DEVA, Gelecek ve Saadet Partisi’nin çatı partisi Yeni Yol’un grup toplantısında söz alan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, gündemdeki önemli konulara dair değerlendirmelerde bulundu. Hükümetin çözüm süreci konusunda nasıl bir yol izleyeceğine dair soru işaretlerinin sürdüğünü belirten Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu süreçte nerede durduğunun tam olarak anlaşılamadığını ifade etti.
Babacan, çözüm sürecinin net bir yol haritası gerektirdiğini vurgulayarak, “Şu ana kadar ortaya konmuş somut bir çerçeve yok. Siyasi irade gösterilmeden bu tür meseleler çözülemez. Sayın Bahçeli, sürece dair ilk pozisyonunu koruyor ancak Sayın Erdoğan’ın nerede durduğunu kestiremiyoruz” dedi.
“Silahların tamamen bırakılması gerekiyor”
Konuşmasında PKK lideri Abdullah Öcalan’ın açıklamalarına da değinen Babacan, DEM Parti’nin İmralı heyetinin yaptığı duyuruyu hatırlattı. PKK’ya silah bırakma ve örgütü feshetme çağrısı yapıldığını belirten Babacan, süreci temkinli bir iyimserlikle takip edeceklerini kaydetti.
“Terörün bitirilmesi kolay bir süreç değildir. Bu, uzun soluklu bir çaba gerektirir” diyen Babacan, hükümetin inisiyatif alması gerektiğini dile getirdi. Türkiye’nin artık terör sorununun gölgesinden çıkması gerektiğini belirten Babacan, her gün kaybedilen insan hayatlarının en büyük kayıp olduğuna dikkat çekti.
Babacan, Türkiye’nin toplumsal birlikteliğini güçlendirmek zorunda olduğunu belirterek, “Ya geçmişe takılıp fırsatları kaçıracağız ya da geleceğe umutla bakarak birlik içinde hareket edeceğiz” ifadelerini kullandı.
“Suriye’de dengeler değişiyor”
Babacan, bölgedeki gelişmelere de değinerek, Suriye’de yaşanan dönüşüm sürecinin Türkiye için kritik olduğunu söyledi. PYD/YPG’nin Şam yönetimiyle temasları ve İmralı’dan gelen açıklamaların bölgesel etkilerinin yakından takip edilmesi gerektiğini vurguladı.
Babacan’a göre, uluslararası güçlerin Suriye’de kendi çıkarları doğrultusunda hareket ettiği gerçeği göz ardı edilmemeli. İsrail ve ABD’nin bölgedeki etkisini artırmaya çalıştığını belirten Babacan, Türkiye’nin kendi güvenliği açısından bölgesel iş birliklerine odaklanması gerektiğini ifade etti.
“Dünyada güçlünün hukuku egemen olmaya başladı. Küresel aktörlerin kendi çıkarlarını her şeyin önüne koyduğu bir dönemde yaşıyoruz” diyen Babacan, uluslararası hukukun büyük devletler tarafından ihlal edildiğini vurguladı.
“Kürt sorununun çözüm adresi TBMM’dir”
Babacan, Türkiye’de yalnızca terör değil, aynı zamanda hak ve özgürlükler meselesinin de önemli bir sorun olduğunu söyledi. Kürt meselesinin çözüm adresinin Türkiye Büyük Millet Meclisi olması gerektiğini belirten Babacan, bu konuda yaşanan tahammülsüzlüğün hala devam ettiğini belirtti.
Babacan, İmralı heyetinin çağrısını Kürtçe okuyan televizyon kanallarının sansür uyguladığını hatırlatarak, Türkiye’de hala özgürlükler konusunda ciddi eksiklikler bulunduğunu söyledi. “Kürtçeden korkup yayını kestiler. Bu otoriter zihniyetle hep birlikte mücadele etmeliyiz” diyerek, özgürlükler konusundaki kısıtlamaların yalnızca iktidara değil, muhalefete de sirayet ettiğini dile getirdi.
Babacan, tüm siyasi aktörlerin otoriter yaklaşımlardan uzak durması gerektiğini belirterek, demokrasinin tüm toplumu kapsaması gerektiğini ifade etti.
