Birkaç ay arayla yayımlanan, özenli baskılarıyla göz okşayan iki özel kitap, türümüzün binlerce yıllık serüvenini anlamak, uygarlığın nirengi noktalarını öğrenmek adına çok değerli bilgiler içeriyor. Yaşanmaya değer bir gelecek tasavvur edebilmek için geçmişin deneyim ve bilgilerine ihtiyacımız var
İnsan daima bilmek ister; bilerek elde ettiğini ise ne pahasına olursa olsun korumak ister. Ne var ki, bilgi söz konusu ise daha bir bencil ve mülkiyetçiyizdir. Öte yandan sanıldığının aksine geleceğe değil çoğu kez geçmişe saplanır kalırız. Ne yapmışız, nasıl yapmışız bilmek isteriz, engin coğrafyalarda sayısız dil ve kültürlerin içinde, yaptığımız savaşlarda bulunmak, kurup yıktığımız şehirlerde yaşamak, görünür ve görünmez sınırlarla şekillenen ülkelerin her santimini adımlamış olmak isteriz. Yaş aldıkça geçmişimize sarılır, bizden çok öncelerde yaşanıp bitmiş geçmişlere dönmek isteriz.
Bu duyguları kayıtsız şartsız paylaşanlar için tarih, arkeoloji, antropoloji gibi geçmişin farklı alanlarını inceleyen bilim dalları işte bu yüzden önemlidir.
HAYATA ANLAM KATAN EYLEM
Sınırlı ve sayılı bir yaşama tutsak varlıklar olarak elbette geçmişi bir daha yaşamak mümkün değil. Aklımız başımıza geldiği andan itibaren, kısıtlı imkanlarla giriştiğimiz bilme çabası aslında beyhude bir uğraştır, hazin bir çabayla kaplanmıştır. Bu acı hakikate rağmen çabamızın ulaştırdığı her nokta çok kıymetlidir. Hayata anlam katan bir eylemdir bilmek istemek. Ruhu besleyen bir arzudur. C. W. Ceram'ın 'arkeolojinin romanı' olarak taltif edilmiş kült kitabı Tanrılar Mezarlar ve Bilginler'i ilk gençliğinde okuma bahtına erişmiş biri olarak beni geçmişin gizemli yollarında gezindiren her kitabı heyecanla karşılarım. Kafka Kitap, bu anlamda birbiri ardına harika kitaplar yayımlamaya başladı.
Albenili kapakları ve özenli baskısıyla da dikkat çeken serinin ilk kitabı Mahir Ünsal Eriş'in Babil Kulesi Kitabı'yla kelime ve kavramların köklerine doğru bir yolculuğa çıkmış, sözcüklerin dilden dile nasıl evrildiğini yazarın son derece duru, anlaşılır ve eğlenceli kaleminden öğrenmiştik.
Serinin, Töre Sivrioğlu imzalı ikinci kitabı Kayıp Uygarlıklar ve Diller ise bizi yıkıntılar ve geçmişin gölgesinde kalmış uygarlıkların yaşantısına, dil ve kültürlerine götürüyor. Mahir Ünsal Eriş'in bir sunuş yazısı kaleme aldığı kitap, birbirinden ilginç... ilginç olduğu katar da insan uygarlığına büyük etki yapmış olayları 'Antik Mısır', 'İran ve Çiviyazılarının Esrarı', 'Kitab-ı Mukaddes'in İzinde', 'Hindistan'dan Küçük Asya'ya Aryan Bilmecesi', 'Bilinmeyen İçAsya' ve 'Batık Kıtalar, Hayali Ülkeler ve Uzaylılar' olmak üzere toplam yedi ana başlıkta aktarıyor.
DİL: UYGARLIĞIN HAFIZASI
Wittgenstein, “Dilimin sınırları dünyamın sınırlarıdır” demişti. Dille düşünüyor, öğreniyor, yorumluyor, çoğaltıyor ve kayda alıyoruz. Dil eğrisiyle doğrusuyla uygarlığın yaratıcısı, taşıyıcısı ve hafızası. Dile, eski ve yeni yaşamlara dair edineceğimiz her bilgi kısa, çoğunlukla mutsuzluk ve acılarla geçen yaşamımıza fani ömrümüze bir teselli. O yüzden ben, Babil Kulesi Kitabı, Kayıp Uygarlıklar ve Diller gibi çalışmaları, özellikle gençlerimiz için derece yararlı buluyorum.
