Balıkesir'de 64 yıllık Büyük Önder'in adını taşıyan stada girerken düşündüm.
TBMM'de düzenlenen oturumda Meclis Başkanı İsmail Kahraman Mustafa Kemâl Atatürk ve Yol Arkadaşları'nı anmadı, büyük tepki gördü.
Kuvay-ı Milliye kentinde de hep "yüreğimde sakladığım" Kemâlim Mustafa Kemâlim'in Zağnos Paşa Camii'ndeki hutbesini usuma getirdim."Milli emeller,milli irade yalnız bir şahsın düşünmesinden değil, millet fertlerinin tamamının arzularının, emellerinin bileşkesinden ibarettir"diye bitirdiği hutbesini...
Yüreği soğumuş zihniyete inat dedim ki;
"Unutursak seni kalbimiz kurusun!"
* * *
"Futbolcular ayaklarıyla tribünlerde ve ekranlarda yürekleri ağzında binlerce ya da milyonlarca meraklıya hitap eden bir gösteride rol alırlar.
Bu oyunun yazarı kimdir?"
Futbolda gidişat; futbolcuların moraline ve bireysel yeteneklerine bağlıdır..
Belirleyici olan çoklukla; şanstır!
Rüzgar gibi ne yöne edeceği belli olmaz!
Bu nedenle takımlar ve tribünler açısından oyunun sonucu; bilmecedir!"
"Gölgede ve Güneşte Futbol"un Uruguaylı yazarı Eduardo Galeano tespitleridir..
Sistem takımı Altınordu üçte üç yapmıştı.Play-Off iddialıydı.Hüseyin Eroğlu Hoca; yine ilk onbirde 4 alt yapı topçusuyla çıktı,kaleyi de 16'lık Berke'ye teslim etti.Kenarda da 97-98'li 5 topçusu oturdu.
Oyunda gole yakın taraf Altınordu daha çok pozisyona sahipti. Haftalardır takımın iyilerinden Barış Alıcı'nın kafa golü hazırlanışıyla da jeneriklikti.
Berke'nin duran toptan yediği golde yapacağı birşey yoktu.
Nedense Şeytanlar'da kaleye şut atan yoktu.
Oyunun hakkı birer puandı.
Bilmece sonuçlandı!