Türkiye siyasetinin başkenti Ankara, Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) geleceğine yön verecek en önemli toplantılarından birine ev sahipliği yaparken, parti lideri Özgür Özel'den gelen açıklamalar siyaset gündemine bomba gibi düştü. Partinin ideolojik ve politik çerçevesini yeniden tanımlamayı hedefleyen Parti Programı Çalıştayı'nın açılış konuşmasını yapan Özel, son dönemde yaşanan siyasi gelişmeleri, iktidarın demokrasi anlayışındaki bir kırılma olarak yorumladı ve çok sert uyarılarda bulundu. CHP İstanbul İl Başkanlığı'na kayyum atanması kararını merkezine alan Özel, iktidarın 31 Mart yerel seçimlerindeki yenilginin ardından demokrasiyi bir araç olarak görmekten vazgeçtiğini ve nihai hedefin sandığı işlevsiz hale getirmek olduğunu öne sürdü.

'İşlerine gelmeyince demokrasi treninden indiler'

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, konuşmasının en çarpıcı bölümünde, iktidar kanadını geçmişteki kendi söylemleri üzerinden eleştirdi. Geçmişte sıkça dile getirilen "Demokrasi bizim için bir araçtır, bir trendir, istediğimiz durağa gelince ineriz" sözlerine atıfta bulunan Özel, o durağın 31 Mart 2024 yerel seçimleri olduğunu iddia etti. Özel, "İşimize geldi bindik, işimize gelmediği gün ineriz' dedikleri demokrasi treninden, 31 Mart'ta kaybettikleri seçimden sonra inmeye karar verenlerin yaşattığı bir gerçeklikle karşı karşıyayız" ifadelerini kullanarak, iktidarın seçim yenilgisini hazmedemediğini ve oyunun kurallarını kendi lehine değiştirmeye çalıştığını savundu.

İstanbul'a kayyum, genel merkeze niyet

Özgür Özel, soyut eleştirilerini somut bir örnekle temellendirerek, iktidarın antidemokratik hamlelerinin en son ve en tehlikeli halkası olarak CHP İstanbul İl Başkanlığı'na yönelik kayyum kararını gösterdi. Henüz yeni il başkanı seçimine günler kala, iki yıl önce yapılmış bir seçimi gerekçe göstererek ana muhalefet partisinin en büyük il örgütünün yönetimine el konulmasının, Türkiye'de daha önce görülmemiş bir cüretkarlık olduğunu vurguladı. Bu adımın basit bir hukuki tasarruf olmadığını, aksine siyasi bir operasyon olduğunu belirten Özel, "Ana muhalefet partisinin İstanbul İl Başkanlığı'na kayyum atanacak kadar gözü dönmüşlük, CHP'nin Genel Merkezi'ne kayyum atamayı ya da yapılmış seçimleri yok saymayı hedefleyecek kadar geri dönmüşlük... Karşımızdakilerin demokrasiyi artık bir kenara bırakıp, hatta ve hatta buraya gelmelerini sağlayan sandığı ortadan kaldırmaya niyetlendikleri bir sürecin içindeyiz" diyerek tehlikenin boyutlarına dikkat çekti.

Saraçhane davasında ilk duruşma: 13 genç için tahliye kararı çıktı
Saraçhane davasında ilk duruşma: 13 genç için tahliye kararı çıktı
İçeriği Görüntüle

Tabandan tavana, 81 ilden gelen akılla şekillenecek

CHP'nin 4-9 Eylül tarihleri arasında genel merkezde düzenlediği bu kapsamlı çalıştay, partinin yeni dönemdeki "kapsayıcı ve katılımcı" siyaset anlayışının da bir yansıması niteliğinde. Çalıştaya sadece partinin üst yönetimi olan Merkez Yürütme Kurulu (MYK) ve Parti Meclisi (PM) üyeleri değil, aynı zamanda Türkiye'nin 81 ilinden gelen il başkanları, parti yöneticileri ve partili uzmanlar da katılıyor. Bu yöntemle, hazırlanacak yeni programın sadece birkaç yöneticinin değil, partinin tüm kademelerinin, Anadolu'daki örgütlerin ve tabanın sesini yansıtan, ortak akılla oluşturulmuş bir metin olması hedefleniyor. Çalıştay boyunca farklı konu başlıklarında kurulacak masalarda ekonomi, dış politika, adalet, eğitim, sosyal politikalar gibi temel alanlarda partinin yeni vizyonu en ince ayrıntısına kadar tartışılacak.

Gözler kasım ayındaki büyük kurultayda

Bu yoğun ve katılımcı çalıştayın sonunda ortaya çıkacak olan taslak metin, yeni parti programının son halini alması için bir sonraki ve en önemli aşamaya taşınacak. CHP tüzüğüne göre, parti programında değişiklik yapma yetkisi, partinin en üst karar organı olan Kurultay'da bulunuyor. Çalıştaydan elde edilecek çıktılarla son şekli verilecek olan yeni parti programı, Kasım ayında yapılması beklenen 39. Olağan Kurultay'da, partinin seçilmiş 1323 delegesinin iradesine ve oyuna sunulacak. Program değişikliğinin kabul edilmesi için, kurultay üye tam sayısının salt çoğunluğunun, yani en az 662 delegenin "evet" oyu vermesi gerekiyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