Bolu'nun Kartalkaya bölgesinde Grand Kartal Otel'de meydana gelen yangın, 36'sı çocuk olmak üzere toplamda 78 kişinin hayatını kaybetmesine yol açtı. Çıkış nedeni ihmal olarak değerlendirilen yangın, Türkiye'yi derinden sarstı. Yangında, Yeditepe Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Kübra Tonguç Altın ile kızı Alya Altın da hayatını kaybetti. Bu trajik olay, sadece bir aileyi değil, tüm ülkeyi etkiledi. Ancak facianın arkasında bıraktığı acı ve kayıplar arasında bir detay, milyonlarca insanın yüreğini derinden yaraladı.
Alya'nın son sözleri sosyal medyada paylaşıldı
Facianın ardından, Alya'nın tatil planlarını heyecanla anlatırken çektiği video, eşi Hilmi Altın tarafından sosyal medyada paylaşıldı. Alya'nın videodaki mutluluğu ve neşesi, ölümün geldiğini bilmeden yaptığı konuşma, izleyenleri derinden etkiledi. "Çok şanlıyız çünkü Grand Kartal'da yer varmış ve biz de rezervasyon yaptırdık" diyen Alya, tatil hazırlıklarıyla ilgili detayları anlatırken ne kadar heyecanlı olduğu her halinden belliydi.
Alya'nın tatil hayalleri ve son anları
Videoda, Alya'nın "Biz de ailece kayağa tatile gideceğiz" dediği anlar, izleyenlerin gözlerini doldurdu. Alya, annesiyle birlikte gidecekleri tatil planlarını paylaştığı sırada, geleceğe dair umut dolu bir yaklaşım sergileyerek "Banu ablam da çalışıyor ama olmazsa da bir şey olmaz. En azından birlikte tatile gidiyoruz" ifadelerini kullandı. Bu masum ve neşeli sözler, facianın ardından büyük bir anlam kazandı.
Hilmi Altın'ın adalet mücadelesi
Yangın sonrası yaşadıklarını sosyal medya üzerinden dile getiren Hilmi Altın, trajediyi ve ihmali gözler önüne serdi. "Göz göre göre bir katliam yapıldı" diyen Altın, otel yönetimi ve sorumlular hakkında adalet talep etti. "Biz o otele ilk kez giderken, çocuklarımızın tatil arzularını yerine getirmek istedik. Ancak birlikte cennete gideceklerini asla bilemezdik" diyerek yaşadığı acıyı dile getiren Altın, sorumluların cezalandırılması için tüm gücüyle mücadele edeceğini belirtti.
Otel yönetimi ve sorumluluklar
Hilmi Altın, yaptığı açıklamada, "Otelin yönetimi o kadar büyük bir ihmale yol açtı ki, bu bir talihsizlik değildi, bu bir katliamdı" şeklinde sert ifadeler kullandı. Ayrıca, yangının nasıl başladığına dair açıklamaları da olayın arkasındaki sorumluluğu sorguladı. Otele rezervasyon yapan kişilerin ve orada çalışanların hayatlarını riske atan bir sistemin varlığı, facianın boyutlarını bir kez daha gözler önüne serdi.
Yaralılar ve kurtulanlar
Yangının dehşetini yaşayanlardan bir kısmı ise şans eseri kurtuldu. Yalçın ailesinden Atakan Hoca ve Derin, zorlu bir kurtuluş mücadelesi verdi ve hayatta kalmayı başardı. Yaprak ve Defne de yangından sağ kurtulanlar arasında yer aldı. Kurtulanlar, büyük bir can pazarında hayatta kalabilmenin verdiği şükranla, facianın getirdiği acıyı her geçen gün daha derin hissediyor.
İnsanlık dramı ve acı gerçek
Facia sonrası herkes, bir yandan kayıpların acısını yaşarken bir yandan da adaletin sağlanıp sağlanmayacağını sorguluyor. Yangının sorumluları hakkında dava açılması bekleniyor. Hilmi Altın'ın dile getirdiği gibi, bu olay sadece bir kaza değil, bir ihmal ve hatta göz göre göre yapılan bir katliam olarak hafızalarda kalacak.