Eski Başbakan Tansu Çiller ve ailesine ait olan Marsan Marmara Holding A.Ş., enerji alanındaki yatırımlarına bir yenisini eklemek üzere harekete geçti. Şirket, Aydın’ın dünyaca ünlü turizm ilçesi Kuşadası’nda jeotermal kaynak arama faaliyeti için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na başvurdu. Proje tanıtım dosyasına göre, 2022-A/2 arama ruhsat numaralı saha içerisinde gerçekleştirilecek faaliyet için yaklaşık 7 milyon 870 bin TL'lik bir bütçe ayrıldı. Proje kapsamında, 148 bin metrekareyi aşan ÇED alanı içerisinde 900 metre derinliğe ulaşacak bir sondaj kuyusu açılması hedefleniyor. Şirketin temel amacı, bu çalışmalar sonucunda saniyede 5 ila 10 litre debiye sahip, 30-40 derece sıcaklıkta jeotermal suya ulaşmak. Eğer hedeflenen kaynağa ulaşılırsa, bu kaynağın ilk etapta bölgedeki seracılık ve ısıtma faaliyetlerinde kullanılması için yeni bir proje geliştirileceği belirtiliyor.

Caminin kadınlar tuvaletinde erkek cesedi bulundu
Caminin kadınlar tuvaletinde erkek cesedi bulundu
İçeriği Görüntüle

Turizm bölgesinde ÇED alarmı

Sondaj çalışmasının planlandığı alan, Kuşadası’nın yoğun yerleşim bölgelerinden Türkmen Mahallesi'ne oldukça yakın bir konumda bulunuyor. Proje sahasının en yakın konuta sadece 220 metre, Kuşadası Bahçeşehir Koleji'ne ise 350 metre mesafede olması, bölge halkı ve veliler arasında endişelere yol açtı. Aydın Valiliği, kamuoyuna yaptığı duyuruda projeye ilişkin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) sürecinin resmi olarak başladığını ve projenin çevresel etkilerinin detaylı bir şekilde inceleneceğini bildirdi. Faaliyet alanının, Aydın–Denizli–Muğla Planlama Bölgesi’nin 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda kısmen “Kentsel Gelişme Alanı” ve “Kentsel Yerleşik Alan” olarak tanımlanması, turizm ve şehirleşmenin yoğun olduğu bir bölgede bu tür bir endüstriyel faaliyete izin verilip verilmeyeceği tartışmalarını da beraberinde getirdi.

Şirketten rehabilitasyon ve izleme sözü

Marsan Marmara Holding, projeyle ilgili olası çevresel endişelere karşı bir dizi taahhütte bulundu. Proje tanıtım dosyasında yer alan bilgilere göre, sondaj çalışmalarının olumsuz sonuçlanması ve yeterli jeotermal kaynağa ulaşılamaması durumunda, açılan kuyunun derhal betonlanarak kapatılacağı ve faaliyet alanının tamamen rehabilitasyon edilerek eski doğal yapısına kavuşturulacağı vurgulandı. Çalışmaların başarılı olması halinde ise üretim aşamasına geçmeden önce kuyuların vanalarla güvenli bir şekilde kapatılacağı ve üretim için ayrı bir ÇED süreci başlatılacağı açıklandı. Şirket ayrıca, jeotermal kaynağa ulaşılması durumunda bölgedeki soğuk su akiferlerini korumak ve olası etkileri gözlemlemek amacıyla sürekli bir yeraltı suyu izleme programı oluşturacağını taahhüt etti. Bu program kapsamında seviye, sıcaklık, pH ve kimyasal parametreler düzenli olarak takip edilecek.

Sondaj tekniği ve çevresel tedbirler

Projede, kayaçları parçalamak için ağırlık ve dönme hareketini bir arada kullanan döner sondaj (rotary) yöntemi tercih edilecek. Yaklaşık üç ay sürmesi planlanan sondaj faaliyeti sırasında, sondaj çamurunda bentonit, barit ve kostik soda gibi kimyasalların kullanılması öngörülüyor. Şirket, bu kimyasalların ve sondajdan çıkacak atık çamurun çevreye zarar vermemesi için sızdırmazlığı jeomembranlarla sağlanmış özel havuzlarda toplanacağını belirtti. Açıklamada, atıkların doğrudan alıcı ortamlara deşarj edilmeyeceği ve faaliyet bitiminde lisanslı tesislere gönderilerek bertaraf edileceği kaydedildi. Olası bir sızıntı ya da kuyu kontrolü kaybı (blowout) riskine karşı ise kuyu kontrol sistemi (BOP) gibi modern güvenlik ekipmanlarının kullanılacağı ve tüm faaliyetlerin ilgili kanun ve yönetmeliklere uygun yürütüleceği ifade edildi.

Kaynak: HABER MERKEZİ