Bitik Lig sıfatına daha çok yakışan ülkemizin en üst futbol ligi Süper Lig’de halen ülkenin en
kalabalık üçüncü şehrinin yegane takımı Göztepe’miz üst üste dört yenilginin ardından, haftayı
Karagümrük karşısında bir puanla kapattı. İki takımın da birbirini dörtleyebileceği maçta beceriksizlik veya kalecilerin performansı nedeniyle iki takım da puana razı oldu. Bir eleştiri olarak belirtebilirim ki Göztepe topları genelde dışarı Karagümrük ise kaleye attı… Oldukça dar bir kadro ile maça çıkan takım bir kez daha öne geçip skoru koruyamadı. Bunun önemli bir sebebi covid-19 ve sakatlıklar nedeniyle rotasyonun yoka yakın seviyeye düşmesi… Kadro darlığına örnek olarak, bu maç için Mossoro-Yalçın ikilisinin bir ekstra alternatifi olamamasını vurgulayabiliriz. İlhan Hoca taktiğinde o pozisyonda kimse 90 dakikayı tamamlayamıyor. Diğer bir sebep ise İlhan Hoca’nın maç sonu yorumunda söylediği geriye yaslanma sorunu ve kaçırılan goller… Buna çözüm bulunamadığı sürece Göztepe adına ikinci golün bulunamadığı tüm maçlarda aynı sonucun tekrarlama olasılığı yüksek gözüküyor.
İlhan Hoca üç değişiklik yaptı ama sahadan iki kişi değişti. Burekovic de değerlendirilebilir miydi diye düşünenlerdenim. Sonuçta oyuncular öldüler ileri geri gidip gelmekten… Takım 5-6 net pozisyondan birini değerlendirebildi. İlhan Palut Hoca özellikle beraberlik golü sonrasında galibiyet için top tüfek saldırdı. Bu bence bir puanı riske etmekti. Göztepe açısından puanı büyük oranda Megyeri’ye yazabiliriz… Yediği golde barajı zayıf kurdu diyenlere de yakın düşünüyorum lakin top 90’a gitti… Paluli iki takıma da birer asist yaptı. Rakibe yaptığı asist olmasa, sabaha kadar oynansa gol atacak halleri yok gibiydi. Obinna bir maç vasat bir maç fevkalade, henüz stabil bir izlenim yok. N‘diaye golünü yazdı ama daha basit topları harcadı. Berkan maçın sonuna doğru yorgunluktan öldü izlenimi verdi. Mihojevic-Atınç da uzatma dakikaları dışında dengeliydiler. Halil oldukça çalışkandı ama sonuca tesir edemedi kaçırdığı gole onun kadar üzüldük Göztepe ailesi olarak.
Hakem Sarper Barış Saka bence N’diaye’nin golünde rakip kaleciye kırmızı kart göstermeliydi. Karagümrük’ün iptal edilen golünde hakelmlerin kararı doğru gözüküyor.
Son beş maçta en az beş net pozisyon sağ veya soldan gelen yerden ortaların penaltı noktası civarında Soner-Napoleoni-Gülemre (unuttuğum varsa affediniz), önleri açık etraflarında en az 7-8 metre bomboş alan varken, direkt vuruşları Alsancak Stadı deyimiyle dağlara-taşlara-kuşlara vurmalarıyla boşa harcandı. Biliniz ki taraftar Ronaldo Messi tadında gol olmasa da seviniyor... Bu toplara stop vuruş deneselerdi, gol olasılıklarının daha yüksek olacağını ön görürsek taraftar olarak hadsizlik yapmış olacağımızı düşünmüyorum. Hem İlhan Hocaya hem oyuncularımıza naçizane önerim olarak kabul edilebilir.
Ben kendi adıma takım mağlup olduğunda birkaç saat sosyal medyadan uzak duruyorum. Takım mağlup olunca herkesin, hepimizin çivisi çıkıyor. Oyuncusundan taraftarına teknik direktöründen yönetimine sakinleşmek gerek genel olarak. Yalçın Kayan’ın davranışı hayal kırıklığı yarattı bende ve camiada. 95 yıldır milyonlarca insan o formanın peşinden koştu koşuyor ve koşacak.. Yalçın’ın maçın önüne geçen olayında kanımca, İlhan Palut Hoca puan için risk aldı, ön libero Yalçın’ı (ki bence performansı düşüktü de) çıkardı kanat aldı. Puandan da olabilirdi yukarıda belirttiğim gibi; neyse ki olmadı. 45’de giren oyuncu için maç bitmeden çıkmak moral bozucu kabul ediyorum. Ama bir takımda değişiklikler ve sonuçları, artısı ve eksisiyle Hoca’nın takdiridir. Napoleoni için de aynı şeyi söyleyebilirim. Takıma çıkıncaya kadar faydası beklediğimizin altıydı. İlhan Hoca da değiştirdi (tamamen aynı kanıdayım). Napo kızacaksa kendine kızmalı. İdeye için de sosyal medyayı kullanacaksa daha akıllıca kullanmalı kanısındayım. Kimle ne yazışırsam yazışayım özel yazışmayı yayınlamayı da özelden yazana uygunsuz cümleler etmeyi de etik bulmuyorum kendi adıma. Özant Abi’nin de (Önçağ) belirttiği gibi, Göztepe sevgisinin ne olduğunun oyunculara ve alt yapıdakilere (Fatih Kurucuk’un maç sonrası cümleleri de manidardı.) çok daha vurgulanarak anlatılması gerek gibi duruyor.
Alanya maçı sonrasında kendi adıma maç başı 1 puana razıydım henüz 1 p alınabildi. Sonuçta kaldı 25-26 p, ilk hedef ligde kalmaksa. Ama alt taraf kazanmaya devam ederse artabilir. Göztepe hakem faciasına kapılmaz, ortalama düzey becerikli olur, ekstra sakatlık covid-19 yaşamazsa herkesi yenebilecek durumda; buna karşı bunlardan bir veya bir kaçı olmadığında herkese yenilebilir de. An itibariyle ilk devre sonunda kendi adıma 23p razıyım. 23 üstü her puan artı yaza ikinci devreyi daha rahat geçirebilmek için, 23’ün altı ise sıkıntı yaratabilir.
Bu benim açımdan senenin son yazısı. Bu sezon sevgili Müdürüm Mutlu Yılmaz’a verdiğim sözü tutabilmiş durumdayım. Seneyi sağ atlatabilmek oldukça kritikti. Şu ana kadar bunu başaranlara selam ve sevgiler. Başaramayanlara Allah’tan rahmet diliyorum…
Dilerim gelen sene gideni aratmaz ve takıma kadro genişliği yaratabilecek transferler yapılabilir Göztepe’miz açısından… Seneye sağlıklı mutlu huzurlu günlerde stadımıza kavuşabilmek dileklerimle hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Not: Hafta boyunca yaşanan hakem rezaletleri hakemlerin de ücreti ödenmiyor mu diye düşündürdü. Günümüzde video yardımcı hakemin rolünün orta hakemden aşağı olmadığını ve var hakemlerine verilen 4000 küsür liralık ücretin, 2.5-2.8 milyonluk ödül ile sonuçlanan bir 90 dakika için çok düşük olduğunu düşünüyorum. Ben hakem olsam o paraya o riski almazdım. Şu da var; bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde bir işe değerince para vermemenin bedelleri ağır oluyor genelde. Türkiye Futbol Federasyonu’na önerim bu ücreti en kısa sürede güncellemeleridir.