Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) en büyük il örgütü olan İstanbul'da sular durulmuyor. Partiyi aylardır meşgul eden ve yargıya taşınan il kongresi krizi, bugünkü duruşmada da çözüme kavuşamadı. İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen dava, hem siyasi hem de hukuki açıdan karmaşık bir hal aldı. Mahkeme heyeti, CHP avukatlarının "tarafsızlığını yitirdiği" gerekçesiyle yaptığı reddi hakim talebini kabul etmedi. Mahkeme, daha önce verdiği ve büyük tartışmalara yol açan kayyum ataması kararının istinaf sürecinin sonucunu beklemeyi gerekçe göstererek davayı 21 Kasım tarihine erteledi. Bu karar, CHP İstanbul İl Başkanlığı'ndaki belirsizliğin en az bir buçuk ay daha süreceği anlamına geliyor.
Partiden ihraç edilen tekin kayyumluğa devam edecek
Mahkemenin bugünkü duruşmada aldığı en dikkat çekici karar, kayyum heyetinin görevinin devamına yönelik oldu. Mahkeme, 2 Eylül 2025 tarihli ara kararıyla il yönetimini görevden alarak yerine atadığı kayyum heyetinin başındaki Gürsel Tekin'in görevini sürdürmesine hükmetti. Bu karar, siyasi kulislerde şaşkınlıkla karşılandı. Zira Gürsel Tekin, kayyum olarak atanmasının ardından parti yönetimi tarafından "partinin hukukunu ve kararını tanımadığı" gerekçesiyle disipline sevk edilmiş ve sadece iki gün sonra partiden ihraç edilmişti. Partisiyle ilişiği kesilmiş bir ismin, mahkeme kararıyla partinin il örgütünü yönetmeye devam edecek olması, hukuki ve siyasi bir garabet olarak yorumlanıyor.
İki kongre, bir başkan, devam eden bir dava
CHP İstanbul'daki hukuki düğüm, Kasım 2023'te yapılan 38. Olağan İl Kongresi ile başladı. O kongrede Özgür Çelik, Cemal Canpolat'a karşı girdiği yarışı kazanarak il başkanı seçildi. Ancak kongreye yapılan itirazlar sonucu açılan davada İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi, 2 Eylül 2025'te sürpriz bir ara kararla tedbiren kongreyi geçersiz sayarak Çelik'i ve yönetimini görevden aldı, yerine Gürsel Tekin başkanlığında bir kayyum heyeti atadı.
Bu karara rağmen CHP yönetimi geri adım atmadı. 24 Eylül'de olağanüstü bir il kongresi daha düzenlendi. Aynı mahkemenin bu kongrenin de durdurulması için Valiliğe ve İlçe Seçim Kurulu'na yazı göndermesine ve Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) aksi yöndeki kararına rağmen kongre yapıldı. Bu kongrede tek aday olan Özgür Çelik, delegelerin oylarıyla bir kez daha il başkanı seçildi ve YSK'dan mazbatasını aldı. Böylece ortaya, mahkemenin görevden aldığı ancak delegenin ve YSK'nın tanıdığı bir il başkanı ile mahkemenin atadığı ancak partinin ihraç ettiği bir kayyumdan oluşan ikili bir yapı çıktı.
Gözler istinaf ve 21 Kasım'da
Mahkemenin davayı 21 Kasım'a ertelemesi ve bu süreçte istinaf mahkemesinden gelecek kararı bekleme kararı alması, krizin çözümünü bir üst mahkemenin vereceği hükme bağlamış oldu. İstinaf mahkemesinin, ilk derece mahkemesinin verdiği "kongre iptali ve kayyum atama" kararını onaması ya da bozması, davanın ve CHP İstanbul'un gelecekteki seyrini belirleyecek. Eğer karar onanırsa, 21 Kasım'daki duruşmada mahkemenin Özgür Çelik'in ikinci kez seçildiği kongreyi de gündemine alması bekleniyor. Kararın bozulması halinde ise kayyum kararının hukuki dayanağı ortadan kalkmış olacak. Bu süreçte CHP İstanbul örgütünün nasıl bir yol izleyeceği ve siyasi tansiyonun nasıl şekilleneceği merak konusu.