Her yıl Mart ayının ikinci haftası, Dünya Okul Yemekleri Günü olarak 108 ülkede kutlanırken, Türkiye’de çocuklar hala sağlıklı ve dengeli okul yemeğinden mahrum.

Küresel Çocuk Beslenmesi Vakfı'nın (Global Child Nutrition Foundation) son raporuna göre, Türkiye'de sadece taşımalı eğitim sistemine dahil olan sadece 614 bin 680 öğrenci devlet tarafından sağlanan ücretsiz beslenme desteğinden yararlanabiliyor. Taraf olduğumuz Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, her çocuğun yeterli beslenme hakkını güvence altına alıyor. Sözleşmenin 24. maddesi, devletler, çocukların yeterli ve besleyici gıdaya erişimini sağlamakla yükümlü.

Derin Yoksulluk Ağı tarafından Eylül 2024'te gerçekleştirilen kapsamlı araştırma, durumun vahametini gözler önüne seriyor. Araştırma sonuçlarına göre, yoksulluk koşullarında yaşayan öğrencilerin %47,3'ü okul kantinlerinden hiçbir şey satın alamıyor. Öğrencilerin %40,2'si ise haftada yalnızca bir kez kantinden alışveriş yapabiliyor. Dahası, yalnızca %32'si düzenli olarak hazırlanmış beslenme çantasıyla okula gidebiliyor.

İzmir'de 1 haftada aranan 308 hükümlü yakalandı! İzmir'de 1 haftada aranan 308 hükümlü yakalandı!

“Yarın çok geç olabilir”

Türkiye Okul Yemeği Koalisyonu, her çocuk için ücretsiz, sağlıklı yemek ve temiz su sağlanması gerektiğini yineleyerek, bu konuda acil adım atılması gerektiğini vurguladı.

Koalisyon tarafından yapılan açıklamada, okul yemeğinin temel bir hak olması gerektiği belirtildi.

"Çocuk yoksulluğunun arttığı, temel gıdaya erişimin zorlaştığı bu dönemde okul yemekleri konusunda daha fazla öteleme kabul edilemez. Okul yemekleri devlet ve anayasa güvencesinde olmalıdır. Her çocuğa ücretsiz, sağlıklı ve besleyici öğünler ve içilebilir temiz su sunulmalıdır. Kamuoyunu çocuklarımızın sesi olmaya davet ediyoruz. Yarın çok geç olabilir.

Genellllll

“Bir bisküviyi üç çocuk paylaşıyor”

Eğitim-Sen 1 No’lu Şube Yöneticisi Oktay Karakuzu kendi okulundaki gözlemlerini şöyle anlattı:

“Kantinlerdeki fiyatlar önemli bir sorun. Öğrencilerin yeterli ve sağlıklı yiyecek alabilmesi, oldukça zor hale gelmiş durumda. Çocukların beslenme alışkanlıkları da değişmiş; artık protein ağırlıklı beslenme yerine, daha çok simit, poğaça gibi karbonhidrat ağırlıklı gıdalar tercih ediliyor. Hatta bazı öğrenciler açlıklarını bastırabilmek için şekerli buzlardan yiyor. Çünkü öğrencilerin alım gücü ancak buna yetiyor. Çocuklar birkaç arkadaşlarıyla bir bisküvi veya bir atıştırmalığı paylaşarak açlıklarını gideriyorlar. Velilerle konuştuğumuzda da “Eti, balı unuttuk tavuk bile alamıyoruz” diyorlar.

Çocukların okula aç gidip gelmesiyle birlikte okul terkleri de ön plana çıkıyor. Tahminime göre, çocukların en az %10'u sürekli devamsızlık gösteren, okula gitmeyen öğrenciler. Okullarda sürekli devamsızlık oranının artması, okula düzenli gitmeyen öğrenci sayısının yükselmesine neden oluyor. Bunun yanı sıra, çocukların okul terklerinin yanı sıra MESEM'lere kayıt olma oranına da dikkat çekmek önemli. Çocuklar, okullarda eğitim görmek yerine fabrikalarda ve işletmelerde ucuz iş gücü olarak çalışmaya yönlendiriliyor.”

Kaynak: özge uyanık