Yedigün, Karagöz, Tan Gazetesi yılları, yazın yaşamında ilkler…
Sabahattin Ali ile birlikte “Marko Paşa, Malum Paşa, Merhum Paşa, Alibaba” gülmece dergilerini tüm baskılara karşın yayımlayan bir istenç ve savaşım…
Kemal Tahir’le Düşün Yayınevi yılları…
1962’de 43 sayılık Zübük gülmece gazetesi…
1972’de Çatalca’da kimsesiz çocukların eğitimini gerçekleştirmeyi amaçlayan bir vakıf...
1976-1980 arasında kendi adını taşıyan Vakıf adına Edebiyat Yıllığı… 1979’da seçildiği TYS Başkanlığı’nda verimli, üretken, atak yıllar…
Öykü, roman, şiir, anı, mektup, oyun, senaryo, gezi, söyleşi, çocuk kitapları… Boyu kadar 120 kitap…
Salt Türk Yazını’nın değil, dünya gülmece yazınının da önemli, değerli adları arasında yer alan onurumuz, övünç kaynağımız...
Düşünceleri, görüşleri, yazıları, öyküleri, romanları, bildirilere attığı imzaları nedeniyle siyasal erklerin kıskacında kaldı, baskı gördü, tutuklandı, hapis yattı, Madımak’ta yanmaktan son anda kurtuldu; ama yılmadı 6 Temmuz 1995’te ölümüne değin aydınlanma savaşımını sürdüren gülmece yazınımızın, düşünmece alanımızın bilgesi…
Adını yazmasam bile onun Aziz Nesin olduğunu hemen anlamışsınızdır.
Aziz Nesin’in “Nah Kalkınırız” adlı kitabında yer alan “İğdiş Edilmiş İnsanlar Ülkesinde Ayıp Yeri Yerinde Kalmış Biri” öyküsünde “Kimi ülkede sözünü sakınmayanlar, eğriye eğri, doğruya doğru konuşanlar yiğittirler.” sözü ne güzel özetler onu. Çünkü o, yapıcı eleştirel biçemiyle “açık seçik, korkusuz”ca söylemin adresidir.
Çarpıklığın, çelişkinin, aymazlığın, yozluğun, yobazlığın, saçmalığın, kirlenmişliğin yaşandığı olaylar karşısında ilk akla gelen aydın, çağdaş, devrimci bir yazın ve düşün emekçisidir. Nice karmaşık olaylarda “Tam Aziz Nesin’lik” sözü anımsanmaz mı hiç?
Ne diyordu “Bir Sürgünün Anıların”da? “Düşünmek, sevmek, gülmek… İşte hepsi bu… İnsan için gerisi yalan dolan…”
80 yıllık bir ömrün içine sığan ödünsüz bir yaşam, savaşım, kalem ustalığı, düşünme ve gülmece bilgeliği, söylem ve eylem insanı. Onu özlüyoruz ölümünün 28. yılında. Tam 108. yaşına ererken…
Aydınlığı eksik olmasın. Anısına saygıyla.
‘AZİZ NESİN’DEN
KIZIMA MEKTUPLAR’
Korkusuz, atak, eylemci, dobra dobra… 50 yıllık üretken, verimli, savaşımcı bir gazeteci.
“Ne devrimcilikten ne halkçılıktan ne hümanizmden ne vatan sevgisinden ne de Enternasyonalist yaklaşımdan vazgeçmedim.” diyen özgürlükçü bir aydın kadın, yurtsever kişilik…
“50 yıl her demokratik eylemde, özellikle 1 Mayıslarda hastane, hapisane, gözaltı günleri hariç safımızı, yerimizi almışızdır. Onurla...”
Benim de sevdiğim, saydığım, dostluğuyla onurlandığım gazeteci Tülay Cengiz’den söz ediyorum elbette.
Nicedir elimde “Aziz Nesin’den Kızıma Mektuplar” (Kültürkent Kuledibi Y.) kitabı. İzmir TÜYAP’ta 14 Mart 2023 günü imzalamış bana.
Tülay Cengiz, kızı Eylem Gökçe’yle Aziz Nesin mektuplaşmaları odağında bir anılar kitabı hazırlamış. Kitabın başında Aziz Nesin’le tanışmaları, dostluğu, kızı Eylem’le buluşmaları yer alıyor.
Aziz Nesin’in Eylem’in sorusuna verdiği yanıt tam Aziz Nesin’lik işte: “Dede, de; amca, de; abi, de; moruk, de; istersen Ulan Aziz de!” Bakar mısınız 7 yaşındaki çocukla doğal iletişime?
Tülay Cengiz iyi ki o mektupları saklamış, sonrasında belge özelliğinde bir kitabı oluşturmuş.
Aziz Nesin’in Eylem Gökçe Cengiz’e yedi yaşında yazdığı ilk mektupla başlayan, Eylem’in on dört yaşına değin süren karşılıklı mektupları, diğer bölümde Aziz Nesin’in yaşamına tanıklık edilebilecek, kişisel anılarla beslenen, onun ölümüne dek süren öykücükler, anlatılar, anılar, arşivlerden derlenen bilgiler ve fotoğraflar 122 sayfalık kitabı varsıllaştırıyor.
Okunası bir kitap. Emeğine sağlık Tülay.