Balıkesir'in Sındırgı ilçesi ve çevresi, 10 Ağustos'ta meydana gelen 6.1 büyüklüğündeki yıkıcı depremin yaralarını sarmaya çalışırken, şimdi de dinmek bilmeyen bir "deprem fırtınası" ile mücadele ediyor. Ana şokun üzerinden bir aydan fazla zaman geçmesine rağmen bölgedeki sismik hareketlilik, endişe verici bir şekilde devam ediyor. Öyle ki, bugüne kadar kaydedilen artçı deprem sayısı 10 bini aşmış durumda. Özellikle son birkaç günde yoğunlaşan ve büyüklükleri 4.9 ile 4.5'e ulaşan sarsıntılar, sadece Sındırgı'da değil, Manisa, İzmir ve Bursa gibi çevre il ve ilçelerde de hissedilerek paniğe neden oldu. Bölge halkı, bitmeyen sarsıntılar nedeniyle geceleri evlerine girmeye korkarken, gözler bilim insanlarının yapacağı değerlendirmelere çevrildi. Konuyla ilgili en net açıklama, bölgede uzun süredir saha çalışmaları yürüten İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir'den geldi.

Prof. Dr. Sözbilir, mevcut durumu bir "deprem fırtınası" olarak nitelendirerek, hareketliliğin bir süre daha devam etmesinin beklendiğini belirtti. Sarsıntıların özellikle Sındırgı'nın güneyindeki dağlık alanda yoğunlaştığına dikkat çeken Sözbilir, bu durumun bilimsel açıklamasını da yaptı: "Yaşanan bu yoğun hareketliliğin en büyük nedeninin, 10 Ağustos'taki 6.1 büyüklüğündeki ana şoktan sonra ortaya çıkan enerjinin, artçı şoklarla birlikte güneydoğuya doğru göç etmesi olduğunu düşünüyoruz. Bu enerji göçü, dağlık alandaki şimdiye kadar 'ölü' olarak kabul ettiğimiz, yani uzun süredir enerji üretmeyen fayların tetiklenmesine ve yeniden aktif hale gelmesine neden oluyor." Bu tespit, ana depremin sadece kendi fay hattını kırmakla kalmayıp, çevresindeki diğer fay segmentlerini de bir domino taşı gibi etkilediğini ortaya koyuyor.

Haritada olmayan faylar keşfedildi: emendere fay zonu mercek altında

Prof. Dr. Hasan Sözbilir, 6.1'lik ana depremin hemen ardından AFAD Deprem ve Risk Azaltma Genel Müdürlüğü ile birlikte bölgede kapsamlı arazi çalışmaları başlattıklarını ve bu çalışmalar sırasında şaşırtıcı bulgulara ulaştıklarını açıkladı. "Sındırgı'nın güneyindeki dağlık kesimde, mevcut Türkiye diri fay haritasında yer almayan yeni faylar haritaladık" diyen Sözbilir, bu yeni keşfedilen fay sisteminin, mevcut deprem fırtınasının ana kaynağı olabileceğini belirtti. Bu yeni faylar arasında en önemlisinin Emendere Fay Zonu ve bu ana zonla bağlantılı daha küçük, tekil faylar olduğunu vurgulayan deprem uzmanı, bölgedeki sismik aktivitenin sırrının bu zonda gizli olabileceğini ifade etti.

Prof. Dr. Sözbilir, Emendere Fay Zonu'nun özel bir yapıya sahip olduğunu belirterek, "Bu fay zonu, bölgedeki jeotermal sistemi, yani sıcak su kaynaklarını kontrol eden bir yapı. Bu nedenle, fayın içindeki gözenek suyu basıncı sürekli olarak değişiyor. Bu basınç değişiklikleri de fay üzerinde sürekli bir hareketliliğe ve küçük-orta büyüklükteki depremlerin tetiklenmesine neden oluyor. Bu durum, 6.1'lik Sındırgı depreminin ana şokundan sonra dağlık alandaki 'ölü' olarak bildiğimiz fayların nasıl yeniden canlandığını ve aktif hale geldiğini bize gösteriyor" şeklinde konuştu. Bölgede yapılan çalışmalarda, yeni haritalanan bu fayların arazide yaklaşık 30 kilometre boyunca izlenebildiği ve Çaysimav segmentine doğru uzandığı da tespit edildi.

