İzmir’in metropol karmaşası içinde saklı kalmış bir hazine olan Buca, kültürel mirasını koruma ve tanıtma noktasında önemli bir projeye ev sahipliği yapıyor. Buca Belediyesi, kentsel aidiyet duygusunu güçlendirmek ve ilçenin çok kültürlü yapısını yeni nesillere aktarmak amacıyla başlattığı turizm rotası projesiyle büyük beğeni topluyor. Özellikle tarih meraklılarının ve fotoğraf tutkunlarının yoğun ilgi gösterdiği proje, katılımcıları bugünden alıp 19. yüzyılın o naif atmosferine götürüyor.

Projenin merkezinde yer alan Levantenler Rotası, İzmir’in ticaret ve sosyal hayatına damgasını vurmuş Levanten toplumunun Buca’da bıraktığı izleri takip ediyor. Özenle belirlenmiş 18 farklı duraktan oluşan bu güzergâh, yaklaşık iki saat süren bir yaya turu olarak kurgulandı. Ziyaretçiler, bu süre zarfında sadece binaları değil, o binaların duvarlarına sinmiş yaşanmışlıkları da keşfetme şansı buluyor.

Teknoloji ve tarih bu rotada buluştu
Belediye, bu kültür turunu hem geleneksel hem de modern yöntemlerle deneyimlemek isteyenlere iki farklı seçenek sunuyor. İsteyen vatandaşlar, profesyonel rehberler eşliğinde 10 kişilik butik gruplar halinde tura katılarak, yapıların hikayelerini uzman ağızlardan dinleyebiliyor. Özgürce gezmek isteyenler içinse teknoloji devreye giriyor. Hazırlanan Buca Levantenler Rotası Haritası üzerindeki QR kod sistemi sayesinde, ziyaretçiler akıllı telefonlarını birer dijital rehbere dönüştürebiliyor. Bu sayede her durakta o yapının tarihçesine, mimari özelliklerine ve dönemin anekdotlarına sesli veya yazılı olarak erişilebiliyor.

Köşklerden kiliselere uzanan mimari şölen
Rota boyunca ziyaretçileri bekleyen manzaralar, Buca’nın neden "İzmir’in mimari laboratuvarı" olarak anıldığını kanıtlar nitelikte. Güzergâh, görkemli tarihi köşkler, çan seslerinin yankılandığı kiliseler ve nostaljik dokusunu koruyan eski Rum sokakları arasından kıvrılarak ilerliyor. Her biri birer sanat eseri niteliğindeki bu yapılar, Buca’nın bir dönemler nasıl kozmopolit ve zengin bir yaşam kültürüne sahip olduğunu gözler önüne seriyor.
Özellikle Levanten ailelerin yaşam tarzını yansıtan konaklar, geniş bahçeleri, süslemeli cepheleri ve estetik detaylarıyla görenleri kendine hayran bırakıyor. Bu rota, sadece bir turistik gezi değil, aynı zamanda kentin betonlaşmaya karşı direnen estetik yüzüne bir saygı duruşu niteliği taşıyor.

Hedef Buca’yı Türkiye’nin vitrinine taşımak
Projenin mimarı olan Buca Belediye Başkanı Görkem Duman, temel hedeflerinin Buca’nın sahip olduğu bu eşsiz potansiyeli gün yüzüne çıkarmak olduğunu vurguluyor. Duman, Buca’nın sadece bir öğrenci kenti veya yerleşim yeri olmadığını, kalbinde büyük bir tarih barındırdığını belirterek vizyonunu şu sözlerle özetliyor:
“Buca’mız, her sokağında ayrı bir hikâye, her köşesinde ayrı bir tarih barındıran eşsiz bir ilçe. Bizim görevimiz bu güzelliklerin üzerindeki tozu almak ve parlatmak. Oluşturduğumuz bu kültür rotasıyla önce kendi hemşehrilerimize, yani Bucalılara yaşadıkları yerin kıymetini anlatmak istiyoruz. Ardından tüm İzmirlileri ve nihayetinde tüm Türkiye’yi bu zenginliği görmeye davet ediyoruz. Buca’nın tanıtımı açısından hayati önem taşıyan bu alanın, bir açık hava müzesi gibi ziyaretçi akınına uğramasını hedefliyoruz.”
Tek tıkla tarihe yolculuk bileti
Bu tarihi atmosferi solumak ve Buca’nın hafızasında bir yolculuğa çıkmak isteyenler için katılım süreci de oldukça kolaylaştırılmış durumda. Buca Belediyesi, vatandaşların turlara rahatça kayıt olabilmesi için dijital ve telefonla başvuru kanallarını açık tutuyor. Tarih tutkunları, belediyenin resmi web sitesi üzerinden ilgili başvuru formunu doldurarak veya 439 10 10 numaralı telefonu arayarak randevu oluşturabiliyor. Kontenjanların sınırlı olduğu turlara gösterilen yoğun ilgi, İzmirlilerin kent tarihine duyduğu merakı da gözler önüne seriyor.





