Ege'nin incisi İzmir, son yılların en şiddetli kuraklık felaketini yaşıyor. Yağışların mevsim normallerinin çok altında kalması ve aşırı sıcaklar, kentin can damarı olan barajları adeta çöle çevirdi. İzmir'e içme suyu sağlayan 6 hayati barajdan yarısı, su verme kapasitesini tamamen yitirerek kuruma noktasına geldi. Alaçatı Kutlu Aktaş ve Gördes barajlarının ardından, Balçova Barajı'nın da su rezervinin tükenmesiyle birlikte tehlike çanları daha yüksek sesle çalmaya başladı. Kuruyan üç baraj, kentin su güvenliği üzerindeki tehdidin ne denli büyük olduğunu gözler önüne seriyor.

Türk bayrağı için ilk ilmek atıldı
Türk bayrağı için ilk ilmek atıldı
İçeriği Görüntüle

Yaşanan bu dramatik tablo, milyonlarca İzmirliyi "Susuz kalacak mıyız?" endişesiyle baş başa bıraktı. İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi (İZSU), kenti ayakta tutmak için olağanüstü tedbirler alırken, tüm gözler sonbahar ve kış aylarında beklenen yağışlara çevrildi.

Tahtalı barajı'nda doluluk yüzde 2,5'e düştü

Krizin boyutunu en net şekilde ortaya koyan veri, kentin içme suyu ihtiyacının büyük bir bölümünü tek başına karşılayan Tahtalı Barajı'ndan geldi. Barajdaki aktif doluluk oranı, yüzde 2,58 gibi tarihi bir dip seviyesine geriledi. Bu oran, barajın adeta can çekiştiğini ve artık son rezervlerini kullandığını gösteriyor. Diğer barajlardaki durum da pek farklı değil. Ürkmez Barajı'nda doluluk oranı yüzde 3,64'e düşerken, tek teselli kaynağı olarak kalan Güzelhisar Barajı'nda ise doluluk yüzde 47,7 seviyesinde bulunuyor. Ancak bu barajın tek başına kentin tamamına yetmesi mümkün değil. Barajlardaki su seviyelerinin bu denli düşmesi, İzmir'in su arz güvenliğinin pamuk ipliğine bağlı olduğunu acı bir şekilde gösteriyor.

İZSU'dan acil eylem planı devrede

İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı İZSU, kenti susuz bırakmamak için adeta zamanla yarışıyor. Barajlardaki suyun tükenme noktasına gelmesi üzerine, alternatif kaynaklar bir bir devreye alınıyor. İZSU, tam 15 yıldır içme suyu alınmayan Güzelhisar Barajı'nı yeniden aktif hale getirerek buradan kente su pompalamaya başladı. Ayrıca, yenilenen ve kapasiteleri artırılan Sarıkız, Göksu ve Halkapınar'daki yeraltı suyu kuyuları da tam kapasiteyle çalıştırılarak şebekeye su takviyesi yapılıyor. Ancak bu önlemlerin, yağışlı döneme kadar kentin su ihtiyacını karşılamada ne kadar yeterli olacağı büyük bir soru işareti.

Tasarruf ve kesintiler kaçınılmaz oldu

Mevcut su rezervlerinin yağışlı mevsime kadar idareli kullanılması amacıyla, İZSU tarafından bir dizi tasarruf tedbiri ve su kesintisi planı uygulamaya konuldu. Bu kapsamda, kent genelinde iki günde bir planlı ve dönüşümlü su kesintileri yapılıyor. Bu kesintilerle hem suyun kontrollü kullanımı sağlanıyor hem de vatandaşların tasarruf bilinci artırılmaya çalışılıyor. Ayrıca, park ve bahçe sulamaları minimum seviyeye indirildi ve peyzaj amaçlı su kullanımı sınırlandırıldı. Aşırı su tüketiminin önüne geçmek için ise kademeli faturalandırma sistemine geçildi. Bu sisteme göre, çok su tüketen aboneler, kullandıkları her metreküp su için daha yüksek bir bedel ödüyor. Alınan tüm bu radikal tedbirler, İzmir'in içinde bulunduğu su krizinin ne kadar ciddi olduğunu ve her bir damla suyun ne kadar değerli hale geldiğini ortaya koyuyor.

Kaynak: DHA