Gelenbe fayı 'bariyer' görevi görüyor: enerji birikimi riski

Deprem fırtınasının bir diğer önemli dinamiği ise Gelenbe Fayı'nın rolü. Prof. Dr. Sözbilir, 6.1'lik ana şokun ardından batıda yer alan Gelenbe Fay Zonu'nun da tetiklendiğini ve 4 büyüklüğüne varan depremler ürettiğini belirtti. Ancak burada dikkat çekici olan durum, artçı depremlerin önemli bir bölümünün Gelenbe Fayı'nın batısına geçememesi. Bu gözlemin bilimsel yorumunu yapan Sözbilir, "Bu durum, Gelenbe Fayı'nın sistemde bir bariyer gibi davrandığını ve ana şoktan transfer edilen enerjiyi kendi üzerinde biriktirdiği şeklinde yorumlanabilir" dedi. Bu, hem iyi hem de kötü bir haber anlamına geliyor. İyi haber, enerjinin batıya, yani daha yoğun yerleşimlerin olduğu bölgelere doğru yayılmasının şimdilik engellenmesi. Kötü haber ise, fayın üzerinde biriken bu enerjinin gelecekte yeni bir depremle boşalma potansiyeli taşıması.

Prof. Dr. Sözbilir, bu enerji birikiminin olası sonuçlarını da değerlendirdi: "Gelenbe Fayı'nın bir transfer fayı niteliğini koruyarak, üzerinde biriktirdiği bu stresi, güneye doğru Manisa-Akhisar-Kırkağaç taraflarına veya kuzeye doğru Balıkesir merkezine doğru transfer etmesi, jeolojik olarak olağan bir durumdur. Bu, enerjinin fay hattı boyunca ilerleyerek başka segmentleri tetikleyebileceği anlamına gelir." Bu bilimsel öngörü, deprem riskinin sadece Sındırgı ile sınırlı kalmayıp, daha geniş bir coğrafyayı etkileyebileceğine işaret ediyor ve bölgedeki tüm yerleşim birimleri için hazırlıklı olmanın önemini bir kez daha vurguluyor.

İzmirli gençlerden Filistin'e destek: 'Sumud' koreografisiyle umut oldular
İzmirli gençlerden Filistin'e destek: 'Sumud' koreografisiyle umut oldular
İçeriği Görüntüle

Vatandaşa kritik uyarı: hasarlı binalardan uzak durun!

Bilimsel veriler ışığında bölgedeki deprem aktivitesinin bir süre daha devam etmesinin beklendiğini net bir şekilde ifade eden Prof. Dr. Hasan Sözbilir, vatandaşlara hayati bir uyarıda bulundu. Özellikle 6.1'lik ana depremde ve sonrasındaki artçı sarsıntılarda hasar görmüş binaların en büyük riski oluşturduğunu belirten Sözbilir, "Bu bağlamda, bölgedeki deprem aktivitesinin sürmesi beklendiğinden, vatandaşlarımızın kesinlikle kendi başlarına hareket etmemeleri, sadece AFAD gibi resmi kurum ve kuruluşların direktifleri doğrultusunda hareket etmeleri hayati önem taşımaktadır. Mümkünse, az hasarlı veya orta hasarlı olarak tespit edilmiş binalara dahi kesinlikle girilmemesi, barınma ihtiyacının yetkililer tarafından sağlanan güvenli alanlarda karşılanması önerilmektedir" dedi.

Bu uyarı, 4.5 veya 5.0 gibi "orta büyüklükteki" bir depremin bile, ana depremde yorulmuş ve taşıyıcı sisteminde çatlaklar oluşmuş bir binayı yıkmaya yetebileceği gerçeğine dayanıyor. Prof. Dr. Sözbilir, deprem fırtınası sona erene ve sismik aktivite normal seviyelere dönene kadar sabırlı olunması ve riskli yapılardan uzak durulması gerektiğini, can güvenliğinin her şeyden önce geldiğini bir kez daha hatırlattı. Balıkesir ve çevresinde yaşayanlar için önümüzdeki günlerde en güvenli davranış, yetkililerin uyarılarını dinlemek ve deprem gerçeğiyle yaşamayı öğrenmek olacak.

Kaynak: HABER MERKEZİ