerden Serkan Dursun ilk 11'de başlarken, orta sahanın bir diğer yeni transferi Kerim Avcı ise sonradan oyuna dahil olarak kırmızı-lacivertli formayı ligde ilk kez terletti. Transferin son günlerinde takıma katılan Berat Kalkan ise maçı kulübede tamamladı. Teknik heyetin, takımdaki bu kötü gidişatı durdurmak için yeni transferlerden beklentisi büyük. Ancak bu oyuncuların takıma ne kadar çabuk adapte olacağı ve beklenen katkıyı ne zaman sağlayacağı belirsizliğini koruyor.
Şimdi rota başkent: Zorlu Ankaragücü deplasmanı
Ligde bir türlü istediği sonuçları alamayan ve kendini düşme potasının içinde bulan Altınordu'yu, bu hafta daha da zorlu bir sınav bekliyor. İzmir temsilcisi, ligin güçlü ve iddialı ekiplerinden biri olan Ankaragücü ile deplasmanda karşı karşıya gelecek. Başkent deplasmanı, hem rakibin gücü hem de Altınordu'nun içinde bulunduğu moral bozukluğu düşünüldüğünde, kâğıt üzerinde oldukça zorlu görünüyor.
Teknik direktör ve oyuncular, bu zorlu deplasmandan en azından bir puanla dönerek kötü gidişata bir "dur" demek istiyor. Ankaragücü maçından alınacak iyi bir sonuç, sadece puan tablosu açısından değil, aynı zamanda takımın kaybettiği özgüveni yeniden kazanması açısından da hayati önem taşıyor. Aksi takdirde, alınacak bir yenilgi daha, kulüp içindeki krizin daha da derinleşmesine ve belki de teknik heyette bir değişikliğe yol açabilir. Tüm gözler şimdi, Altınordu'nun başkentte sergileyeceği performansta ve bu zorlu virajdan nasıl çıkacağında olacak.