“İnsan yaşadığı hayatın toplamıdır” diyen ünlü İspanyol düşünür Ortega Y Gasset'in, çağını, kendi zamanını anlama çabasındaki insana dair unutulmaz sözünü hatırlayalım:
“Kim kendi çağını tam olarak görmek isterse ona uzaktan bakmalıdır. Ne kadar mı uzaktan? Kolay: Kleopatra'nın burnunun seçilemeyeceği denli uzaktan.”
Yakın ve uzak geçmişe, geçmişin insanlarına, dillerine, sözlerine ve yaşantılarına dair bilgi edinmek, tam da şimdi için gerekli. İbret almamız, örnek almamız, kaçınmamız, korkmamız, çekinmemiz ve geleceği tasavvur edebilmemiz için!
Kayıp Uygarlıklar ve Diller / Töre Sivrioğlu / Kafka Kitap
Özel baskısıyla bir kez
daha 'Mavi Sürgün'
'Mavi Sürgün' adıyla eserleriyle Ege ve Bodrum'la özdeşleşen Halikarnas Balıkçısı'nın (Cevat Şakir Kabaağaçlı) ilk kez 1961 yılında yayımladığı anı kitabıdır. Yazar, bu kitabında, “Hapishanede idama mahkum olanlar bile bile asılmaya nasıl giderler” başlıklı yazısı yüzünden Bodrum'a sürgün edilişini ve orada geçirdiği acı tatlı yılları anlatır.
Cevat Şakir, Mavi Sürgün'ün ilk bölümünde İstanbul'daki rutin hayatından, yaptıklarından, çevresindeki insanlardan I. Dünya Savaşı yıllarının zorlu ve kasvetli ortamından söz eder. Ancak bir gün kapısına dayanan polis, Halikarnas Balıkçısı'na Ankara'daki İstiklal Mahkemesi'nin celbini tutuşturur. İki kez hakim karşısına çıkan yazar, o günlerine de yer verir anılarında. Ardından uzun tutukluluk hali, iki jandarmayla İzmir, Aydın ve adını soğuk ve itici bulduğu Bodrum günleri, yaşanmışlıklardan sözcüklere dönüşecektir. Aşık olduğu ve o günlerden bu yana daima adıyla birlikte anılan Bodrum, anılarında en baş köşeye kurulacaktır. Bilgi Yayınevi, bu özel baskıyla Türk edebiyatının ulu çınarına saygı duruşubulunurken, kitap tutkunu koleksiyonere de özel bir ürün sunuyor. Mavi Sürgün'ün ciltli, numaralandırılmış özel baskısında Zülfü Livaneli'nin sunuş yazısı, özel fotoğraflar ve belgeler bulunmakta.
Mavi Sürgün / Halikarnas Balıkçısı / Bilgi Yayınevi
İkiyüzlü aristokrasiye
Wilde eleştirisi
Victoria dönemi Büyük Britanyasının aykırı dehası Oscar Wilde, yine kendine özgü tema ve karakterleriyle dikkat çekiyor: Anneliği, güzelliği ve çekiciliğiyle dillere destan genç aristokrat Leydi Windermere, sınıfının ve döneminin katı ahlakçı kurallarından bunalmış ve yıkımın eşiğine gelmiştir. Onu bu açmazdan çıkarabilecek tek kişi, gizemli geçmişiyle bilinen Bayan Erlynne'dir. Ancak bu kadının Lord Windermere ile yasak ilişkisi, taşıdığı sırların yalnızca bir tanesidir.
Leydi Windermere’in Yelpazesi / Oscar Wilde / İthaki Yayınları
Nabokov'un kitabı ilk
kez Türkçeye çevrildi
Ekim Devrimi ve Dostoyevski karşıtlığıyla bilinen, Lolita, Sebastian Knight'ın Gerçek Yaşamı ve Ada ya da Arzu gibi yapıtlarıyla 20'nci yüzyıla damgasını vuran Rus asıllı Vladimir Nabokov'un, kendi yaşamından da izler barındıran romanı ilk kez Türkçeye çevrildi. Yazar, bir daha asla ana vatanına dönmemiş ve kendisini eleştirenlere şu yanıtı vermişti: “Sovyet diktatörlüğüyle kavgamın kaybedilmiş mallarla ilgisi yok. Para ve topraklarını ‘çaldıkları’ için ‘Kızıllardan nefret eden’ göçmen tiplerden iğreniyorum.”
