Türk müzik sahnesinde alışılmışın dışında bir isimdi Ciguli… Renkli kişiliği, enerjik sahne şovları ve akordeonuyla çaldığı Balkan ezgileriyle kısa sürede milyonların kalbini kazandı. Asıl adı Angel Jordanov Cıguli olan sanatçı, Bulgaristan'ın Haskovo şehrinde doğmuş, ancak hayatının en coşkulu dönemini Türkiye'de geçirmişti.
Kahkaha ile Gözyaşını Harmanlayan Bir Sanatçı
Ciguli, sadece bir müzisyen değil; aynı zamanda güçlü bir mizah duygusuna sahip bir halk sanatçısıydı. Sahnedeki tavırları, izleyiciyi hem güldüren hem de düşündüren samimi bir hava yaratırdı. “Binnaz” şarkısıyla milyonların diline düşmüş, taklitleri yapılan, tiplemeleri skeçlere konu olan bir halk figürü haline gelmişti. Fakat bu neşeli sahne hayatının ardında, zor bir yaşam mücadelesi vardı.
Akordeon: Onun Dilinde Hayatın Tüm Tonları
Müziğiyle olduğu kadar enstrümanı ile de hafızalara kazındı. Akordeon, onun ellerinde bir eğlence aracı değil; geçmişin, özlemin, hasretin ve neşenin sesi olmuştu. Balkan coğrafyasının köklü müzik kültürünü Türk halkına sevdirmeyi başardı. Sadece popüler şarkılarla değil, çaldığı enstrümantal eserlerle de saygı kazandı.
Zorluklarla Yoğrulmuş Bir Başarı Hikayesi
Hayatı boyunca ayrımcılığa, dışlanmışlığa ve maddi sıkıntılara direndi. Bulgaristan'da Roman kökenli olması nedeniyle birçok engelle karşılaşmış, Türkiye’de ise müziğiyle tüm kalıpları aşmıştı. Konser salonlarından televizyon stüdyolarına, düğünlerden büyük sahnelere kadar her ortamda kendini gösterebilmişti.
Erken Veda, Derin İz
Ciguli, 31 Ekim 2014 tarihinde geçirdiği kalp krizi sonucu hayata veda ettiğinde, Türkiye bir halk kahramanını kaybetmişti. Ardında ise neşeyle hüznü aynı anda taşıyan onlarca şarkı, gülümseten anılar ve unutulmaz bir sahne karizması kaldı. Onun gidişiyle yalnızca bir müzisyen değil, bir kültür taşıyıcısı da aramızdan ayrıldı.