Sevgili annem Özlem Ok’u toprağa verdik, geçtiğimiz hafta.
Anneler Günü’nde hediye alamayacağım, ona.
Onsuz ilk yazımı, ona armağan ediyorum.
Yazılarımın ilk okuyucularındandı; gittiği yerde ulaşabilir, belki de.
Yardımsever, verici bir insan, çok sevilen bir dosttu. Nefes alamadığı, oksijensiz kaldığı anlarda bile kimseyi kırmamaya çalıştı. Son dönemde hastalığına ve ilaçlara bağlı olarak gördüğü kötü halüsinasyonlarda başkaları için üzüldü, gördüklerinin gerçek olmadığını öğrendiğinde mutluluk ve huzurla gülümsedi.
Gerçek bir hayvan severdi; tür ayrımı yapmayan… Bir çoğumuzun tiksindiği, ezip geçtiği böcekleri eline alır, sever ve güvenli bir yere koyardı. Çok kedi besledi, her biri öldüğünde uzun uzun yas tuttu. Köpeklere ve kuşlara da özel bir sevgisi vardı. Yanı başımızdaki incir ağacının dalları üzerinde yapraktan çok kuş olurdu; pencere kenarına dizilecek yemleri bekleyen.
İlerleyici akciğer hastalığına tanı konduğunda, doktoru Prof. Dr. Eyüp Sabri Uçan, konuşmayı öğrettiği muhabbet kuşu Bücür’ünü mutlaka evden çıkarması gerektiğini söylediğinde, çok üzülmüştü. Yıllarca bu yüzden serzenişte bulundu, bizlere.
Sadece bir Singapur kaplumbağası beslemesine izin vardı. O da kaplumbağasını kediye dönüştürdü. Sadece büyüklüğüyle değil; sürekli peşinde koşturması, ayaklarına tırmanması, kucak istemesiyle… Alınan tüm önlemlere rağmen üçüncü kattan düşüp, kabuğunu boydan boya kırmayı başaran kaplumbağasını elastik bandaj ve çengelli iğneyle sarıp, kurtarmayı başardı.
Ayvalık’ta toprağa verilirken, mezarlığın güzel sesli kuşları, yıllardır beslediği tüm hayvanlar adına koro halinde şarkı söylediler, teşekkür etmek için.
Tanı konduğunda, ortalama 3 yıl ömrü kaldığı söylenmiş, bunu öğrenmemesi için özel çaba sarf etmiştik. 10 yıla yakın zaman geçti aradan. Kalçasını kırmasa, birkaç yıl daha yaşardı, ama daha da zor nefes alarak yaşamak istemiyordu.
Derin bir boşluk bıraktı, ardından. Ne arkamdan su döken var, ne “Anne, vardım, merak etme” diyeceğim bir telefon…
Son dönemdeki yoğun emekleri nedeniyle Ayvalık’tan Uz. Dr. Ceylan Korkmaz, Uz. Dr. Alper Karalar ve Uz. Dr. Akın Karakuyu’ya; Melike Çağlayan ve Yıldız Kesici Hemşirelere; Celal Bayar Üniversitesi Hastanesi’nde zor koşullarda operasyonunu gerçekleştiren Prof. Dr. Güvenir Okçu ve Prof. Dr. İsmet Topçu’ya, Cerrahi Yoğun Bakım personeline, başta Doç. Dr. Tuğba Göktalay, Göğüs Hastalıkları Servisi çalışanlarına, 9 Eylül Üniversitesi’nden Prof. Dr. Deniz Özzeybek, Prof. Dr. Oğuz Kılınç, Prof. Dr. Alpay Özbek’e ve başta Prof. Dr. Ali Necati Gökmen, Dr. Ural Can Ekmekçi ve Dr. Tahmina Aliyeva olmak üzere, tüm Anestezi Yoğun Bakım çalışanlarına teşekkür ederim.
Ayrıca zor günlerimizde yanımızda yer alan, telefonla arayan, çiçek ve mesaj gönderen tüm akraba, dost ve kardeşlerimize de çok teşekkürler…
Ayvalık’tan çok güzel bir yıldız kaydı…