Cumhuriyetin kuruluşundan 23 yıl sonra doğmuşum. Bir Cumhuriyet çocuğu olmanın kazanımı, erdemi, aydınlığı, ayrıcalığı içinde duyumsarım kendimi her zaman.
İki gün sonra Cumhuriyetimizin kuruluşunun 98. yılını kutlayacağız. Daha bugünden içim ışıl ışıl, umut ve devinim içinde. Ülkemin esenliği, yaşamsal aydınlığı, demokratik kazanımları, insan hak ve özgürlükleri, onuruyla Cumhuriyetimizin 100. yılını da coşkuyla kutlamak en büyük dileğim.
***
Aydınlanma, özgürlük, bağımsızlık, çağdaşlık, uygarlık, devrimci inanç, insana saygı, paylaşma, eşitlik, demokrasi… Yaşamı değerli kılan sözcükler, kavramlar… Cumhuriyet bu kavramların bütünüyle anlamlı elbette.
Cumhuriyet'in kurulmasıyla toplumsal yaşamın önemli yenilikleri, devrimleri birer birer hayata geçerken, Türk kadınının kesintisiz devrimler sürecinde yerlerini almaları da gerçekleşir.
Atatürk toplumda, “Cumhuriyet Kadını” düşüncesini yerleştirmeyi, “Cumhuriyet Kadını” olmanın koşullarını yaşamın içinde yaratarak gerçekleştirmeyi amaçlamıştı. Bu yolda Cumhuriyet Kadını, yaptığı köklü atılımlarla, Cumhuriyet ilkelerine gösterdiği uyumla sosyal ve siyasal yaşamda yerini aldı
Kurtuluş Savaşı sırasında Anadolu kadını, özünde var olan atılganlılığını, yürekliliğini, yiğitliğini, yurdunu koruma inancını, gücünü Cumhuriyetle de pekiştirmişti. Mustafa Kemal’in önderliğinde gerçekleşen tüm devrimlerin, çalışmaların içinde kadınlar da vardı.
Siyasal erkin, ortamı boş bulan bağnazlığın, aymazlığın kadını ezmesine, yok saymak, karanlığa itmek istemesine karşın, bu anlayış bugün de varlığını sürdürüyor.
Cumhuriyet değerleri her geçen gün daha iyi anlaşılıyor. Bugün daha çok ona sahip çıkmak, korumak, geleceğe taşımak, yaşatmak sorumluluğu içindeyiz.
Kadınlar ki onlar sevginin, umudun, sevdanın, aşkın, şiirin, içtenliğin, sıcaklığın içinde güzeldirler, özeldirler. Eş’tir, annedir, bacıdır, teyzedir, haladır, ninedir onlar.
Sarıp sarmalayan, kollayan, koruyan, duygunun inceliğini yaşayandır. Tüm bu özeliklerine karşın, en çok incitilen, kırılan, kıyıma uğrayan, baskı gören, ötekileştirilen de kadın oluyor ne yazık ki…
Bu kötü gidişin önüne geçecek köklü çözümlerin üretileceği, kadın kıyımının ortadan kalkacağı günlerin özlemi ve beklentisiyle… Cumhuriyet değerlerine,, kazanımlarına saygıyla bugünden kutluyorum Cumhuriyet Bayramımızı.
***
KADIN ŞİİRİ SEÇKİSİ
Kadının toplumsal yaşamdaki yerini vurgulayan, farklı kadın tiplerini anlatan, aşkları, sevdaları, tutkularıyla kadın duyarlığını öne çıkaran öyküler, romanlar yazıldı bugüne dek. Şiirler hiç aşksız, kadınsız olmadı.
UNESCO'ya bağlı Uluslararası Şiir Düzenlemeleri içinde yer alan, "Feminİstanbul Kadın Şiiri Festivali" bu yıl beşinci kez, 1-3 Ekim tarihleri arasında İstanbul Kartal’da düzenlendi.
Editörlüğünü şair Hilal Karahan’ın yaptığı bir de “Uluslararası Feminİstanbul Kadın Şiiri Festivali” Seçkisi hazırlandı. Seçkide yurt içi ve yurt dışından 148 kadın ve erkek şairin kadının sorunlarını, yaşanmışlıklarını, açmazlarını ele alan şiirlere yer verildi.
Şairlerin kadına odaklı özenli, incelikli bir dille yazdıkları şiirlerini okurken farklı duyguları da yaşıyorsunuz.
Tüm şairlerin adlarını buraya sığdırmam olanaksız. Gene bir ayrıcalık yapıp Seçkide yer alan İzmirli şairleri anayım: Ahmet Günbaş, Aslıhan Türlüoğlu, Aydın Şimşek, Duygu Kankaytsın, Fatma Aras, Fergun Özelli, Gülce Başer, Gülçin Sahilli, Halim Yazıcı, Hüseyin Peker, Işıl Madak Kaya, Mehmet Sadık Kırımlı, Mine Ömer, Neslihan Yalman, Oğuz Tümbaş, Özlem Tezcan Dertsiz, Tuğrul Keskin, Yusuf Alper.