Bundan yirmi yıl önce falan, hayvan koruma bilinci ve hayvanseverlik henüz yeni yeni basında yer almaya başladığında bazı yaşı kemale ermiş meslek büyüklerimiz bizim yazdıklarımıza karşı çıkarlardı.
"Utanmasalar hayvanları insanlardan daha çok seviyoruz" diyecekler şeklinde yazılar döşenirlerdi.
Bu baskıyla olsa gerek "biz hem insanı, hem hayvanı, hem ağacı aynı oranda seviyoruz. Yaratandan ötürü"der, kendimizi savunmak zorunda kalırdık.
Ne büyük hataymış!
Şimdi bana böyle yaklaşan herkese "Evet ben sokaktaki köpeği, kediyi, solucanı, ormandaki bir tutam otu bile sen ve senin gibi insanlardan daha çok seviyorum" diyorum.
***
Bu dünyada ya hayvanlar, ya insanlar kalacak seç birini deseler bir saniye düşünmem 'yok olsun bu insanoğlu denen vahşi, ver odunu' derim.
Bakın örneğin Karşıyaka'da bir parkta bulunan kedi evi bir takım sefiller tarafından yakıldı.
Hem de içinde bir kedi varken!
Düşünebiliyor musunuz, bu vahşi veya vahşiler, o kedicik evin içinde kalsın diye kimbilir nasıl şeytani bir plan uyguladılar.
Üzerine benzin döküp yaksalar hayvancağız zaten can havliyle kaçar gider.
Artık kapısına bez mi sıkıştırdılar ne yaptılarsa hayvanı diri diri yakmış şeytanın doğurdukları.
***
İşte açık açık söylüyorum: Bu insan müsveddelerinin kim olduklarını bilsem ve bu caniler karşımda diri diri yansa, ona su getirecek itfaiyecinin hortumunu keser, geçer karşısında çekirdek çitlerim.
Saçımın teli kıpırdamaz.
İnsanoğlunun kendinden başka doğaya ait ne varsa duyduğu bu nefret, virüs gibi giderek yayılıyor.
Artık hayvanları sadece öldürmek de kesmiyor bunları.
Bir de işkence etmek istiyorlar.
Yaşattıklarını yaşamadan ölmezler umarım.
***
Geçenlerde İstanbul'da yine manyağın biri gitmiş apartmanın önündeki tam dört ağacı kesmiş.
Kendisine müdahale edenleri de kesip doğramakla tehdit ederek hem de.
Sebep de neymiş biliyor musunuz, beyefendi aracını park ettiğinde ağaçtaki kuşlar üzerine pisliyormuş!
Mahalle sakinleri belediye, polis kim varsa aramışlar ama gelip ilgilenen olmayınca gitmiş güzelim dört ağaç.
İşte mesela bu adam da kuş pisliklerinden oluşmuş bir çukurda debelene debelene gidebilir, benim için sıkıntı yok.
Yeşil düşmanları, hayvan düşmanları, insan düşmanları...
Bu dünyada bir tek kendilerinin yaşama hakkı olduğunu sananlar...
Nasıl kurtulacağız sizden biz, nasıl?!