Önce küçücük bir haber yapıyorlar.
Tek sütuna belki de kimsenin okumadığı.
Belki de okunup karşı çıkılmasın diye.
Buna çentik atmak diyorlar...
***
Aradan zaman geçiyor.
Tek sütun haber, birileri aracılığıyla ya devletin kurumlarına ya da savcılığa isimsiz ihbar mektubu şeklinde gönderiliyor.
Yine duyan gören yok...
***
Aradan yine zaman geçiyor.
İktidarın beğenmediği birkaç sözünüz cımbızlanarak başka bir habere konu oluyor.
Bu kez biraz hedefe alınıyor, biraz da hakarete uğruyorsunuz.
Daha ne olduğunun farkında değilsiniz...
***
Bu arada hakkınızdaki şikayet için birileri mutlaka soruşturma açıyor.
O tek sütun haberden başlayarak, sosyal medya paylaşımlarınız, belki açıklamalarınız not edilmeye başlanıyor.
Bu arada benzer sözlerin yer aldığı başka dosyalardan örnekler toplanıyor.
***
Ve bir gün geliyor.
O ciddiye almadığınız tek sütun haberden yola çıkılarak hakkınızda soruşturma açılıyor.
Açılan soruşturmayı da ne garip ki o tek sütun haber yapan mecralardan öğreniyorsunuz.
Şaşkınlığınız artıyor.
***
Attıkları çentik ile oluşturdukları yarayı, her gün bir başka asılsız haber ile destekleyerek dosyanıza ekletiyorlar.
Siz hala şaşkınsınız.
Ama bu kez tedirginsiniz de...
***
Attıkları çentikle başlayan hikayenin sonunda aslında sizi mahkum ettirmek gibi bir dertleri yok.
Onların derdi, çentik sayesinde korkmanız.
Böylece her söylediğiniz, her yazdığınız tümcenin yanlış anlaşılıp anlaşılmayacağını düşünmeniz.
Bir nevi kendinize sansür uygulamanız.
***
Çağ atladığı söylenen ülkemizin geldiği durum budur.
Gazetecileri sırf gerçeğin peşinde koşmasınlar diye içeri atmak yerine, akıllarına ve yüreklerine korku salıyorlar.
Gazeteciler üzerinden tüm topluma mesaj veriyorlar aslında.
Susun mesajı...
***
Hapiste olan gazetecilerin çoğu o ilk atılan çentiğe toplumun sessiz kalması yüzünden yaşıyorlar onca acıyı.
Birer birer, beşer beşer, onar onar topluyorlar.
Uğur Dündar'ın, Necati Doğru'nun kim olduğunu bilmiyorlar mı?
Bal gibi biliyorlar...
Ama mesele çentik atma meselesi.
İçeri atamasalar bile korkutmaya çalışıyorlar.
Becerebilirler mi?
Hiç sanmam, sert kayaya çarptılar çünkü...