PKK Terör Örgütü’nün başı Abdullah Öcalan’a yönelik bazı ifadeleri nedeniyle bayram öncesi tutuklandı meslektaşımız TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ.

Yanardağ Ergenekon kumpasında da gözaltına alınmıştı.
Suçu yine gazetecilik yapmaktı, doğruları topluma aktarmaktı. FETÖ ile ilgiliydi.
Barış Terkoğlu’nun dünkü yazısında da anımsattığı üzere, “F.Gülen’in bir zamanlar yaveri olan Nurettin Veren, 15 Temmuz’dan 10 yıl önce, Merdan Yanardağ’ın programına çıkmış, örgütün sırlarını açık etmişti. Örgütün, iktidarı ele geçirmek için hazırlık yaptığını anlatmıştı. Veren’in ifşalarını Yanardağ, kitap olarak da yayımlamıştı.”
Unutmadan; Merdan Yanardağ, o gün de hem Ergenekon hem PKK bağlantısıyla suçlanmıştı.

xxxx

Merdan Yanardağ program öncesi de hedef gösterilmişti. Gerçi alışıktı bunlara.
Silivri’ye gönderilince bazı meslektaşları bile Apo güzellemesi yaptığını söylüyordu ekranlardan.
Merdan’ı bizler de tanırız. Günaydın Gazetesi yıllarımızda çalıştık kendisiyle.
Deyim yerindeyse; iflah olmaz bir devrimci sosyalisttir.
İlkelidir. Yurtseverdir. Cumhuriyetçi’dir.
Cesurdur. Laikliği savunur her ortamda.
Nesli tükenmişlerden namuslu meslek erbabı habercidir.
Özgür ve muhalif gazeteciliğin temsilcisidir.
TELE1’deki “18 dakika” programında Emre Kongar Hoca’yla ülke ve dünya gündemi değerlendirmeleri Erdal Atabek’in dediği gibi toplumda karşılık bulur, ufuk açıcıdır. 

xxxx

Emre Hoca, “teröriste ve terörizme destek vermekle” suçlanan Merdan Yanardağ’ın “kişiliğinin ve kimliğinin neden bu suçlamaya uygun olmadığına” bakın nasıl işaret ediyor Cumhuriyet’teki yazısında;
“Bir gazetecinin, bir televizyoncunun, bir yazarın, bir yorumcunun kimliği, üç kaynağa bakılarak saptanabilir: Birinci kaynak, yazdıkları… İkinci kaynak, söyledikleri… Üçüncü kaynak kendisini nasıl tanımladığıdır.
Siyasal hayatımızda artık çok sık rastladığımız dönekler düşünüldüğünde, elbette kendisini nasıl tanımladığı ancak bulunduğu yer, yaptığı iş, yazdığı yazılar ve söylemiş olduğu sözlerle tutarlı olduğu ölçüde geçerli olabilir.
Ama ben, bulunduğu yer, yaptığı iş, yazdıkları ve söyledikleri zaman için Merdan Yanardağ’ın kendisini nasıl tanımladığı ile işe başlayacağım:
1) Merdan Yanardağ, kendisini her vesileyle sosyalist olarak tanımlar.
2) Ayrıca Cumhuriyet değerlerine inanır ve Atatürk Devrimlerine bağlıdır.
3) Bu nitelikleriyle net ve açık bir biçimde Anti-Emperyalisttir ve bu niteliğini de sık sık dile getirir.
Ayrıca bu üç niteliğinin de kitaplarında öne çıktığını görürüz.
9 Ocak 2017’de başlayan “18 Dakika” programını yaptığım için, yaklaşık 6 yıldır söylediklerine tanığım. Söyledikleri de yazdığı kitaplarla, makalelerle ve kendisini tanımlamasıyla tutarlıdır.
Bütün bu nitelikleri bağlamında ortaya çıkan siyasal kişiliğinin ve ideolojik kimliğinin herhangi bir terör eylemini ve/veya terör örgütünü övmeye açık olmadığı açıktır.
Merdan Yanardağ ve TELE1, belediye seçimlerinde de uygulanmasına karar verilen korkutma ve susturma sürecinin bir parçası olarak kurban seçilmiş görünmektedir.”
xxxx
Türkiye’de Eski’sinde de, Yeni’sinde de gazetecilik zor iştir.
Günümüzde basın özgürlüğü alabildiğince baskılanmakta.
Düşünce ve ifade özgürlüğü yok edilmekte.
Eğip bükmeden yazmak, söylemek ve bu yüzden ağır bedel ödeyen meslektaşlarımız çoktur.
Merdan Yanardağ omurgalı bir gazetecidir, mücadelesini diri tutandır; bir basın özgürlüğü aktivistidir. En kısa sürede özgürlüğüne kavuşabilmesi dileğiyle.
Gazetecilik de suç değildir!