Arlekenlere Bak! / Vladimir Nabokov / İletişim Yayınları
Filmi izlemeden
romanını okumalı
Ünlü İskoçyalı yazarın yapıtları, özgünlükleri ve geniş hayal gücüyle dikkat çeker. Viktorya dönemi ahlakını hicvenkara komedisi yazara iki ciddi edebiyat ödülü getirdi. Yunan yönetmen Yorgos Lanthimos, romanı sinemaya uyarladı. Bu film, önümüzdeki ay 11 dalda Oscar için yarışacak. Postmodern Frankenstein anlatısı olarak nitelendirilen ve yazarının çizimleriyle renklenen Zavallılar'da Dr. Archibald McCandless’ın anıları eşliğinde Bella Baxter'ın tuhaf yaşantısına tanıklık ediyoruz.
Zavallılar / Alasdair Gray / İthaki Modern
Aşk uğruna nelerden
vazgeçersiniz?
İrlandalı yazarın Yara adlı romanı, yaşamda para, kariyer, prestij ve güç adına elde edilebilecek her şeye sahip olmuş birinin takılıp kaldığı monotonluktan çıkma adına bütün hayatını nasıl riske ettiğine odaklanıyor. Bir anlık çılgınlığın nelere mal olduğunun ibretlik öyküsünü anlatan yapıt, sürükleyiciliği ve gerilimiyle türün meraklılarına keyifli bir okuma vaad ediyor. Bu roman, 1992'de sinemaya uyarlanmış ve filmin başrollerinde Jeremy İrons ve Juliette Binoche gibi isimler yer almıştı.
Yara / Josephine Hart / Mundi
'Heil Hitler'
çığlıklarının öncesi
Kitap, geçtiğimiz yüzyılda büyük bir yıkıma yol açan ve milyonlarca cana mal olan İkinci Dünya Savaşı'nın adeta ateşleyicisi olan Hitler'i farklı bir açıdan ele alıyor ve ünlü diktatörün yaşamının bilinmeyen yönlerine yoğunlaşıyor: Adolf Hitler nerede doğmuştu ve nasıl bir ailesi vardı?.. Onu büyüten baba nasıl biriydi? Yetişme çağında ve orduya adımını attığı andan itibaren kimlerle dostluk kurmuştu? Hangi akımların etkisinde kalmış, kafasındaki bütün o karanlık düşünceler nasıl eyleme dönüşmüştü?
Hitler'in Babası / Roman Sandgruber / Kafka Kitap
Nabokov'a dair her şey
Pitzer'in kitabında
Türkçeye ilk kez çevrilen Arkelenlere Bak! romanıyla gündeme gelen bu Vladimir Nabokov biyografisi, yazarın yapıtlarındaki izdüşümlerinden hareket ediyor ve hiç bilinmeyen kişilik özelliklerine ışık tutuyor. Bu önemli biyografide sadece yazarı yakından tanımakla kalmıyor, onun edebi mirasına dair bütünlüklü bir fikre sahip oluyor, yaşadığı dönemin edebiyat anlayına dair ilginç bilgiler ediniyoruz. Bir yazarı sadece yazdıklarıyla değil yaşamındaki nirengi noktalarıyla izlemek önemli.
Yazarın Gizli Tarihi - Andrea Pitzer - Alfa Kitap
Amazon'un aşk romanları
okuyan münzevisi
Sepulveda'nın kısa ama yoğunluklu romanı, ömrünü Amazon'un derinliklerinde geçirmiş, doğanın bilgeliğine sığınmış yaşlı bir adamın öyküsünü anlatıyor. Küçük bir Amazon köyünde, eline geçen üç beş aşk romanı ve uzak anılarla teselli bulan yaşlı adam, bu yüzden yılda iki kez köye gelip kitap getiren dişçinin yollarını gözler durur. Ta ki günün birinde bir yırtıcı hayvanla çarpışmak zorunda kalana kadar... Bu novela, 2001'de Hollandalı Rolf de Heer tarafından sinemaya da uyarlanmıştı.
Aşk Romanları Okuyan İhtiyar / Luis Sepulveda / Everest Yayınları