Gezi Davası'nda 18 yıl hapis cezasına mahkum edilen ve yaklaşık 3 yıldır cezaevinde tutulan, TİP'ten Hatay milletvekili seçilmesine ve AYM'nin hak ihlali kararlarına rağmen tahliye edilmeyen Can Atalay, PKK elebaşı Abdullah Öcalan'ın yaptığı silah bırakma çağrısını değerlendirdi.

“'Şiddetsiz bir siyaset ortamı oluşturmak için' her yurttaşın, her kurumun önemsemesi gereken çok güçlü bir çağrı yapıldı" diyen Atalay, kalıcı bir barış için demokratikleşmenin önemine dikkat çekti.

"TOPLUMSALLAŞMASI İÇİN SAHİP ÇIKALIM"

"Yakılmaya çalışılan barış ateşinin, her yönden esen sert siyaset fırtınalarıyla sönmemesi için çevresini kuşatalım. Toplumsallaşması için sahip çıkalım" ifadesini kullanan Can Atalay, TBMM'nin devreye girmesi gerektiğini ve sürecin sağlıklı ilerlemesi için gerekli yasal ve hukuki adımların atılması gerektiğini ifade etti.

Kayıp peyzaj mimarı Ece Gürel aranıyor... İlk iz bulundu! Kayıp peyzaj mimarı Ece Gürel aranıyor... İlk iz bulundu!

Atalay'ın açıklaması şu şekilde:

"Bir an için Anayasa’nın askıda olduğunu unutalım. Bir an için hukukun en dipte, keyfiliğin dorukta olduğunu unutalım. Bir an için her türlü demokratik talep gibi Kürt yurttaşlarımızın demokratik taleplerinin demokratik bir ortam olmadan serpilip gelişemeyeceğini, atılan adımların güvenceye kavuşamayacağını, kalıcı olamayacağını da unutalım. Şimdi, Kürt Sorununun silahların gölgesi olmadan, şiddetsiz bir ortamda konuşulabilmesi için, 'önce barış' diyen, 'şiddetsiz bir siyaset ortamı' için yapılan çağrıya dikkat kesilelim. Yakılmaya çalışılan barış ateşinin, her yönden esen sert siyaset fırtınalarıyla sönmemesi için çevresini kuşatalım. Toplumsallaşması için sahip çıkalım. Kürt Sorunu üzerinden şiddetin gölgesinin kaldırılması çabaları yeni toplumsal ve siyasal mutabakatlar için bir fırsat olabilir.

Bu çabanın karşılığı verilmelidir. Barışçı bir ortamda bütün görüşlerin özgürce kendini ifade edebilmesi, derinlemesine konuşulup tartışılması “fiili durumlar”a, siyasetin hoşgörüsüne bırakılamaz. Önceki yılların “fiili durumlar”ının sonuçlarını yaşamaktayız. Şiddetin siyasetten dışlanması adımları siyasetten gelen demokratik adımlarla karşılık bulmalıdır. Sorunun çözümü geniş bir toplumsal mutabakat gerektiriyor. Toplumsal ve siyasal desteği genişletmenin ilk adımı Meclis’i çözüm odağı olarak işlevli kılıp süreci şeffaflaştırmaktır.

Acilen, önceki yıllarda yasal güvencelere bağlanmadan atılmış adımların ceremesini yaşayanları özgürleştirmek, Kürt yurttaşlarımızın seçme iradesini yok eden kayyumluk vesayetine son vermektir. Her ileri adım önemlidir. Dikkate alınmayı hak eder. Ve şimdi başta “unutalım” dediklerimizin hepsini yeniden hatırlayalım. Cumhuriyetimizi demokratikleştirmek için; hukukun, yasaların, kurallı, kurumlu bir işleyişin kazanılması için, Kürt yurttaşlarımızın demokratik talepleri için, eşit ve özgür bir Türkiye için yürüyüşümüze devam edelim."

Kaynak: haber merkezi