İstanbul'un simge yapılarından Ayasofya Camii, dün gece büyük bir tehlike atlattı. Yatsı namazı sonrası, caminin içerisine giren kırmızı şapkalı, siyah gömlekli ve şortlu bir şahıs, rahlelerin arkasında gizlice yangın çıkardı. Olay, duyarlı bir kadın ziyaretçinin duman kokusunu fark etmesiyle kısa sürede kontrol altına alındı. Yangın alanında ciddi bir zarar oluşmazken, olayın ardından polis alarma geçti.
Olay Ekol TV’nin haberine göre namaz sonrası cami içinde ortamın tenhalaştığı bir sırada meydana geldi. Güvenlik kameralarına yansıyan görüntülerde şüphelinin yüzünü gizleyerek giriş yaptığı, üst aramasında ise metal eşya taşımaması nedeniyle şüphe çekmeden geçtiği belirtildi.
Kundaklamayı soğukkanlılıkla gerçekleştirdi
Şüpheli şahıs camiye girdikten sonra doğrudan minber ya da mihraba yönelmek yerine, mermer sütunların arasındaki rahlelerin arkasına geçti. Yanında getirdiği küçük kağıtları ve taşıdığı bir kitaptan yırttığı sayfaları tutuşturarak yangın çıkardı. Görgü tanıklarının ifadelerine göre saldırgan, hiçbir panik belirtisi göstermeden camiden uzaklaştı.
Yangını ilk fark eden yeşil başörtülü bir kadın ziyaretçi, duman kokusunu alınca çevreyi kontrol etti. Alevleri gördüğü anda cami imamına haber verdi. İmamın çabalarına cemaatten bir kişi ve olayı ilk fark eden kadın da destek vererek müdahale etti. Yanan halı hızla yerinden çekilerek yangının yayılması engellendi. Yangının çıktığı noktanın mermer kaplama olması ve yanıcı döşemelerden uzak bir konumda bulunması, faciayı önledi.
Şüphelinin kimliği araştırılıyor
Yangın sonrası polis ve güvenlik güçleri camiye sevk edilerek kapsamlı bir inceleme başlatıldı. Kırmızı şapkalı şüphelinin görüntüleri, güvenlik kameralarından tek tek inceleniyor. Emniyet yetkilileri, şahsın yabancı uyruklu olabileceğini değerlendiriyor. Kimliğinin netleşmesinin ardından hakkında gözaltı kararı çıkarılması bekleniyor.
Ayasofya Camii çevresindeki güvenlik önlemleri olayın ardından artırıldı. Kundaklama girişimi, başta sosyal medya olmak üzere kamuoyunda da büyük tepki topladı. Uzmanlar, tarihi ve dini mekanlara yönelik tehditlerin çok daha sıkı denetim ve güvenlik önlemleriyle önlenebileceğini vurguluyor.
