CHP Halkla İlişkiler ve Medya İlişkilerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik 19 Mart operasyonunun ardından kamu yayıncısı TRT’nin tarafsızlık ilkesini tamamen terk ettiğini belirterek sert açıklamalarda bulundu. Bulut, “TRT, 19 Mart siyasi darbesinin medya ayağına dönüşmüştür. Masumiyet karinesini hiçe sayan, tek yanlı ve yönlendirilmiş yayınlarla adeta organize bir linç kampanyası yürütülüyor” dedi.
İddianamenin açıklanmasının ardından TRT Haber ekranlarında sadece bir hafta içinde 12 saat 7 dakika 13 saniyelik tek taraflı yayın yapıldığını vurgulayan Bulut, yayınların içerik olarak “önceden hüküm vermeye dönük, suç isnadı içeren ve kamuoyunu yönlendirmeyi amaçlayan” başlıklarla sunulduğuna dikkat çekti. Bulut, “Bu tablo, duruşmaların TRT’den canlı yayınlanması yönündeki talebimizin ne kadar haklı olduğunu gösteriyor. Kamu gücü, bir partinin sopası haline getirilemez” ifadelerini kullandı.

“TRT milletin değil, iktidarın sesi haline getirildi”
Bulut, kamu yayıncılığı görevi bulunan TRT’nin Anayasa ve kanunlarla çizilmiş tarafsızlık görevini açık biçimde ihlal ettiğini hatırlatarak şu uyarılarda bulundu:
“TRT, 86 milyon insanın vergileriyle finanse edilen bir kurumdur. Görevi; tüm farklı düşünceleri eşit ve adil bir şekilde yansıtmak, vatandaşın sağlıklı bilgiye erişimini sağlamaktır. Ancak bugün TRT; halkın değil iktidarın propaganda aygıtı olarak kullanılmaktadır. Bu durum demokrasiye ve milli iradeye yönelik açık bir saldırıdır.”
“Yargı süreci başlamadan suçlu ilan ediliyor”
Bulut, TRT Haber’deki yayınların soruşturmanın gizliliğini ihlal ettiğini ve kişiler hakkında yargı kararı olmaksızın suçlu algısı yaratıldığını belirterek şu değerlendirmeyi yaptı:
“TRT, darbenin medya kolu gibi hareket ediyor. Yandaş medya ile birlikte organize bir linç kampanyası yürütülüyor. RTÜK ise yapılan şikâyetleri görmezden gelerek bu hukuk ve etik dışı sürecin ortağı haline geliyor. Ekranlara çıkarılan sözde yorumcular, seçilmiş belediye başkanlarımızı çete ve mafya gibi ağır ithamlarla hedef gösteriyor. Bu, sadece kişilere değil, demokrasiye ve halk iradesine yönelik bir operasyondur.”
Yasaları hatırlattı: “Bu yayınlar açıkça suçtur”
Bulut, hem 2954 sayılı TRT Kanunu’nun hem de 6112 sayılı RTÜK Kanunu’nun yayıncılık ilkelerinin açık biçimde ihlal edildiğini belirterek bu maddeleri tek tek hatırlattı:
Tarafsızlık, doğruluk ve çağdaş habercilik ilkesine uyma zorunluluğu
Tek yönlü ve taraflı yayın yapmama yükümlülüğü
Kişilerin onuruna, özel hayatına ve masumiyet karinesine saygı
Yargıya intikal etmiş konularda tarafsızlığı etkileyecek yayın yasağı
Bulut, “Bu hükümler görmezden gelinemez. Suçlu ilan etme yetkisi ne TRT’nin ne de iktidarın tekelindedir. TRT derhal tarafsız yayıncılık çizgisine dönmelidir” dedi.
Bir haftada 133 yayın, 12 saatlik propaganda
TRT Haber’in iddianame sonrası yaptığı yayınlarda, “Veriler DarkWeb’ten satıldı”, “Kreş bağışı kılıfıyla rüşvet mekanizması”, “Rüşvet parası legal hale getirildi” gibi kesin yargı içeren altyazılar kullanıldığını belirten Bulut, “Bu başlıklar açık bir kara propaganda örneğidir” dedi.
Haftalık taramada ortaya çıkan süreler şöyle sıralandı:
11 Kasım: 50 dakika 18 saniye
12 Kasım: 63 dakika 20 saniye
13 Kasım: 180 dakika 32 saniye
14 Kasım: 117 dakika 16 saniye
15 Kasım: 120 dakika 22 saniye
16 Kasım: 106 dakika 11 saniye
17 Kasım: 89 dakika 14 saniye
Son olarak TRT yönetimine seslenen Bulut, sözlerini şöyle tamamladı:
“TRT yöneticilerinin görevi bir siyasi partinin çıkarlarını korumak değil, kamu yararını gözetmektir. Kamu gücünün bu şekilde kötüye kullanılması, demokrasiye ve milli iradeye ihanettir. TRT, çirkin linç kampanyalarının merkezi olamaz. Yönetim akla, hukuka ve tarafsızlığa dönmelidir.”




