Anketin girişinde çalışmanın maksadı şöyle özetlenmiş; “Saydam, hesap verebilir, vatandaş odaklı ve kaynakların daha etkin kullanıldığı bir kamu yönetiminin kurulması, kamu kaynaklarının gerçek sahibi olan halkımıza yürütülen faaliyetler konusunda bilgi verilmesi ve daha etkin bir hizmet sunulması”.
Kulağa ne hoş geliyor!
İlk iki soru vatandaşların Bakanlığı ne derece tanıdığı ile ilgili.
Katılımcılara; “Sizce Bakanlığımız aşağıdaki hizmetlerden hangisini/hangilerini yapmaktadır?” ve “Aşağıdakilerden hangileri Orman ve Su İşleri Bakanlığının teşkilat yapısı içerisinde yer almaktadır?” diye soruluyor.
Cevaplara baktığınızda önce Bakanlığın hizmet alanının ne kadar geniş olduğunu fark ediyorsunuz. Ardından bu hizmet alanlarında ne derece yetersiz kalındığını...
Orman varlığı gelişmiş ülkelerin çok altında kalan; toprakları erozyon ve çölleşme tehdidi altında olan; sulak alanlarını her geçen gün yitiren; avcılık ve yaşam alanlarının tahribatı nedeniyle birçok hayvan türünün neslinin tükendiği; yanlış enerji politikaları nedeniyle birçok doğal alanın bozulma ve/veya yok olma riski ile karşı karşıya olduğu bir ülkede yaşıyoruz.
* * *
Neyse ankette, bakanlığın projeleri hakkında ne kadar bilgi sahibi olduğunuzu ölçecek birkaç soru daha var.
Sonra “Bakanlığımızla ilgili aşağıdaki ifadelere ne derecede katıldığınızı belirtiniz?” sorusu çıkıyor karşınıza.
Her başlığı “Kesinlikle Katılıyorum”dan “Kesinlikle Katılmıyorum”a kadar dereceli bir şekilde işaretleyebiliyorsunuz.
Mesela “Topluma ve çevreye duyarlıdır” başlığına katılmıyorsunuz ama 'belki bir parça duyarlıdır ama yetersiz' diye düşünüyorsanız, 'kesinlikle katılmıyorum' yerine 'katılmıyorum'u işaretleyebilirsiniz.
* * *
Son bölüm ise vatandaşın önerisine ayrılmış. “Bakanlığımızın gelecekte önem vermesi gerektiğine inandığınız hizmetleri yazınız” diyor.
Bu çalışmadan beni haberdar eden arkadaşım, “mutlaka bu anketi doldurmalı özellikle son soruyu pas geçmemeli” diyor.
Anketin birşeyleri değiştireceği umudunu taşıyor.
Ben aynı umudu taşımasam da anketi doldurmaktan kendimi alamadım. Nasreddin Hoca'nın göle maya çalma fıkrasındaki “Ya tutarsa” hesabı benimkisi.
Belki birileri bu cevapları önemser, birileri önerileri dikkate alır ve bununla ilgili bir çalışma yapar, diyerek anketi doldurdum.
Hayırlısı.
Gazeteciye yapılan
Öncel Öziçer'i şahsen tanımam ancak tanıyanlardan duyduğum, yazılarından anladığım kadarıyla hayvanları seven, vicdanlı bir gazeteci arkadaşımız. Maalesef bu ülkede artık şaşılmayacak bir şey geldi başına. Bir haber yaptı ve hemen akabinde işinden oldu.
Türkiye'de son 10 yılda muhalif sese tahammülü olmayan iktidarın istediği gibi yazıp çizmediği için işinden olan onlarca, hatta yüzlerce gazeteci gördük.
Öncel Öziçer ise sahipsiz hayvanların hakkını koruduğu, korurken de çevresi hayli 'güçlü' bir isme dokundurduğu için işinden oldu.
İş dediğin nasıl olsa gelip geçici...
Şu dünyada insanın “vicdanı rahat” yastığa başını koymasından daha huzurlu, daha güzel bir şey var mı?
Sosyal medyada hayvanseverlerden kendisine destek yağıyor.
Ben de buradan gazeteci arkadaşımı sokaktaki masum canlar için verdiği mücadelesi için kutluyorum.